"SİYASETE KUMPAS KURMASINLAR" ANKARA (A.A)

-"SİYASETE KUMPAS KURMASINLAR" ANKARA (A.A) - 02.06.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Herkes siyaset yapacaksa açık yapsın, aleni yapsın, belden aşağı vurmasın, siyasete kumpas kurmasınlar, siyaseti dışardan dizayn etmeye kalkışmasınlar. Bu dönem, artık bitmelidir çünkü bunlar çağ dışı, ilkel siyaset yöntemleridir, iktidarı iktidardan etme yöntemleridir. Bunlardan vazgeçilmesi lazım ama Türkiye'de bazılarının canı çıkmadan huyu çıkmıyor'' dedi. Çiçek, A Haber'de canlı yayında soruları yanıtladı. Çiçek, ''MHP'nin Diyarbakır mitinginde gerginlik, provokasyon bekliyor musunuz?'' sorusu üzerine, olmamasını temenni ettiğini söyledi. Siyasi parti liderlerinin, Türkiye'nin her tarafına gitmesi gerektiğini ifade eden Çiçek, şöyle konuştu: ''Vatandaşlarımız, her yerde sükunetle konuşulanları dinler, sonuçta da kararını verir ama bu ortamdan istifade etmek isteyen fesat kumpanyaları vardır, çeteler vardır, bu manada yasa dışı örgütler vardır. Devlet ona karşı da tedbir alır. İşin bir yönü budur. Herkes gitmeli, hatta geç bile kalınmıştır. Gidemediğin yer, senin olmaz. Sen gidemezsen orayı bu tür terör örgütleri doldurur. Onun için gitmesini önemsiyorum, doğru da buluyoruz. Vatandaş sükunetle dinler, dinlemelidir ama diğer türlü provokasyonlara karşı da bulanık havayı seven bir kısım unsurlar da çıkar, özellikle seçim dönemlerinde çıkar. Buna karşı da hepimiz güvenlik güçlerine yardımcı olmalıyız. Onlar da gerekli tedbirleri fazlasıyla almanın çabası, gayreti ve hassasiyeti içerisinde. Siyaset adamları olarak bize de düşen husus, ortamın hassasiyetini dikkate alarak, konuşmamızın üslup ve içeriği de ona uygun olmalıdır. Yani söyleyeceklerini söylemesin anlamında söylemiyorum. Herkes ne söyleyecekse söylesin ama sükunet içerisinde. Siyaset adamları olarak sadece Diyarbakır açısından değil, Türkiye'nin her tarafında olabildiğince sorumlu, olabildiğince vatandaşın bu seçim sürecinde olup bitenleri anlamasına, konuşmaları anlamasına imkan verecek bir tarzda konuşmamızda fayda var.'' -HOPA'DAKİ OLAYLAR- Çiçek, ''Hopa'daki olayları nasıl değerlendirdiğine'' ilişkin soruyu, ''Belediye seçimlerinde, aşırı solun seçim kazandığı tek yer, yerleşim merkezi oldular. Demek ki burada daha baştan bir hassasiyet vardır ve olacaktır. İkincisi, zaten seçim zamanında bu tür fırsatçıların fırsat kolladığı, yasa dışı örgütlerin kendi melanetini, günlük bir kısım eylem sorumluluğu var çünkü akşam bunlardan hesap soruyorlar; bugün ne yaptın örgüt için? Bunların eylem yapacağını hesaba katarak, oradaki sorumluların daha önceden bu tedbirleri almış olması gerekirdi. Sorumluların daha hassas davranması, bu işi önceden görmesi lazım. Bu, çok zor bir şey değil, bunun için çok özel bir çabaya, gayrete, özel bir istihbarata da gerek yok'' şeklinde yanıtladı. Bülent Arınç'ın ''jandarmanın tutumuyla ilgili açıklamasının'' sorulması üzerine Çiçek, ''Merkezi belediye hudutları içerisinde artık güvenlik sorumluluğu polise ait ama jandarma bunun bir parçasıdır. Hatta bunlar da yetmediğinde Silahlı Kuvvetlerden güç talebi de söz konusu olabilmektedir. Dolayısıyla orada, Valinin tasarrufunda olan ve güvenlik güçlerini istediği gibi değerlendirebileceği bir durum söz konusudur. Belli ki bu gelişmeyi öngörmeleri gerekirdi. Başka illerdeki valilerimize de bir tecrübedir. En ufak bir ihmal, umulmadık sonuçlara pekala götürebiliyor. Şunun şurasında seçimler de yaklaştığına göre biraz daha tansiyon yükselebilir, onun için herkesin sorumlu davranması lazım. Güvenlik güçlerimizin de daha sorumlu davranması, daha hassas davranması, hepimizin de bunlara yardımcı olması lazım'' diye konuştu. -İNAN KIRAÇ'IN SÖZLERİ- Çiçek, ''İnan