"MUHALEFETİNİN KATKISININ OLMADIĞI DEMOKRASİ OLMAZ" İSTANBUL (A.A)

-"MUHALEFETİNİN KATKISININ OLMADIĞI DEMOKRASİ OLMAZ" İSTANBUL (A.A) - 03.10.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Hayır' da desen, 'evet' de desen yüreğinle kendini açık şekilde ortaya koy, çekinme. Demokrasinin güzelliği bu. Muhalefetinin iktidara katkısının olmadığı bir demokrasi olmaz'' dedi. AK Parti Genişletilmiş İl Divan Toplantısında yaptığı konuşmada toplantının ''İstanbul'a, Türkiye'ye, millete ve demokrasiye hayırlar getirmesini'' dileyen Erdoğan, 5 Eylül'de, Kazlıçeşme'de düzenlenen miting ve bayramın üç günü 25 ilçede yapılan bayramlaşmaların miting gibi geçmesi nedeniyle organizasyonu yapan il örgütüne de teşekkür etti. Halk oylamasında İstanbul'un yüzde 55 oranında ''evet'' diyerek, demokrasiye, özgürlüklere, büyük Türkiye'ye sahip çıktığını gösterdiğini ifade eden Erdoğan, ''Biraz eksiğimiz var. Çünkü yüzde 58'in üzerinde olmamız gerekiyordu. İnanıyorum ki bu açığı 2011'de hep birlikte gidereceğiz. Onun için bu toplantının çok önemi var. Bu toplantı 2011'in adeta startıdır. Ben bu tercihinden dolayı İstanbul'u bir kez daha kutluyorum'' dedi. Başbakan Erdoğan, referandumda bu sonucun çıkmasında emeği olan teşkilatın tüm mensuplarını, milletvekillerini, il başkanlığını,  belediye başkanlarını, il genel ve belediye meclis üyelerini, ilçe ve belde başkanlarını, mahalle-köy temsilcilerini, sandık müşahitlerini, kadın ve gençlik kollarını da kutlayarak teşekkür etti. İstanbul'un, 12 Eylül'de üzerine düşeni hakkıyla yerine getirdiğini vurgulayan Erdoğan, ''Türkiye'nin özeti olan İstanbul, dünüyle, bugünüyle, yarınlarıyla kendisine yaraşanı ve yakışanı yaptı. Gür bir sesle 'evet' diyerek, demokrasiye, milli iradeye, adalete ve hukukun üstünlüğüne sımsıkı sahip çıktığını bir kez daha gösterdi'' dedi. Halkoylaması öncesinde, 12 Eylül'ün tüm Türkiye için, kentler için, 73 milyon vatandaş için bir milat olacağını ifade ettiklerini hatırlatan  Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Anayasa'da, halkımızın tercihi ve takdiriyle değişen 26 madde, elbette yeterli olmadığını söyledik. Biz bunu yeterli olmadığını söylerken, 'seçimler yaklaştı, böyle bir anayasa değişikliğine gerek yok' diyen anamuhalefeti, muhalefeti şimdi görüyorsunuz, 'hadi gelin hepsini değiştirelim' diyorlar. Bu anamuhalefet siyaseti de bilmiyor. Ben beklerdim ki anamuhalefet şunu desin; '26 maddeye, millet size 'evet' dedi. Hemen uyum yasalarını gelin çıkaralım.' Ben onlardan bunu söylemelerini beklerdim. Niye? yapmamız gereken bu. Şu anda bizim millete verdiğimiz söz var. Benim milletim bize görev verdi. 'Bak biz bunu onayladık, (evet) dedik, süratle uyum yasalarını çıkarın.' Zaten deseler de demeseler de biz başladık şimdi. Süratle şimdi uyum yasalarını çıkarıyoruz. Çünkü biz işimizi biliyoruz. Takvimimizi belirledik, yola koyulduk.  Şu anda görevlendirmelerimizi yaptık. Çalışmalara başladık. Zira biz ne dedik? 'ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız.' Dürüst olalım, samimi olalım. 