-"ELİF BEBEK"TEN "KİTRE BEBEK"E ANADOLU KADINI ANKARA (A.A) - 13.04.2011 - Tarih boyunca toprağın bereketini ve doğanın renklerini giysilerinde ve takılarında sergileyen Anadolu kadınının kendinden yola çıkarak tasarladığı bebekler Başkentlilerle buluştu. ''Elif ve kitre bebek''ler, anatomik yapısından kullandığı takılara, geleneksel elbiselerinden sevdiği renklere tamamen Anadolu kadınından yola çıkarak hazırlandı. ''Elif Bebek'' ve ''Kitre Bebek Sergisi'', Gazi Üniversitesi Merkez Kütüphanesindeki Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesinde açıldı. Ankara Olgunlaşma Enstitüsü ''Kitre Bebek'' Atölye Şefi Hürrem Melek Öcalan, 2009 yılında Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü'nün başlattığı Türkiye'nin geleneksel bebeği ''Elif projesi''nin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun tanıtımıyla yapıldığını hatırlattı. ''Elif bebek''lerin Türkiye'nin kültürel özelliklerini yaşatmak ve geleceğe aktarmak amacıyla Türk kadınının fiziksel özellikleri dikkate alınarak hazırlandığını anlatan Öcalan, ''Çalışmalarımızda bütün yörelerden esinlendik ve oyalarda, takılarda, nakışlarda bütün bölgelerden bir harmanlama yaptık'' dedi. Normalde model bebeği kitre pamuk ile çalıştıklarını söyleyen Öcalan, bunu bir heykeltıraş titizliğinde yaptıklarını ifade etti. Kıyafetlerde ise yine üzerinde bütün Türk el sanatlarının sergilendiği oyalar, nakışlar, danteller, firketeler, iğne oyaların barındırdığı özelliklerin yer aldığını dile getiren Atölye Şefi Öcalan, ''Bunun yanında aslının aynı örnek alınarak hazırlanan kıyafetlerimiz de yer almakta. Örneğin bir Ankara gelin bindallısı, 150 yıllık bir antika kıyafetten birebir küçültülerek çalışıldı. Bunun yanında bir Ankara üçetek ve Samsun gelini ise tamamen aslına sadık kalınarak yapıldı. Diğer kıyafetler de bütün bir harmanlama yapılarak stilize edildi'' diye konuştu. Ülkelerin geleneksel giyim kültürünü ve ülke insanının fiziksel özelliklerini taşıyan folklorik bebeklerin ekonomik değer de taşıdığını söyleyen Öcalan, ''Türkiye bebeği Elif ile kültürümüzün zenginliğini yansıtan el sanatlarımızın takı, dokuma, işleme, oya gibi birçok alanını sergilemek mümkün de oluyor. Bebeklerin üretiminde 45 ev kadını 'Üreten Kadın Projesi' kapsamında görev aldı ve bu sayede kadınlar katma değer oluşturularak istihdam edildi'' şeklinde konuştu. ''Elif Bebek Projesi''nin 2,5 ay gibi kısa bir sürede hazırlandığını ifade eden Hürrem Melek Öcalan, şunları söyledi: ''Elif bebeğin alt yapısı kitre bebektir. İlk aşamada kitre tekniğiyle denemeler yapıldı, Türk kadın tipinin karakteristik özelliklerine uygun anatomik ölçüler belirlendi. Ancak kitre bebek yapımında el işçiliğinin uzun zaman alması nedeniyle seri üretime dönük başka malzeme arayışına gidilerek bebeğin seri ve çoklu üretimine en uygun malzemenin polyester olmasına karar verildi ve kalıbı alınan bebeği çoğaltma işlemi başlatıldı.'' Öcalan, ''Anadolu değerlerini gündeme getirmek amacıyla giysilerde yerel dokuma örnekleri kullanıldı, bir renk cümbüşü içinde olan bebeğin giysileri, yazmaları, renkli boncuklu oyaları, kuşağı, baş süslemeleri, kemeri ve diğer aksesuarların tamamı elde yapıldı'' ifadelerini kullandı. Şu an Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde olan 12 Olgunlaşma kurumunda bebeklerin seri üretimi ve pazarlamasının yapıldığını aktaran Hürrem Melek Öcalan, ''Elif Bebek''in Türk Patent Enstitüsü tarafından ''Geleneksel Türk Bebeği'' olarak marka tescilinin yapıldığına da dikkati çekti. -BARIŞ ELDEM KOMPOZİSYONU- Sergide hayatın içinden Anadolu kadını motiflerinden başarılı kompozisyonlar oluşturan Barış Eldem de 5 yıldır kitre ve seramikten bebekler yaptığını söyledi. Ankara Olgunlaşma Enstitüsünde Usta Öğretmen olarak çalışan Eldem, aynı zamanda Elmadağ'da bulunan atölyesinde ağaç, metal, kumaş parçaları, gazoz kapakları, teneke gibi kendi yaptığı malzemeleri kullandığını aktardı. Doğada bulunan birçok ''şey''in işine yaradığını ve bunları şekillendirip bir ürün haline getirdiğine dikkati çeken Barış Eldem, DÖSİM ve bazı kurumlarla çalıştığını ve bu kurumlar için özel siparişler de yaptığını belirtti. Özellikle bazı firmaların iş yerlerinin bulunduğu yerin girişine kompozisyon çalışması istediklerine işaret eden Barış Eldem, tema olarak çoğunlukla tema olarak köy hayatını seçtiğini ama akla gelebilecek her türlü şeyi çalışabildiğini sözlerine ekledi. Sergi, Nisan sonuna kadar gezilebilir.