"ŞİDDETİN DİLİNE TESLİM OLMAYACAĞIZ" MERSİN (A.A)

-"ŞİDDETİN DİLİNE TESLİM OLMAYACAĞIZ" MERSİN (A.A) - 02.06.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''AK Parti ile demkorasi ile sandıkta baş edemeyeceklerini anlayanlar, vatandaşları şiddet yoluyla yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Biz onlar gibi öfkenin, şiddetin diline teslim olmayacağız'' dedi. Başbakan Erdoğan, partisince Mersin'de Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki alanda düzenlenen ve yaklaşık 1,5 saat gecikmeli geldiği mitingde, konuşmasına, vatandaşların yarın başlayacak mübarek üç aylarını kutlayarak başladı. Erdoğan, ''Mübarek 3 ayların aynı şekilde, ülkemizde, coğrafyamızda yeni bir huzur ortamının doğmasına vesile olmasını Allah'tan diliyorum. Süper Lige yükselen Mersin İdmanyurdu'nu kutluyorum. Mersin'in tüm yöneticilerini, teknik kadrosunu, sporcularını tebrik ediyorum, başarılarının Süper Lig'de de artarak devamını diliyorum. İnşallah Mersin İdmanyurdu'na yakışan bir stat yapmak da bize görev olarak düşüyor'' dedi. Seçimlere 10 gün kaldığını, 10 gün sonra Mersinlilerin, Mersin adına çok önemli bir karar vereceğini vurgulayan Erdoğan, ''10 gün sonra milletimizin, ülkemizin geleceği adına bir kez daha son sözü siz söyleyeceksiniz. Bugün Mersin'de 65. mitingi gerçekleştiriyoruz. Hakkari'den Muğla'ya, Iğdır'dan Kocaeli'ne tüm kentlerimizde vatandaşlarımızla kucaklaşıyoruz. Dün Diyarbakır'da muhteşem, coşkulu bir miting gerçekleştirdik. Bugün Isparta'da çok büyük coşkuyla mitingimizi gerçekleştirdik. Doğunun, batının kuzey ve güneyin bir kez daha yeniden AK Parti dediğini, yeniden AK Parti diyeceğini görme fırsatını bulduk. AK Parti bu yola Türkiye partisi olarak çıktı. 75 milyonun tamamını kucaklayarak yola çıktı'' diye konuştu. Erdoğan, ''Çetelere boyun eğmediklerini, kibir, gurur ve böbürlenme olmaksızın 74 milyonu aynı sıcaklıkla, aynı samimiyetle kucaklamaya devam ettiklerini, belli bir etnik kökene sırtını dayayan partilerden olmadıklarını'' vurguladı. ''Biz Sivas'ın batısına, doğusuna sıkışıp kalan partililerden değiliz'' diyen Erdoğan, şunları söyledi: ''780 bin kilometre karenin partisiyiz, 74 milyonun partisiyiz. Biz bu yola çıkarken ne dedik? 'bizde bölgesel milliyetçilik yok' dedik. 'Dinsel milliyetçilik yok' dedik. Kardeşlerim; bunu söylerken, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Romanıyla, bütün 74 milyonu 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz' diye kucakladık. Hepsine eşit mesafede olduk. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Biz bölgesel milliyetçilik yapmaya gelmedik. 'Batı ne alıyorsa, Doğu, Güneydoğu da onu alacak' dedik. '780 bin kilometre kareyi modern bir Türkiye olarak ayağa kaldırmamız gerekir' dedik. Türkiye'nin Avrupa'dan neyi eksik. Bu dönem ustalık dönemi derken boşuna söylemiyoruz. Attığımız adımlar ortada, atacağımız adımlar da ortada.'' Başbakan Erdoğan, Mersin için hayata geçirdikleri ve geçirmeyi planladıkları projelere de dikkati çekerek, ''İnşallah Mersin 2 şey yapacak. Bu seçimde birinci parti olarak AK Parti gümbür gümbür sandıklardan çıkacak, ilk yerel seçimlerde de artık görevi bu CHP zihniyetinden almalı, alacak. Belediyecilik bizim işimiz. Bunlar belediyecilikten anlamaz. Mersin'in durumu ortada. AK Partili belediyelerin olduğu yerlerin de durumu ortada. Mersinimizi biraz sonra açıklayacağım projelerle çok daha farklı yerlere taşıyacağız. Mersin Türkiye'nin özetidir, aynasıdır. Mersin bir hoşgörü kentidir. Mersin ticaretin sanayinin, alın teriyle kazanan çiftçinin kentidir'' dedi. Hiçbir şehire, hiçbir köye ayrımcılık yapmadıklarını, Kazanlı, Adanalıoğlu, Karacailyas'taki, bütün orada yaşayan vatandaşların