-"Kötüye mi yoksa daha kötüye mi gideceği tartışılıyor" TBMM (A.A) - 31.01.2012- AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsviçre'de Avrupa ekonomisinin iyiye mi kötüye mi gideceğinin değil, kötüye mi yoksa daha kötüye mi gideceğinin tartışıldığını belirterek, ''Avro bölgesi daralma beklerken biz bu yıl da inşallah büyümeye devam edeceğiz, devam ediyoruz. Tabii temkini de ihtiyatı da elden bırakmayacağız'' dedi. Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, ekonomideki gelişmelere değindi. İsviçre'de ekonomi ve Avrupa'nın krizi ele alınırken, oradaki bakanların Türkiye'nin farklı konumunun en yetkili ağızlardan ifade edildiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin takdirleri üzerinde topladığını bildirdi. Erdoğan, 2012 yılının Avrupa'da çok zor geçeceğinin şimdiden göründüğünü ifade ederek, ''Esasen İsviçre'de Avrupa ekonomisinin iyiye mi kötüye mi gideceği değil, kötüye mi yoksa daha kötüye mi gideceği tartışılıyor. Avrupa'da, Avro bölgesindeki bu olumsuz sürecin Türkiye üzerinde bir miktar etkisi olacaktır. Ama bunun sınırlı kalacağı da bir gerçektir. Avro bölgesi eksi büyüme, yani daralma beklerken biz bu yılda inşallah büyümeye devam edeceğiz, devam ediyoruz. Tabii temkini de ihtiyatı da elden bırakmayacağız'' diye konuştu. Avrupa'nın şu anda en büyük sorununun bütçe açıkları olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Özellikle seçime giden ülkeler, bu kadar küresel krize rağmen seçim uğruna tedbir almakta çekingen davranıyorlar. Hem kendi halklarına, hem de Avrupa'nın geleceğine bunlar haksızlık yapıyorlar. AK Parti hükümetleri olarak biz popülizmden her zaman uzak durduk. Biz seçime giderken seçim ekonomisi uygulamadık, tam aksine ne gerekiyorsa onu yaptık. Biz milletimizle doğrudan iletişim kuruyoruz. Samimiyetle, muhabbetle iletişim kuruyoruz. Karşılıklı güven içerisinde yolumuza devam ediyoruz. Temkini de tedbiri de elden bırakmadan uyum, koordinasyon içerisinde ekonomideki bu başarışı inşallah çok daha yukarılara taşıyacağız. Yatırımlarda durmak yok, aynen devam ediyor, devam edecek. Bazıları korkuyor, böyle kritik dönemde yatırımlara devam edersek ne olur diye... Bereket olur, başka bir şey olmaz. Bakın şu anda Avrupa'da 6 ülke IMF ise stand-by anlaşması yapmak için sırada bekliyor. Bize ne diyordu faiz lobisi, 'aman gecikiyorsanız ne olur stand-by anlaşması yapın' ne oldu, 4 yıla girdik, yaptık mı yapmadık, herhangi bir sıkıntı var mı, yok. Çünkü, bizim böyle bir sorunumuz da yok. Tam tersi biz on yılların birikmiş borcunu, bize devredilmiş yükü günü gününe ödüyor ve IMF'e olan borcumuzu kapatıyoruz. MHP-DSP-ANAP hükümetinden 2002 sonunda görevi devraldığımızda IMF'e olan borç 23,5 milyar dolardı. Şu anda 2,9 milyar dolara kadar bu borcu çekmiş durumdayız. Onlar borçlandı biz ödedik, yapılan bu. Merkez Bankası rezervimiz göreve geldiğimizde 27 milyar dolardı altın dahil. Şimdi 85,3 milyar dolar.