"MUHALEFETİN ÖNCE KENDİ İNSANIYLA BARIŞMASI LAZIM" İZMİR (A.A)

-"MUHALEFETİN ÖNCE KENDİ İNSANIYLA BARIŞMASI LAZIM" İZMİR (A.A) - 09.06.2011 - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'de muhalefet partilerinin güçlenebilmeleri için, temsilcilerinin ''kendi milletiyle barışmaları'' gerektiğini söyledi. Bağış, Financial Times gazetesinin 12 Haziran genel seçimlerini konu ettiği başyazısında yer alan ''Türkiye'ye daha güçlü bir muhalefetin gerektiği'' şeklindeki ifadeyi değerlendirdi. ''Türkiye'de daha güçlü bir muhalefet ihtiyacı varsa bile, bu Financial Times'ın yazmasıyla olacak bir şey değil'' diyen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizim muhalefet partilerimizin önce kendi insanıyla, kendi milletiyle barışması lazım. Kendi insanına 'bidon kafalı' diyen bir muhalefetin, oyunu talep ettiği insanlara 'beyinsiz' diyen, 'koyun' diyen, 'göbeğini kaşıyan' diyen bir muhalefetin güçlü olma ihtimali pek yok. Yani eğer Financial Times akıl vermeye bu kadar meraklıysa, o zaman önce Türkiye'nin muhalefet partilerine milletin değerleriyle barışık yaşamayı tembihlemesi, milletin değerlerine saygı duymayı öğütlemesi, milletle iç içe girmeyi öğütlemesi gerekir.'' Vatandaşların bu tür yazılar ya da raporlardan ziyade, kendisine yapılan hizmete göre oy verdiğini, yapılan yolları, hastaneleri, sağlık ve eğitim alanlarındaki düzenlemeleri, ekonominin güçlenmesini dikkate aldığını söyleyen Bağış, ''Cumhuriyetimizi kurucusu, vizyoner lider Atatürk 'Millete efendilik olmaz, hizmetkarlık olur' demiş, muhalefet partilerinin artık millete efendilikten vazgeçmeleri, hizmetkarlığa aday olmaları gerekiyor'' dedi. Muhalefet partilerinin ''bidon'' ve ''göbeğini kaşıyan'' gibi ifadeler kullanarak milleti küçümsediğini, hor gördüğünü savunan Bağış, ''Milletin de 12 Haziranda kaşıyacak sandığı var, çok şükür demokrasiyiz, ödül de, ceza da sandıkta veriliyor'' diye konuştu. -''RUH ÜÇÜZLERİ''- Bağış, seçim öncesindeki açıklamalara bakıldığında muhalefetin ''kol kola vermiş ruh üçüzleri'' şeklinde bir tablo sergilediğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Muhalefet partileri her ne kadar kol kola vermiş olsalar da, ruh üçüzü bir tavır sergiliyorlarsa da, yanlarına bir takım karanlık odakları, çeteleri, terör örgütlerini almış olsalar da, bu millet kendisiyle dertlenenleri her zaman önemsemiştir. Bu millet marifetin iltifata tabi olduğunu bilen bir millettir, bu nedenle de tercihini istikrardan yana koyacaktır. 12 Haziran seçimleri siyasi partiler arasında bir seçim değil, statüko ile milli iradenin muktedir olması arasındaki bir tercih günüdür. Bu ülkede statüko istemeyenlerin, faili meçhul cinayet günlerine geri dönmek istemeyenlerin, işkencenin, baskıcı rejimin, yasakların, yoksulluğun bir daha hortlamasını istemeyenlerin tercihi istikrardan, adaletten, kalkınmadan yana olacaktır. Ama statükoyu özleyen, o karanlık günleri, bulanık suda balık avlamayı özleyenler varsa, benim de onlara söyleyecek bir sözüm yoktur.'' Türkiye'de her koalisyon döneminde ülkenin gerilediğine, koalisyon dönemlerinde baskıların, fakirliğin artığına, öte yandan istikrarın güçlü olduğu tek partili iktidar dönemlerinde ilerleme sağlandığına işaret eden Bağış, hükümetler ne kadar güçlüyse, yaptırım güçlerinin de o kadar artacağını, güçleri ölçüsünde reform yapabileceklerini ve halkın desteğiyle ülkeyi ileri götürebileceklerini belirterek, ''Bu nedenle, halkımızın da tercihini istikrardan yana yapacağına ben yürekten inanıyorum'' dedi. -2023 HEDEFLERİ-  Bağış, Hükümetin 2023 yılına yönelik hedeflerine ilişkin bir soru üzerine de şunları kaydetti: ''Türkiye'yi illa 2023'e kadar biz yöneteceğiz demiyoruz, millet tercihini belirtecek, gerçek olan Türkiye'nin istikrara ihtiyacı olduğudur, plan yapmaya ihtiyacı olduğudur. Eskiden de 10 yıllık kalkınma planları vardı, maalesef bizim devraldığımız Türkiye, 12 saat ötesini göremeyen bir Türkiye idi. O zaman hatırlarsınız, dönemin başbakanı, başbakanlık merdivenlerini çıkacak mı, çıkamayacak mı konusu ana haber bültenlerinin birinci maddesi olabiliyordu. Çok şükür bugün 12 yıl sonrasının planlarını yapabiliyoruz, bu planların bir kısmını biz gerçekleştiririz. Bir kısmını bayrağı bizden devralanlar gerçekleştirir, ama sonuçta hep birlikte çalışacağız, çünkü başka bir Türkiye yok.''