"Ne Kıbrıs Türk halkına ne de kendi tarihine anlatabilir" ANKARA (A.A)

-"Ne Kıbrıs Türk halkına ne de kendi tarihine anlatabilir" ANKARA (A.A) - 15.11.2011 - Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs meselesinde çözümsüzlüğü tercih eden Rum tarafını ödüllendiren Avrupa Birliği'nin, bu sorunun faillerinden biri haline geldiğini belirterek, aday ülke Türkiye'nin tanımadığı bir ülkeyi dönem başkanı yapmanın bedelini AB'nin, ne Kıbrıs Türk halkına ne de kendi tarihine anlatabileceğini belirtti. Bağış, KKTC'nin kuruluşunun 28. yıl dönümü vesilesiyle yayımladığı mesajında, Kıbrıs Türk halkının Cumhuriyet Bayramı coşkusunu kendilerinin de Anavatan Türkiye'de aynı hissiyatlarla paylaştıklarını bildirdi. Bu kutlu günde bir kez daha Türkiye'nin kaderiyle, KKTC'nin kaderinin bir ve beraber olduğunu hatırladıklarını ifade eden Bağış, KKTC'nin güvende olmadığı bir ortamda Türkiye'nin de kendini güvende hissedemeyeceğini, Kıbrıs Türk halkının huzur ve refah içinde olmadığı bir durumda, Türk halkının da huzur ve refah içinde yaşayamayacağını ifade etti. AK Parti hükümeti olarak 9 yıldan bu yana adadaki dengeleri Türk tarafı lehine geliştirme noktasında önemli mesafeler kat ettiklerini kaydeden Bağış, "Çözümsüzlük çözümdür" anlayışını terk ederek, Kıbrıs sorununda bütün parametrelerin de değişmesini, ezberlerin bozulmasını sağladıklarını belirti. Kendi ayakları üzerinde durabilen, özgür, bağımsız ve müreffeh bir KKTC idealini benimsediklerini, bir yandan haklı Kıbrıs davalarını tüm dünyaya anlattıklarını bir yandan da Kıbrıs'ı siyasi ve iktisadi alanda ileri noktalara taşımanın gayreti içinde olduklarını belirten Bağış, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Adada devam eden ve çözümü hedefleyen bütün süreçleri de destekleyerek kimin çözümden yana, kimin çözümün karşısında yer aldığını bütün dünyaya gösterdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türk tarafı her zaman barıştan yana olan taraf olmuştur. 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Bağımsızlık Bildirisinde de bu dostluk ve barış vizyonu aynen şu ifadelerle yer alıyordu: 'Bu tarihi günde bir defa daha, Kıbrıs Rum halkına barış ve dostluk elimizi uzatıyoruz.' Orada yer alan bir başka tarihi gerçek de şuydu: 'Hür ve bağımsız yaşamak Kıbrıs Rumları kadar Kıbrıs Türk halkının da hakkıdır.' Bu hakkı elde edebilmek için Mehmetçiklerimizle Mücahitler kahramanca bir mücadele sergilediler. Bizler onların kahramanlığını asla unutamayacağımız gibi, bu kahramanlıklara dayanan ortak mirasımıza halel getirilmesine de izin vermeyeceğiz. Tutulmayan sözlerin, atılmayan adımların, cevabı verilemeyen soruların bedelini artık KKTC'nin ödemeyeceğini herkesin bilmesi ve bu saikle hareket etmesi gerekir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne adaylık sürecindeki mevcut engellerin aşılmasının bedeli, hiçbir şekilde Kıbrıs Türklerinin yalnız bırakılması olamaz. Maalesef Kıbrıs meselesinde çözümsüzlüğü tercih eden Rum tarafını ödüllendiren bir Avrupa Birliği, bu sorunun faillerinden biri haline gelmiştir. Aday ülkesinin tanımadığı bir ülkeyi dönem başkanı yapmanın bedelini Avrupa Birliği ne Kıbrıs Türk halkına ne de kendi tarihine anlatabilir. Küçücük bir adanın, Rum Kesimi'nin, kendilerini arkasına saklayacak kadar büyük olduğunu düşünenler, gerçekten de o küçücük toprak parçasının arkasına saklanacak kadar küçülmüş demektir."