-"Sağlıkta son 9 yıl altın harflerle tarihe yazıldı" TBMM (A.A) - 19.12.2011 - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sağlıkta son 9 yılın altın harflerle tarihe yazıldığını söyledi. Akdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesine başlanan, Kütahya-Simav ve Van depremi mağdurlarına maaş bağlanmasını öngören, Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde söz aldı. Komisyonlara 9 yıldır gidip geldiklerini belirten Akdağ, ''Tekkeyi burada bekliyoruz hep beraber. Komisyon üyesi olmayan milletvekilleri geliyor, veriyor, veriştiriyorlar. Ondan sonra çekip gidiyorlar. Kime cevap vereceğiz, gıyabında ne söyleyeceğiz, bilemiyoruz. Yanımızda bir bürokratla istişare için iki kelime konuşsak bize tepki gösteriyorlar'' diye konuştu. ''Koruyucu sağlık hizmetlerini zirvesine çıkaran hükümetiz'' ifadesini kullanan Akdağ, ''Bulaşıcı hastalıkları yendik. Tüberkülozu geriletme noktasında Avrupa ortalamasının çok önündeyiz. Kızamıkta da durum böyle. Asırlardır devam eden sıtma problemlerini sıfıra düşürdük. Anne ve bebek ölümlerini tüm dünyanın takdir ettiği şekilde aşağıya çekmiş bir ülkeyiz. Aşılama oranlarını yüzde 97'ye çekmiş bir ülkeyiz. Bunu AK Parti hükümetleri yaptı. Elbette milletçe beraber kazandık'' dedi. Sağlıkta son 9 yılın altın harflerle tarihe yazıldığını vurgulayan belirten Akdağ, ''Bunu tüm yabancı kaynaklar teslim ediyorlar. Bu gerçekliği kabul edelim'' ifadesini kullandı. Milletvekillerinin konuşmalarında, ''özel hastanelerin kara para aklama merkezi haline getirildiğini'' söylediklerini anımsatan Akdağ, şöyle devam etti: ''Sektör kendisini savunacak durumda değil. Onun için haksızlık etmeyelim. Böyle bir bilgi, belge varsa verilsin, gereğini yerine getirelim. Biz de böyle bir belge, en ufak bir bilgi yok. Özel hastaneler halka hizmet için yapılan yatırımlardır. Bunları halkın hastaneleri haline getirdik. Üstelik özel hastanelerin büyümelerini de kontrol altına aldık.'' -''550 dolar civarında''- Sağlık harcamalarının artması kadar tabii bir şey olamayacağına belirten Akdağ, nüfusun ve istihdama katılan birey sayısının arttığına dikkati çekti. Akdağ, ''Ama bunların ötesinde biz bir refah ülkesi olmaya doğru süratle ilerliyoruz'' görüşünü ifade etti. ''Sağlık harcamalarımız acaba kontrolsüz mü artıyor, mesele budur?'' sorusunu yönelten Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sağlığa harcadığımız para, kişi başına 550 dolarlar civarındadır. Türkiye'de biz sağlığa hala istediğimiz gibi para ayıramıyoruz. Harcamaların artması tabiidir. Hükümetlerin bu harcamaları kontrol altında tutmaya çaba göstermesi de tabiidir. Sağlık harcamaları, toplam kamu bütçesinde yüzde 8'den yüzde 12'ye çıkmıştır. Biz bununla iftihar ediyoruz. Eğitimin de diğer sosyal harcamaların da payı arttı. Neden? Faize daha az para ödüyoruz da ondan. Faize daha az para ödeyip, oradan arta kalan parayı sağlığa diğer sosyal hizmetlere ayırıyoruz ama sağlığa daha fazla para harcamalıyız.'' -''Kendi yağımızla kavrulacak hale geldik''- Tasarı ile amaçlarının lüzumsuz ilaç kullanımını önlemek olduğunu belirten Akdağ, sosyal haklar açısından dünyanın en ileri ülkeleri arasına sayılan kuzey Avrupa ülkelerinde bile toplamda yüzde 40'a kadar varan katkı payları bulunduğunu anlattı. Akdağ, ''Türkiye'de bu rakamlara ulaşılsın istemiyorum ama 'gereksiz ilaç kullanımını önleyeceğiz' diyorsak bu da bir enstrümandır'' dedi. Türkiye'de bir zamanlar herkesin, ''IMF'siz yapamayız'' sözlerini ettiği bir dönemden geçildiğine anlatan Akdağ, ''Bunun tersini başarabilmiş yegane hükümet, AK Parti hükümetidir. 'Artık size ihtiyacımız yok, kendi yağımızla kavrulacak hale geldik' diyebilen bir ülke haline geldik. Bununla iftihar ediyorum'' diye konuştu. ''Sağlık harcamalarının kontrollü bir şekilde arttığını'' vurgulayan Akdağ, ''Devletimizin gücü, bütçemiz bunları karşılamaya yetmektedir. Bundan sonra da bunları yetirmek için bu tedbirleri alıyoruz. Vatandaşımız sağlık hizmetlerine ve ilaca rahatça ulaşıyor, devam etsin istiyoruz. Yeşil kartla vatandaşlarımızın ödedikleri katkı paylarını sosyal yardımlaşmadan geri almaları mümkündür teknik olarak'' açıklamasında bulundu. -Diğer konuşmalar- MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, tasarının katkı paylarıyla ilgili bölümünü eleştirerek, ''Herşeyi halka yüklüyoruz. Sayın Faruk Çelik, 'millet bu tasarıyı bekliyor' diyordu. İlaca katkı payı getirecek tasarıyı bekliyorsa, hükümet Türk Milletini ne sanıyor'' ifadesini kullandı. CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, içerisinde ''intibak'' olmayan hiçbir tasarının kendileri için bir değeri olmadığını ifade etti. Aslanoğlu, ''Böyle bir yasa olmaz, insanları kandırmayın'' diyerek tepkisini dile getirdi. BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, tasarının alt komisyona boşuna gönderildiğini savunarak, ''Aynen geri geldi. Boşuna zaman kaybı oldu'' dedi. CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, tasarıyla Hükümetin sağlık ve sosyal güvenceler konusunda elini halkın cebine attığını söyledi. AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç da ''ilaç'' tartışmasının sona ermesi için kesin saptamalar yapılması gerektiğini ifade etti. Domaç, ''İlaç harcamasında nüfus artış hızı, nüfusun yaşlanması, hekime ulaşımın kolaylaştırılması gibi faktörler de önemli. Milli gelirin artması da bunda bir faktördür'' diye konuştu. Konuşmalarının ardından yapılan oylamayla Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının maddelerine geçilmesi kabul edildi.