'Bir haftada, 15 günde hemen anayasa değişikliğini yaparız' diyenler; daha 1,5 sene varken 'seçim geldi' diye yakınan siz değil miydiniz? Şimdi nasıl oluyor da 15 günde bu işi hallediyorsunuz? Öbür tarafta kendi partisinin tüzüğüyle ilgili, 'bu kadar zamanda tüzük değişikliği olmaz, daha sonra bunu yaparız' diyen de kendileri. Yani Türkiye Cumhuriyetinin Anayasası senin tüzüğünden çok daha basit mi, çok daha tez zaman mı biter? Onlar bunları konuşadursun, biz işimize bakacağız. Verdiğimiz sözlerin arkasında duracağız. 12 Eylül'de milletimizin çizdiği tablo ile Türkiye'de  sorunların çözümü daha kolaylaşıyor. 1 Kasım'dan itibaren çok daha farklı bir süreç başlıyor. İnşallah bunu başaracağız.'' -''TAKVİMİMİZİ BELİRLEDİK''- Başbakan Erdoğan, bir taraftan bu çalışma yürürken, bir taraftan da bütçe müzakerelerinin başladığını ve yoğun bir meclis çalışması sürecinin bulunduğunu kaydetti. Burada milleti farklı yerlere doğru kanalize etme gayretlerinin olacağını dile getiren Erdoğan, bu oyuna teşkilat olarak gelmeyeceklerini, kimseye de bu konuda cevap vermeye gerek olmadığını söyledi. Erdoğan, ''Biz takvimimizi belirledik. Şu anda yeni bir Anayasa mı? Evet. Biz de yeni bir anayasadan yanayız. bundan hiçbir şüphemiz yok. Bunu seçim öncesi, seçim akşamı yine söyledik. Ve ne dedik? 'Bütün siyasi partiler hemen hazırlıklarına başlasın.' 2011 seçimlerine kadar hazırlıkları yapalım. 2011 seçimlerinden sonra meclisteki tabloya göre hemen meclis başkanlığına müracaatı yapalım ve diyelim ki, 'daha önce de biz söylemiştik, demiştik ki, '2 mi olur, 3 mü olur, her siyasi parti anayasa komisyonuna üye versin. Sizlerin riyasetinde bu çalışmayı yapalım. Bir konsensüsle anayasayı çıkaralım.' Bunu teklif ettik. Yüzde 65 parlamentoda çoğunluğa sahibiz, biz 2 üye teklif ettik, karşımızda yüzde 35 var onlar 6 üye. Ona bile 'evet' diyemediler. Neden? çünkü dürüst değiller. Uzlaşmadan yana olanın kim olduğu ortada. Ama yine bizi uzlaşmaz gösterdiler.  Fakat hiç önemli değil. Biz yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. AK Parti olarak 12 Eylül'de milletimizin bize verdiği yetkiyle verdiğimiz sözün arkasındayız.  2011 seçimlerinin hemen akabinde biz şu anda yeni bir anayasayla ilgili çalışmaları başlattık. Görevlendirmelerimizi yaptık. Şu anda görev verdiğim arkadaşlarım bunu halka halka genişletecekler ve biz 2011'e kadar tüm hazırlıklarımızı bitireceğiz. 2011 seçiminden sonra da adımımızı atacağız. Kim samimidir, kim samimi değildir? bunu o zaman da göreceğiz. Zaten büyük ihtimalle 2011 seçim kampanyası ağırlıklı olarak da yeni bir anayasa üzerine tesis edilecek. Onun için biz hazırlıklarımızı yapıyoruz.'' -ANAYASA MAHKEMESİ VE HSYK İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR- Erdoğan, 13 Eylül sabahı yeni bir Türkiye'ye uyandıklarını, birkaç hafta öncesine kadar 26 maddeden oluşan anayasayla ilgili çalışmaları başlattıklarını ve geçici maddeyle ilgili olarak, yani Anayasa Mahkemesinin oluşumu ve HSYK ile alakalı yoğun bir çalışma bulunduğunu kaydetti. En son 17 Ekim'de bu işin biteceğini ifade eden