"İslam ülkeleri arasında makro ekonomik istikrar sağlamak lazım."

Pakistan Federal Planlama Komisyonu Bakanı Asseff Ahmed Ali Sardar, İslam ülkelerinde makro ekonomik istikrarın sağlanması gerektiğini belirterek, "Bunun için İslam Para Fonu ismiyle bir kuruluş oluşturmamız gerekir" dedi. Sardar, Hilton Otel'deki "İKT Devletleri Kalkınma ve İşbirliği Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, İslam ülkeleri arasında ekonomik işbirliğinin artırılması konusunda yol haritası çıkarmak üzere toplantıya katıldıklarını söyledi. Uluslararası krizden en fazla İslam ülkelerinin etkilendiğini ifade eden Sardar, bunun da İslam ülkeleri ekonomilerdeki kırılganlıklardan kaynaklandığını vurgulandı. Sardar, IMF politikaları ve sağlanan kaynaklarla ülkelerde sahte bir büyümenin yaşandığını, ancak bunun kalkınmaya zarar veren bir büyüme olduğunu ve ekonominin bağışlıklık sistemini ortadan kaldırdığını savunarak, İslam ülkelerindeki yoksullukla mücadele için toplantının son derece yaşamsal öneme sahip olduğunu bildirdi. Asseff Ahmed Ali Sardar, "İslam ülkeleri arasında makro ekonomik istikrar sağlamak lazım. Bunun için İslam Para Fonu ismiyle bir kuruluş oluşturmamız gerekir. İslam Para Fonu fikrinin ciddi bir şekilde ele alınması lazım" dedi. Özellikle ülkesinde askeri yönetim döneminde oluşturulan sahte refah döneminin sona erdiğini ve krizin şiddetini herkesten daha fazla hissettiklerini dile getiren Sardar, "Şu anda içinde bulunduğumuz dönem kanser hastasının kemoterapiye girmesi gibi" diye konuştu. Katar Uluslararası İşbirliği Bakanı Katar Uluslararası İşbirliği Bakanı Dr. Halid bin Muhammed El-Attiya da İslam Konferansı Teşkilatına (İKT) üye ülkelerin kalkınma sürecini etkileyen birçok sorun ve zorluklarla karşı karşıya olunduğunu belirtti. Fakirlik, işsizlik ve ülkeler arasında ticaret hacminin azalmasının başlıca sorunlar arasında yer aldığına dikkati çeken El-Attiya, şunlarısöyledi: "İKT üyesi ülkelerin arzulanan ekonomik hedeflere ulaşması ve bu sorunlara toplu halde karşı koyması gerekmektedir. İşte bu noktada zorluklara karşı konulabilmesi ve arzuladığımız kalkınma hedeflerine ulaşmak için bugün her zamankinden daha fazla, hep birlikte, özellikle de gelişmiş ve petrol ülkeleri, uluslararası kurum ve kuruluşlar ile örgütlerin çabalarına ihtiyaç vardır." El-Attiya, toplantının amacının, İKT üyesi ülkeler arasında güçlü bir ortaklık yaratmak amacıyla düzenlendiğine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Finans alanında aktivite gösterenlerin tümü arasında gerçek bir ortaklık olmadıkça, sürekli araştırma ve yenilik politikası benimseyen bir perspektif ortaya konulmadıkça, İKT'ye üye ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasını gerçekleştirmeyi engelleyen fırsatlar ve zorluklardaki değişiklikler göz önünde bulundurulmadıkça, bu hedefi gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır. Şüphesiz ki İKT ülkelerindeki kalkınma ve işbirliği kurumlarının, bu sorunları karşılamada önemli rolleri vardır. Bu rol arzulanan sonuçları gerçekleştirmek için aktif ve sürekli bir koordinasyon gerektirir. Bizler ortak ülkelerin öncelikleriyle orantılı çaba ve desteğimizi içeren koordineli ve birliktelikli bir yöntemle çalışmalıyız." İslam kalkınma bankası başkanı Ali İslam Kalkınma Bankası Başkanı Dr. Ahmed Muhammed Ali de İKT'ye üye ülkelerde dünya nüfusunun yüzde 40'ının yaşadığını, ancak dünyadaki fakir ve yoksulların yine yüzde 40'nın İKT ülkelerinde bulunduğunu söyledi. Krize karşı İKT ülkelerinin işbirliği yaparak hareket etmeleri gerektiğini vurgulayan Ali, toplantıda alacakları tavsiye kararların kalkınma konusunun çok iyi incelenerek oluşturulması gerektiğini ifade etti. "Bizim ortak bir akılla düşünmemizi sağlayacak bir mekanizma kurmamız lazım" diyen Ali, sürekli sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için bu mekanizma ile İslam ülkeleri arasında daha fazla işbirliği ve güç birliği yapılması gerektiğini kaydetti. Ali, İslam Kalkınma Bankasının toplantıda alınacak kararların uygulanması ve hedeflere ulaşması konusunda üzerine düşeni yapacağını bildirdi.