"LİBYA'DA NEYLE KARŞILAŞACAĞINIZI BİLMİYORSUNUZ" İSTANBUL (A.A)

-"LİBYA'DA NEYLE KARŞILAŞACAĞINIZI BİLMİYORSUNUZ" İSTANBUL (A.A) - 22.02.2011 - Libya'daki olaylar nedeniyle tahliye edilerek Mısır'a geçen ve İskenderiye'den Türk Hava Yolları'na (THY) ait özel uçakla İstanbul'a getirilen Türk vatandaşları, aileleri ve yakınlarına kavuştu. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Dışişleri Bakanlığının talebi üzerine Libya'daki Türk vatandaşlarının tahliyesi için bugün İskenderiye'ye gönderilen TK 3682 sefer sayılı A330 tipi özel uçakla İstanbul'a getirilen ve Libya'da çalışan mühendis, işçi ve ailelerinden oluşan toplam 249 yolcu, Atatürk Havalimanı'nda yakınları tarafından karşılandı.   Duygusal sahnelerin yaşandığı Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Geliş Terminali'nde, kendilerini bekleyen yakınlarıyla sarmaş dolaş olan yolcular ile yakınlarının sevinç ve gözyaşları birbirlerine karıştı. -''HIRSIZLIK YAPIYORLAR''-   Libya'da işçi olarak çalışan Kasım Turgut, Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Libya'da çok zor günler yaşadıklarını ifade ederek, ''Libya'da bizimle aynı iş yerlerinde çalışanlar bile bizi tehdit ederek, korkutarak Türk şirketlerini, şantiyelerini yağmaladılar. Daha doğrusu hırsızlık yaptılar'' dedi. Libya'da şirket sahibi olduğunu ifade eden Ender Onursal ise ülkede büyük bir belirsizlik yaşandığını belirterek, ''Belki bir gecede yüz milyon dolar kaybettik ama vatan toprağı bambaşka bir şey, vatanımıza kavuştuğumuz için çok sevinçliyiz. Libya'da neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz, dakikaların, saatlerin ne getireceğini bilmiyorsunuz'' diye duygularını dile getirdi. Libya'da işçi olarak çalışan Umut Erkulu da Tobruk kentinden araçlarla Mısır sınırına geldiklerini, Mısır gümrüğünde 13 saat bekletildiklerini ifade ederek, ''13 saat bekledikten sonra, 8 saatlik bir yolculukla İskenderiye havaalanına vardık. THY'nin gönderdiği özel uçağa binerek ülkemize geldik. Çok şanslıyız. Bingazi'de hiçbir yetkiliden yardım göremedik ama Mısır'da konsolosluk yetkilileri bizimle çok ilgilendi'' diye konuştu. Erkulu, olaylar başlayınca korkudan evlerinden çıkamadıklarını, çalıştıkları şantiyenin ise yağmacılar tarafından basıldığını anlatarak, ''Eli silahlı adamlar şantiyeye geldi. Biz karşı koymadık. Onlar mallarımızı yağmalarken biz canımızı kurtarma telaşına kapıldık'' dedi. Libya'nın Zindan bölgesinde Öztaş şantiyesinde çalışan Davut Özdemir de çok zor günler geçirdiklerini belirterek, şunları anlattı: ''Bizi, yanımızda çalışan Libyalılar ve polis olduğunu söyleyen kişiler gasbetti. Bizim üzerimizde ne varsa soydular. Ben bunları Müslüman olarak görmüyorum. Ben bunları Libyalı olarak görmüyorum, bunlar bize İsrail'in yapmadığını yaptı. Şantiyeden çıkıp kaçtığımız halde arkamızdan silah sıktılar. Böyle insanlık, böyle Müslümanlık olur mu? Çoğumuzun telefonlarını aldılar, direnenleri yaraladılar. Başka milletlerin şantiyelerini basmıyorlar, Türklerin şantiyelerini basıyorlar. Bizim 50 milyon lira değerindeki 60-70 tane iş makinemiz gitti. Çünkü hakkımızı savunacak kimse yok. Güvenlik denen bir şey yok, zaten güvenlik görevlileri hırsızlık yapıyor. Güvenlik görevlileri ile halk bir olmuş. Telefonumu almak için beni silahla arazide kovaladılar. Taksi tutup havaalanına gittim. Libya'dan canımızı zor kurtardık.''  -''KİMSE LİBYA'YA GİTMESİN''- Özdemir, bir daha asla Libya'ya çalışmak için gitmeyeceğini ifade ederek, ''Türk vatandaşı olan kimse de Libya'ya gitmesin'' dedi. Mustafa Koç adlı işçi de Libya'da birbirlerini tanıyan kişilerin bile birbirlerini darp edip, gasbettiğini belirterek, ''Şantiyemizde çalışan Libyalılar gündüz bizimle çalışıyor, akşam olunca şantiyemizi basıp mallarımızı gasbediyor. Onların Müslümanlığından şüpheliyim. Bir Müslüman Müslümana bunu yapar mı'' diye konuştu. Osman Köseoğu adlı vatandaş da Libya'ya Afrikalı askerlerin getirildiğini belirterek, ''Şantiyemiz talan edildi, yağmalandı. Çok şükür çalışanlarımız kazasız belasız ülkemize geldi'' dedi.   Burak Acar ise Libya'da Tobruk yakınlarında otel işlettiğini anlatarak, ''Ülkede 3 grup var. İktidar yanlıları, muhalifler, bir de yağmacılar... Yağmacılar bugünü bekliyorlarmış. Hani Türkiye'deki depremden sonra depremzedeler, bir de hırsızlar vardı ya, orada da aynı durum var. Hırsızlar ve yağmacılar yaşananları fırsat bilip her şeyi yağmalıyor, bu çok acı...'' diye konuştu. Öte yandan Libya'da işletmeleri bulunan bazı firmaların muhasebe yetkililerinin, Atatürk Havalimanı'nda Türkiye'ye gelen işçilerine yol parası olarak kullanılmak üzere 100'er dolar para dağıttığı görüldü. Bu arada İskenderiye'den gelen uçağın Atatürk Havalimanı'na indiği saatlerde THY'nin tarifeli bir uçağı da Trablus'tan İstanbul'a geldi.