"Savaşı hiçkimse tercih etmez" İSTANBUL (A.A)

-"Savaşı hiçkimse tercih etmez" İSTANBUL (A.A) - 27.09.2011 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Barış istiyorsanız, istikrar istiyorsanız, hak ve hukukunuzu korumaya hazırsanız savaşa da hazır olmanız gerekir. Savaş en son tercih edilen bir olaydır. Savaşı hiç kimse tercih etmez. Aslında en kötü senaryodur ama savaşmamak ve savaşı önlemek, barışı tesis etmek ve barışa herkesi mecbur kılmak için savaşa da hazır olmak gerekir'' dedi.  Gül, Preveze Deniz Zaferi'nin 473. yıl dönümü ve Deniz Kuvvetleri Günü kapsamında, dizaynı ve entegrasyonu tamamen milli imkanlarla gerçekleştirilen ''Heybeliada'' gemisinin hizmete girişi, ''Büyükada'' gemisinin de denize indirilmesi amacıyla Pendik'teki İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda düzenlenen törene gelişinde, askeri törenle karşılandı.  Cumhurbaşkanı Gül, törende yaptığı konuşmada, Başbakan ve Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın konuşmalarını dinleyince, anlatılanlara kulak verince herkesin çok gururlandığını belirtti. Bugün mutlu bir gün olduğunu ifade eden Gül, bir taraftan Preveze Savaşı'nın 473. yıl dönümü, diğer taraftan da Deniz Kuvvetleri Günü'nün kutlandığını anımsattı. Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu anlamlı günü ayrıca bizim için heyecanlı kılan ise savaş gemileri. Daha önce dışa bağımlı olarak satın almak durumunda olduğumuz bu gemileri, bugün kendi mühendislerimiz, teknisyenlerimiz, işçilerimiz ve emekçilerimizle beraber üretmenin gururunu yaşıyoruz. Tabii ki en önemli nokta, buna karar vermek, bunu öncelik haline getirmek ve 'Bunu biz yapacağız' demektir. Şu bir gerçek ki, eğer önceliklerinize alır ve azimli hareket ederseniz yapamayacağınız hiçbir şey yoktur. Dünyada bunun çarpıcı örnekleri vardır. Öyle ki milli gelirleri en az gelişmiş ülkeler safhasında olan, fert başına düşen gelirleri bizim çok çok gerimizde olan ülkeler rakipleri nükleer silah yaptıkları için 'Biz de yapacağız' demişlerdir. O siyasi kararı aldıktan sonra yapmışlardır. Dolayısıyla biz bu kararları almakla ülkemizin büyüklüğüne yakışır harekete başlamış durumdayız. Bundan dolayı Milli Savunma Bakanlığını, Savunma Müsteşarlığını ve hükümeti tebrik ediyorum.''    -Güçlü ordu Gül, bir ülkenin güçlü olmasının, onun toplam milli gücünün güçlü olmasından geçtiğini vurgulayarak, bir ülkenin milli gücünün en önemli ayaklarından birisinin ordusu olduğunu söyledi.  Bir ülkenin ordusunun, silahlı kuvvetlerinin güçlü olmasının da dışa bağımlı olmamasından geçtiğini kaydeden Gül, Türkiye'nin bunun acılarını geçmişte yaşamış bir ülke olduğunu belirtti.  Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:  ''Müttefiklerimizin bile yeri geldiğinde, bütün geçmişteki ilişkilerimizi unutup silah ambargosuna maruz kaldığımız bir ülkeyiz. Dolayısıyla artık gururlanabiliriz. Türkiye, sadece standart sınıfta değil, ateş gücü yüksek olan, dışarı ile yarışabilen, üstün nitelikli silahlar da yapmaya başlamıştır. Kara ve hava kuvvetlerimizde olduğu gibi deniz kuvvetlerinde bunun başlamış olmasından büyük bir gurur duyuyorum. Ayrıca konuşmaları dinlediğimde ve buraya gelmeden notları okuduğumda beni en çok sevindiren şey, özel sektörle yapılan işbirliğidir. 50'ye yakın özel sektör firmasının bu gemilerin inşasında görev aldığını duymam beni ziyadesiyle mutlu etmiştir.'' -''Ekonominin güçlü olmasında savunma sanayinin katkısı büyük''- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sanayi, bilim ve teknolojide çok ileri giden ülkelerde motor gücün savunma sanayi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:  ''Türkiye'de de ekonominin, sanayinin, endüstrinin ve teknolojinin daha güçlü olmasında ve ilerlemesinde savunma sanayinin katkısı çok büyük olacaktır. Zaman zaman savunma sanayimizle ilgili tesisleri geziyorum ve gerçekten büyük bir gurur duyuyorum. Özlediğimiz noktaya giderek yaklaştığımızı görmekten dolayı da gerçekten heyecanlanıyorum. Şu bilinen bir gerçektir ve bunu en iyi askerler bilir. Barış istiyorsanız, istikrar istiyorsanız, hak ve hukukunuzu korumaya hazırsanız savaşa da hazır olmanız gerekir. Savaş en son tercih edilen bir olaydır. Savaşı hiç kimse tercih etmez. Aslında en kötü senaryodur ama savaşmamak ve savaşı önlemek, barışı tesis etmek ve barışa herkesi mecbur kılmak için savaşa da hazır olmak gerekir. Savaşa hazır olmanın birinci şartı da yüksek ateş gücü ve en modern teknolojiye sahip olmak ve bunu kendi evinizde ve gücünüzle yapmaktır.  Bugün gerek donanmaya teslim edilen Heybeliada, gerekse Büyükada gemilerinin tamamen tasarımımın, dizaynının ve sistemlerinin Türk mühendisleri, teknisyenleri, işçileri tarafından yapılmasından gerçekten büyük bir gurur duyuyorum. İnanıyorum ki, bu başarıların arkası gelecektir. İleride çok daha büyük heyecanların hep beraber yaşayacağız. Milletimizde bunlarla hep gurur duymaktadır. Heybeliada'nın bahtının açık olmasını ve Büyükada'nın da en kısa zamanda Deniz Kuvvetlerine teslimini temenni ediyorum. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum ve donanmamıza, Deniz Kuvvetlerimize, TSK'ya duyulan şükranı ve bu vesileyle bütün şehitleri rahmetle anıyorum ve herkese başarılar diliyorum.'' Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasının sonunda ''Heybelida'' gemisi Komutanı Deniz Binbaşı Erdinç Kuşçu'ya geminin flandrasını teslim etti.