meselesinin kendi meseleleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Çukurova'daki kardeşimizin sorunu bizim sorunumuzdur. Şehirleri, oylarına göre ayıranlardan, tasnif edenlerden olmadık. Bizim şiddetin diliyle işimiz olmaz. bizim öfkeyle, nefretle, husumetle işimiz olmaz. Bizim taşla, sopayla, molotofla işimiz olmaz. İnancına güvenen, inanç hürriyetinden korkmaz, düşüncesine güvenen düşünce hürriyetinden korkmaz. Biz projelerimizle, yaptıklarımızla yapacaklarımızla sizin huzurunuzdayız. Acaba CHP neyle sizin huzurunuzda?'' diye sordu. Başbakan Erdoğan, Mersin'in işinin çok kolay olduğunu belirterek, halka, ''Mersin'deki yerel yönetimden memnunsanız gidin oyunuzu CHP'ye verin. Ama değilseniz, biliniz ki CHP'nin başındakiyle bunun arasında hiç bir fark yok. O yüzden gelin seçimde bunun hesabını soralım. Altyapısıyla, üst yapısıyla bir büyük şehir olması lazım, başarılması lazım. Size inanıyorum, güveniyorum. Mersin sadece merkezde büyükşehir olmayacak, en ücra köşesine kadar büyük şehir alanı içinde olacak. Seçimden sonra bunla ilgili çalışmayı çıkartacağız. Artık belde belediyeleri olmayacak. Beldeler, ilçe belediyelerinin mahalleleri durumuna düşecek. İstanbul, Kocaeli uygulamasını yapacağız. Mersin'i çok daha modern duruma taşıyacağız'' dedi. Erdoğan, fikirleri, düşünceleri olmayanların şiddete başvurduklarını, projeleri hedefleri olmayanların ellerine taş aldıklarını, eserleri olmayanların da molotoflarla varlıklarını göstermeye çalıştıklarını belirterek, ''Türkiye'ye ufuk çizemeyenler, öfkenin nefretin diliyle ayakta kalmaya çalışıyorlar. AK Parti ile demokrasi ile sandıkta baş edemeyeceklerini anlayanlar, vatandaşları şiddet yoluyla yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Biz onlar gibi öfkenin, şiddetin diline teslim olmayacağız'' dedi. Başbakan Erdoğan, Hopa'da yaşananlara dikkati çekerek, şöyle devam etti: ''Hopa'da CHP'nin büyük pankartı, yanında diğer pankartlar. Üzerinde tek yol sokak, tek yol devrim, altında Halk evleri, yanında devasa CHP'nin pankartı. Niye sesini çıkarmadın bay Kemal? Demek halinden memnun o da ondan destek alıyor. Fakat benim vatandaşım 12 Haziranda sandıkta bunun hesabını soracak. Şurada, yanı başımızdan Adana'da MHP tarafından AK Parti hedef yapılıyor. AK Parti'ye yükleniyorlar. Seçim bürolarımız molotoflarla yakılıp yıkılıyor. Biz aynı şekilde cevap vermiyoruz. Neden? çünkü bu işin hesabı sandıkta sorulur, demokrasi mücadelesi işte burada. Ben onlara Diyarbakır'da söyledim. Kendinize güvenmiyor musunuz? Molotof kokteyliyle ne işin var gel meydanlarda konuş. Bunların işi gücü ayrımcılık, bölücülük. İşte biz bir olacağız, beraber olacağız. Hakkari'de konuştum. Benden sonra sayın Kılıçdaroğlu konuştu. Hakkari'de CHP oyu 157, orada 2 bin kişiye hitap etti. Kim bunlar? Hepsi BDP'li, hepsinin eline CHP bayrağı tutuşturmuşlar. Anlaşmayı öyle yapmışlar. Bir tane Türk bayrağı tutuşturamadılar. Ah kardeşlerim... Soruyorum ben, hiç Bahçeli'nin sesini duydunuz mu? Çünkü müşterek çalışıyorlar. Bazen Güneydoğudaki, doğudaki ilçeler MHP'den ayrılıp BDP'ye gittiler. İlginç olan şey şu, niye Türk bayrağı yok? Yola çıkarken 4 şey söyledim. 'Tek millet' dedim. Millet o ülkede yaşayan bütün etnik unsurları kapsar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında toplanıyoruz, bir oluyoruz. Ardından bu millete ne lazım? Bayrak. Tek bayrak. Bayrağımızın kırmızısı şehidimizin kanıdır. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Onun için ne diyoruz? 'tek vatan' diyoruz. 780 bin kilometre karede tek vatan, tek devlet diyoruz. Devlet içinde devlet asla olmaz. Türkiye Cumhuriyeti olarak dünyada onurlu yerimizi koruduk, koruyoruz, koruyacağız.''