"HAKİMLER ALEYHİNE VERİLEN KARAR İLKELERE AYKIRI DEĞİL" ANKARA (A.A)

-"HAKİMLER ALEYHİNE VERİLEN KARAR İLKELERE AYKIRI DEĞİL" ANKARA (A.A) - 19.07.2010 - Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, hakimlerin görevlerinde bağımsız olmalarının, hukuka aykırı eylemlerinden dolayı sorumlu tutulamayacakları anlamına gelmeyeceğini belirterek, Daire'nin hakimler aleyhine verdiği kararın, ''ceza davası yönünden mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırılık oluşturmayacağını'' kaydetti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, ''Ergenekon'' soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın açtığı tazminat davasında, tahliye taleplerini reddeden dokuz hakimin bin 500'er TL tazminat ödemesine ilişkin kararın gerekçesini yayımladı. ''Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında uğranılan zarara neden olan işlemlerin bir bölümünün, yargısal faaliyetlere ilişkin olduğu ve koruma tedbiri niteliğindeki yargısal işlemler nedeniyle Devlet'in sorumluluğunun bulunduğu'' kaydedilen kararda, ''Ceza Muhakemesi Kanununda (CMK), maddi ve manevi her türlü zararın Devlet'ten istenilebileceği belirtilmiş olup; davanın açılabilmesi ise karar veya hükmün kesinleşmesi koşuluna bağlanmıştır. Bu düzenleme ile, koruma tedbirleri bakımından Devlet'in asli ve birincil nitelikte sorumluluğu kabul edilmiştir, Diğer yandan, Devlet'in sorumluluğu için; koruma tedbirlerine ilişkin kurallara aykırı davranılmış olması gerekli ve yeterlidir'' değerlendirilmesinde bulunuldu. -''ARA KARARLAR DA DAVA KONUSU YAPILABİLİR''- Hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalarda, asıl davanın sonuçlanmasının gerekmeyeceği, ara kararların da dava konusu yapılabileceği vurgulanan gerekçeli kararda, dava konusu tutuklama kararı ile ilgili olarak halen derdest olan ceza davası yargılamasının sonucunun beklenilmesinin gerekmediği ifade edildi. Gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi: ''Özellikle, yasaya aykırı haciz veya tutuklama yahut tutukluluğun devamına ilişkin ara kararları bakımından, asıl davanın görülmekte bulunması, hukuki sorumluluk savının ileri sürülebilmesine engel teşkil etmemektedir. Yine, sorumluluk davasına dayanak yapılan olgular ile asıl davada yargılama konusu yapılan olgular farklı olduğundan kesin hüküm ilkesinin, zedelenmesi veya ortadan kaldırılması da söz konusu değildir. Hukuki sorumluluğa ilişkin düzenlemelerden ortaya çıkan bu sonucun, Anayasa'da düzenlenen 'Hak Arama Hürriyeti' ile de ilgisi bulunmaktadır.'' -''KARAR, HAKİMLİK TEMİNATI İLKESİNE AYKIRILIK OLUŞTURMAZ''- Gerekçeli kararda, mahkemelerin kaynağını Anayasa'dan alan yargılama yetkisine dayanarak verdikleri kararların, diğer mahkemelerce ''emir ve talimat'' olarak nitelendirilemeyeceği vurgulandı. Anayasa'nın amacının ''yargıyı, özellikle yürütme ve yasamanın müdahalelerinden, emir, telkin ve talimatlarından korumak'' olduğuna işaret edilen gerekçeli kararda, ''Dairemizce verilen karar, ceza davası yönünden mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırılık oluşturmaz'' denildi. -AİHM KARARLARI- Gerekçeli kararda, Haberal'ın tahliye taleplerinin reddine ilişkin verilen kararlarda, ''suç niteliğinin kaçma veya delilleri karartma şüphesinin gerekçesi yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun düşmediği'' belirtildi. -''ASIL OLAN CEZA YARGILAMASININ TUTUKSUZ YAPILMASI''- Asıl olanın ''ceza yargılamasının tutuksuz yapılması'' olduğu ifade edilen gerekçeli kararda, ''koruma tedbiri anlamındaki tutuklamanın istisnai bir nitelik taşıdığı, bir istisnanın, kural haline dönüştürülmesinin de masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğuracağı'' vurgulandı Haberal'a manevi tazminat ödemesi kararlaştırılan hakimlerin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nezdinde kararı temyiz etmek hakları bulunuyor.