Erdoğan, parlamentoda barolardan gelen 3 isimden biri ile Sayıştay'dan gelecek 3 isimden birinin Anayasa Mahkemesi'ne seçileceğini ve böylece 17 kişiden oluşan bir Anayasa mahkemesi'nin teşekkül edeceğini bildirdi. Şu anda yedeklerin asıl üye olduğunu, 15'inin teşekkül ettiğini, 2 eksiğin de mecliste yapılacak seçimle bitmiş olacağını aktaran Başbakan Erdoğan, ardından şu anda müraacatları biten ve 17 Ekim'de seçimi yapılacak olan HSYK ile ilgili çalışmalar olduğunu şu anda herkesin kendine göre çalışmasını, kulisini yaptığını söyledi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, ''Temenni ederim ki HSYK'da da yargımız 17 Ekim'de çok çok demokratik, önyargısız bir gücü yakalar ve böylece o büyük eksiği milletçe gidermiş oluruz. Burada kürsü hakim ve savcılarının üzerinde çok çok demokratik mesuliyet, sorumluluk var. Onlar ilk derece mahkemelerinden seçimleri yapacaklar ve böylece HSYK'da da 22 kişiden oluşan yapı teşekkül etmiş olacak. '' dedi. 'Yandaş yargı' eleştirilerine de işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:  ''Şu anda bizim orada temsilcimiz durumunda olan Adalet Bakanının yetkileri hiçbir dönemde olmadığı kadarıyla traşlandı. Bizden öncekiler bunu yapmadı. Biz yaptık. Ne kadar samimi olduğumuzu göstermesi açısından bu çok önemli. Biz yetkilerini büyük ölçüde aldık ve burada da samimiyetimizi herkes görsün istedik. Ama tabii gözü olup da görmeyenler var. Onlar yine bildiklerini okuyacaklar. Varsın okusunlar. Biz doğruyu yaptığımıza inanıyoruz. İnanıyoruz ki bugün 11 bini aşkın birinci derece mahkemelerdeki hakimler, savcılar, onlar bu ülkenin hakimi savcısı, bunları biz atamadık. Çok cüzi miktarda bizim yaptığımız atama var. Bizden önce yapılmış olan atamalar var ağırlıklı olarak. Birinci derece mahkemelerde zaten bizim dönemimizde yapılmış atama söz konusu olamaz. Çünkü onların 15 yılı doldurmaları gerekiyor. Bizim daha iktidarda olduğumuz süre 8 yıl. Zaten bizim getirmiş olduklarımızın böyle bir yere gelmesi de söz konusu değil. Ama bunu bile sağa sola kaydırıyorlar. Ama milletim bunları görüyor ve gördüğü içindir ki 12 Eylül'de kararını 'evet' olarak verdi.''  ''Evet de kazanacak hayır da kazanacak'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bir anda borsa nereden nereye geldi. Biz göreve geldiğimizde 10 binde başladı. Şimdi  66 binin kapısını çaldı. Ben kimseyi damgalamıyorum. Ama o borsada asete olanların büyük çoğunluğu Allahı var 'hayır'cıdır. Ve onlar kazandı işte. Kazandılar. Biz onları çeteleye tabi tutmadık. Derdimiz o değil. 'Hayır' da desen, 'evet' de desen yüreğinle kendini açık şekilde ortaya  koy çekinme. Demokrasinin güzelliği bu. Muhalefetinin iktidara katkısının olmadığı bir demokrasi olmaz. Muhalif olursun ama iktidara katkın olur. Batılı demokrasilerde bunu görüyorsunuz ama bizde bunu hala göremiyoruz. Olacak mı bu? Evelallah olacak. Er ya da geç olacak. Niye? başka bunun çıkışı yok. Eğer demokrasiye inanmışsan hele hele 'ileri demokrasi' diyorsan, bunu yapacaksın. Biz buna doğru yolculuğa çıktık, bunu başaracağız. ''