-"DOĞALGAZ İÇİN ÇÖZÜMÜ FEDA ETMEYELİM" LEFKOŞA (A.A) - 21.08.2011 - KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay, Kıbrıslı Rumlara, ''düşman değiliz'' mesajını vererek, ''Bu son fırsattır, doğalgaz için çözümü feda etmeyelim'' çağrısı yaptı. Özersay, Rum Politis gazetesine verdiği demeçte, Kıbrıs Türk tarafının İsviçre modelinde egemenliği kabul ettiğini belirterek, ''Siyasi eşitliğe karşı çıkanların tek seçeneği var; Kıbrıslı Türklerle ayrı üniter Kıbrıs Rum devletini müzakere etmek'' dedi. Rumlara, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi için Rum tarafının elini sıkmaya hazır olduğu mesajı veren Özersay, Kıbrıs Türk tarafının, her türlü ayrılığı hariç tutan bir uzlaşı imzalamaya hazır olduğunu kaydetti. Özersay, Kıbrıs Türk tarafının, birleşmiş Kıbrıs'ın İsviçre modelinde, tek uluslararası temsiliyeti olmasını kabul ettiğini söyledi. Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Türk oluşturucu devletçiğinde ikameti konusunda 21. yüzyılda daha farklısının olamayacağı görüşünü ortaya koyan Özersay, ancak iki kesimlilik ilkesi nedeniyle bu ikamete belli bir sınırın eşlik etmesi gerektiğine dikkati çekti. Çözüm için eksik olan tek şeyin istek olduğunu samimiyetle ifade edebileceğini vurgulayan Kudret Özersay, şöyle devam etti: ''Şunu söyleyeyim; Kıbrıs Türk tarafı konusunda pek çok yanlış anlama var. Mesela, takvim gerekli dediğimizde birilerinin aklına hemen, hakemlik gibi başka seçenekler getirmek istediğimiz görüntüsü geliyor. Çözüm dayatılmasını biz de istemiyoruz. Kıbrıs Türk tarafı olarak oluşturucu devletçiklerin, elbette federal anayasa sınırları içerisinde egemen olmasını istiyoruz. Egemenliği ile bir devlet olan İsviçre örneğinde olduğu gibi. Oluşturucu devletçikler her istediklerini yapamayabilirler. Yine Kıbrıslı Türkler olarak ayrılık olanağı olmamasını da istedik. Kıbrıs Rum korkularından birinin de bu olduğunu biliyoruz. Öte yandan, Kıbrıslı Rumlar da bizim korkularımızı; bir tarafın birleşik Kıbrıs'ın tamamını tek başına temsil etmesi korkumuzu anlamalı. Bu, bir çözüm çerçevesinde yasaklanmalıdır.'' Ekim sonundaki görüşmelerin çok daha önemli olacağını ifade eden Özersay, petrol ve doğalgaz sondajlarıyla, müzakerelerdeki ilerlemenin feda edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Özersay, iki liderin BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a Ekim sonunda üçlü görüşme yapılacağı konusunda söz verdiğini anımsattı. Özersay, şöyle devam etti: ''Mevcut müzakere prosedürünün yeniden birleşmiş bir Kıbrıs için son fırsat olduğuna inanıyorum. Biliyorsunuz, göçmen olarak, çok sayıda kaybı olan bir ailenin ferdi olarak, çoğu Kıbrıslı Rumun endişelerini hissedebilirim. Benim için Kıbrıslı Rumlar düşman değildir. Ancak siyasi eşitliğe karşı çıkan ve Kıbrıslı Türkler üzerinde otorite kurmak isteyen Kıbrıslı Rumlara tolerans göstermeyeceğim. Böyle bir şey isteyen Kıbrıslı Rumların tek bir seçeneği var; Kıbrıslı Türklerle ayrı üniter Kıbrıs Rum devleti müzakere etmek. Çözüm, karşılıklı tavizlerle mümkündür. Bu fırsatı yitirmeyelim. Ömür boyu müzakere etmemiz mümkün değildir.'' -''İki seçenek var''- Petrol aramaları konusunda Rum tarafı için iki seçenek olduğunu vurgulayan Özersay, şöyle devam etti: ''Ya bu faaliyetler ertelenir ve Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıs sorununun çözümünün 2012'nin ikinci yarısından önce, mümkün olan en kısa zamanda mümkün olduğunu açıklar. Gerçekçi olun. İki ay içerisinde doğalgaz veya petrol bulunup çıkartılması söz konusu mu? Bu bir seçenek olabilir. İkinci seçenek de Kıbrıs Rum tarafının Lübnan ve Türkiye gibi bütün bölge ülkelerini davet edebilir ve bir çıkış yolu bulmaya çalışır.'' Kudret Özersay, ''enerji araştırmaları nedeniyle sıcak bir sonbahara doğru gidildiğini mi düşündüğü?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Sadece, Cenevre üçlü görüşmesi sonrasında olumlu bir momentumun ortaya çıktığı bir dönemde, kara sularına ilişkin tartışmalar çıkmasının gerçekten talihsiz olduğuna vurgu yapmak istiyorum. Araştırmalar konusunda geniş bir açıklama yaptığımı biliyorsunuz, kendimi tekrar etmek veya petroller konusuna daha fazla girmek istemiyorum. Sonuç olarak bu tür Ada'mızda gerginlik tırmandırma çabaları ile müzakere prosedürünü feda etmeyeceğimizi vurgulamak isterim.''