-"KABAHATLİ" EYLEMCİLERE YARGIDAN OLUMSUZ CEVAP ADANA (A.A) - 15.07.2010 - Türkiye'de ilk kez Adana'da başlatılan toplantı, gösteri ve yürüyüş yerleri dışında eylem yapanlara yönelik başlatılan ceza uygulamasında bugüne kadar 739 kişiye 105 bin TL para cezası kesildi. Cezanın iptaline yönelik davalardan 733'ü ile uygulamanın iptaline yönelik Bölge İdare Mahkemelerine açılan 3 davadan 2'si reddedildi. Vali İlhan Atış tarafından İl İdaresi Kanunu hükümlerince, 6 Kasım 2009 tarihinde basın açıklamaları ve imza stantları ile ilgili düzenlemelere aykırı davrandığı tespit edilenlere ceza kesilmesine yönelik bir genelge yayımlandı. O dönemde Türkiye'de ilk kez gerçekleştirildiği belirtilen uygulamayla ''İl genelinde kamu düzeninin sağlanması, genel sağlık, genel ahlakın veya başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması, etkinliklerin demokratik ölçüde yapılabilmesi ve etkinliğe katılanların can güvenliğinin sağlanması'' amacıyla basın açıklaması, imza kampanyası yapılacak ve yapılmayacak yerler belirlendi. Bu tarihten sonra Güvenlik Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler, rutin olarak kent genelinde gösterileri takip ederek, düzenlemeye aykırı hareket eden eylemcilerin kimliklerinin tespitine çalıştı. Kimlikleri belirlenen eylemcilere yönelik, Kabahatler Kanunun 32. maddesi kapsamında 143 TL ceza kesildi. Bugüne kadar 739 kişiye toplam 105 bin 677 TL para cezası verildi. Yapılan düzenleme bazı kesimler tarafından olumlu karşılanırken, bazı sivil toplum kuruluşları tepki gösterdi. Haklarında idari para cezası uygulananların Sulh Ceza Mahkemelerine ''sesini çıkaran herkese Kabahatler Kanunu gereğince ceza kesildiği, yasakçı zihniyetle hareket edildiği'' iddiasıyla cezanın iptaline yönelik açılan davaların, 733'ü mahkeme tarafından reddedildi. Bazı sendika ve dernek yöneticilerinin düzenlemenin iptaline yönelik Bölge İdare Mahkemesine açtığı 3 davadan 2'si de davacıların aleyhine sonuçlandı. Son olarak Adana 1. İdare Mahkemesine Eğitim-Sen tarafından ''basın açıklaması ve imza kampanyası yapılıp, yapılmayacak yerlerin tespitine ilişkin Valilik kararının, hukuka aykırı olduğu, Anayasa'nın 13. maddesi ile ancak kanunla sınırlama getirebileceği açık olan basın açıklamalarının Valilik kararıyla sınırlandırılmasının Anayasanın açık hükmüne de aykırılık teşkil ettiği'' iddiasıyla Adana Valiliği hakkında dava açıldı. İddia ve savunmaları değerlendiren mahkeme tarafından, verilen kararda ise şu ifadeler yer aldı: ''5442 sayılı İl İdaresi Kanunun 9/C maddesinde 'kanun,tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek amacıyla valiler genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler' kuralı, aynı yasanın 11/C maddesinde 'il sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir' kuralı yer almıştır. Dolayısıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti kapsamında bulunan, demokratik bir hak olan basın açıklamasının ve bir düşünce veya isteğin kamuoyunca desteklendiğini imza toplamak suretiyle göstermek amacıyla imza standı açılmasının, Anayasanın 26. maddesindeki özel sınırlama sebepleri gözetilerek, kamu düzeni ve kamu güvenliğini ihlal etmeden ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak kullanılmasını sağlamak amacıyla yukarıda anılan yasal yetki çerçevesinde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.'' Mahkeme heyeti tarafından davanın reddine, 105,80 TL'lik yargılama giderinin de davacı tarafından karşılanmasına karar verildi.