"Doğu'nun Cazibesi" Sergisi

"Doğu'nun Cazibesi" Sergisi

Britanya oryantalizminin başyapıtlarının yer alacağı "Doğu'nun Cazibesi" sergisi, yarın Pera Müzesi'nde açılacak.

 

Pera Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, dünyanın en köklü sanat kurumlarından biri olan Tate Britain ve British Council işbirliğiyle, dünyanın tanınmış büyük ustalarının 102 eseri, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu'ndan 2 eser ile Topkapı Sarayı Müzesi'nden 1 eserin "Doğu'nun Cazibesi"nde sergileneceğini söyledi.

 

Sanatseverleri toplam 105 seçkin resimle buluşturacaklarını belirten Birol, serginin Şubat ayında ABD'de Yale Center for British Art, Haziran ayında da Tate Britain'ın Linbury galerilerinde sergilendiğini ve büyük ilgi gördüğünü, Türkiye'de de hak ettiği ilgiyi göreceğini düşündüklerini kaydetti.

 

Sergide Lord Byron, Laydy Montagu, James Silk Buckingham, Sir Richard Burton, Thomas Edward Lawrence gibi ünlü isimlerin yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu döneminden Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Sultan Abdülmecid gibi çok önemli figürlerin portrelerinin yer aldığını anlatan Birol, şöyle konuştu: "Sanatseverler, bu sergiyle figürlerden, portrelerden hareme, güncel yaşamdan kutsal topraklara uzanan birbirinden değerli eşsiz görüntülerle 18. yüzyıldan 20. yüzyıl başına muhteşem bir yolculuğa çıkacak.

 

Aslında Pera Müzesi'nin 3, 4 ve 5. katlarında Britanya ve o dönemin Osmanlı İmparatorluğu'nun ve yakın doğunun tarihi yatıyor. Bunlar orijinal eserler. Her biri neredeyse bir baş yapıt. İşin sanatsal yönüyle ilgili değerlendirmesinin yanı sıra tarihi ve politik açılımları da olan özellikle günümüzde yakın ve orta doğu ile ilgili sorunların süregeldiği bir süreçte ayrı bir önem taşıyan bir proje olduğuna da inanıyoruz." Serginin kolay gerçekleştirilmediğine dikkati çeken Birol, Tate Britain ve British Council'ın serginin hazırlanmasında onlarca koleksiyonel kurum ve kişiyle temasa geçildiğini söyledi.

 

"Sergi, kültürleri birbirine yaklaştırıyor"

 

British Council Görsel Sanatlar Direktörü Andrea Rose de İstanbul'da bulunmanın kendisi için büyük bir onur olduğunu belirterek, serginin İstanbul'da açılmasıyla zor bir işin başarıldığını bildirdi. Pera Müzesi'nin büyük bir sabır göstererek yaklaşık bir yıl içinde güzel bir sergi gerçekleştirdiğini anlatan Rose, British Council olarak Türkiye'yi Avrupa'nın bir parçası olarak gördüklerini ifade etti.

 

Rose, serginin Türkiye'de açılmasının önemli bir diplomatik özelliğe sahip olduğunu vurguladı. Serginin, kültürleri birbirine yaklaştırmasını ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin entegre parçası olmasını sağladığını belirterek Rose, "Sergide yer alan tablolar, diğer kültürlerin ilişkilerinin anlaşılmasına yardımcı olacak" diye konuştu.

 

"Türkiye ile çalışmak heyecan verici"

 

Tate Britain Direktörü Stephan Deuchar da serginin Türkiye'ye gelmesi fikrinin 3 yıl önce konuşulduğunu anlatarak, "Türkiye ile ilk kez birlikte çalışıyor olmak heyecan verici bir fikirdi" dedi.

 

Britanya oryantalizminin tanınmış, ancak üzerinde az çalışılmış bir alan olduğunu ifade eden Deuchar, bu serginin Türkiye'de sergilenmesinin önemli olduğunu vurguladı. Serginin Türkiye'den sonra dördüncü durağının Sharjah Sanat Müzesi'nde açılmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri olduğunu belirten Deuchar, "Bu projenin, uluslararası, siyasi konumu öngörülüyor.

 

20. yüzyıl tarihine baktığımızda kültürel projelerin önemli rol oynadığını görüyoruz. Uluslararası projelere katılmak bizim için önemli" diye konuştu.

 

"Türkiye'deki eserler yurt dışında sergilenmeli"

 

Gazetecilerin, serginin Pera Müzesi'nde açılma nedenini ve ilk teklifin kimden geldiğini sormaları üzerine Deuchar, bu tabloların referans noktası İstanbul olduğu için ilk düşüncenin kendisinden çıktığını söyledi. Pera Müzesi'nin geleceğe dönük potansiyeli olan bir kurum olduğunu belirten Deuchar, "Gereken istek ve hırs olduğu için Pera Müzesi'ni tercih ettik" dedi.

 

Özalp Birol, serginin maliyetine ilişkin bir soru üzerine, serginin parasal boyutunu söylemek istemediğini, ancak yer alan eserlerin toplam değerinin 150 milyon dolar olduğunu söyleyebileceğini kaydetti. Birol, "Bizim için önemli olan parayla ölçülür olması değil, tarihin önemli bir parçasının yatıyor olması. Sergide kültürel etkileri, sanatçıların ilham alışını ve bunu dışa vuruştaki farklı yaklaşımlarını göreceksiniz. Parayı telaffuz etmek, etkinin ölçütünü maddi platforma taşımak önemli ancak eserler paha biçilmez.

 

Yalnız şunu söyleyeyim ucuz bir sergi değil" diye konuştu. "Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu'nda yer alan eserler Sharjah Sanat Müzesi'nde sergilenecek mi?" sorusu üzerine Birol, Sharjah Sanat Müzesi'nden böyle bir talebin gelmesi durumunda bu müzede eserleri sergilemekten mutluluk duyacaklarını ancak Türkiye'deki sanat eserlerinin yurt dışında sergilenmesinin yönetmelik ve kanun nedeniyle çok zor olduğunu söyledi.

 

Türkiye'deki sanat eserlerinin yurt dışında açılan nitelikli sergilerde yer alması gerektiğini dile getiren Birol, bunun gerçekleşmesi için bu konudaki kanun ve yönetmeliklerin bir an önce değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.