Kıraç'ın, CHP'nin birinci parti olacağına yönelik sözlerinin'' sorulması üzerine, şunları kaydetti: ''Çok yakinen tanıdığım birisi değil. Türkiye'de bir vatandaş olarak düşüncelerini, temennilerini söyleyebilir, buna hiçbir itirazım yok ama gazetenin birinde haber dahi çıktı, Genel Merkezlere kadar gelip, 'şunları koymayın, bunları koymayın, şöyledir böyledir' dediğine göre Sayın İnan Kıraç, herhalde bu konuda biraz taraf gibi görünüyor ama bilerek, isteyerek, açıkça bir tarafsa ona da bir itirazımız yok. Türkiye'de her vatandaş istediği partiyi tercih edebilir, o parti içerisinde istediği faaliyeti sürdürebilir. Bu çerçevede kalıyorsa, bunun değerlendirmesi farklı ama Türkiye'de maalesef siyasetin taşın altında eli olmadan bir kısım güç odakları eliyle, -bu, sermaye gücü olabilir, başka türlü güç olabilir- siyaseti dizayn ettiği, belden aşağı vurduğu, bir kısım hükümetleri işbaşından ettiği, bir kısım milletvekillerini bazı partilerden alıp öbür partiye transfer ettiği, bunun için havuzlar oluşturduğu, bu havuzlara para koydukları da biliniyor. Onun için iş dünyamızdaki bazı adamlar da sabıkalıdır bu yönüyle. Herkesin bu çerçevede değerlendirmesi lazım.  Bu, Cumhuriyet Halk Partili olmaktan kaynaklanan bir temenni midir, ikinci kategoride saydığım bir şeyin gölgesinde olanlardan birisi midir, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama milletimiz bunların hepsini biliyor, hepsini değerlendiriyor. Bu kadar zaman siyasetin içerisindeyiz, gittiğimiz yerlerde öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki vatandaş her şeyi en ince ayrıntısına kadar televizyonlardan takip ediyor ve olup bitenin farkında ama herkes siyaset yapacaksa açık yapsın, aleni yapsın, belden aşağı vurmasın, siyasete kumpas kurmasınlar, siyaseti dışardan dizayn etmeye kalkışmasınlar. Bu dönem, artık bitmelidir çünkü bunlar çağ dışı, ilkel siyaset yöntemleridir, iktidarı iktidardan etme yöntemleridir. Bunlardan vazgeçilmesi lazım ama Türkiye'de bazılarının canı çıkmadan huyu çıkmıyor.'' -SÖZLEŞMELİ PERSONELLE İLGİLİ DÜZENLEME- Başbakan Erdoğan'ın ''gelecek hafta sözleşmeli personelle ilgili düzenleme yapılabileceğine'' yönelik değerledirmesi sorulan Çiçek, şunları söyledi: ''Bu çalışma bir süreden beri var. İlk önce sağlık personeli, ondan sonra Milli Eğitimdeki sözleşmeli personel, sözleşmeli öğretmenlerle ilgili geldi. Bunun üzerine Sayın Başbakanımız, Bakanlar Kurulu'nda dedi ki: Sadece Milli Eğitim ve sağlık olarak değil, şu işin tümüne bakalım, tümüyle ilgili bir çalışma yapalım. Bu çalışma başladı, belli bir noktaya kadar da geldi. Ufak tefek biraz daha gayret edilmesi gerekiyor, dolayısıyla bu konuyu bizim çözmemiz gerekiyor, bu bizim taahhüdümüzdür. Ancak bunların bir kısmıyla ilgili kanun çıkması lazım. Şu an Meclis kapalı ama şu var, bu bizim çözmemiz gereken bir konudur, bu bizim taahhüdümüzdür, bu konuyu çözmüş olacağız. 4A'ya geçmek isteyenler -kadroya geçmek isteyenler- bakımından kanun çıkması gerekiyor. Kanunu bugün çıkaramayız ama Meclisin ilk çıkaracağı yasaların başında bu konu geliyor. Çünkü bu konuyu daha uzun süre tartışılır olmaktan çıkarmamız lazım.'' Sözleşmeli olmakla birlikte Türkiye'nin muhtelif yerlerinde olup da tayin talebinde bulunanların olduğunu hatırlatan Çiçek, şunları kaydetti: ''Bunlar da 3 yılı doldurmak kaydıyla, bu tayin konusunda, kanun çıkmasını beklemeden bir değerlendirme yapılabileceğini de ifade etmiş olduk. Çok kolay bir konu değil, şimdi biz 2 tane oy alabilmek için 50 kilometre gidiyoruz siyasette, iki tane oy var, filanca evde, filanca mezrada, gidiyoruz. Eğer Türkiye'nin meseleleri hemen kolay çözülebilecek cinsten olsa, şu seçim öncesi, bu kadar sözleşmelinin oyuna talip olmak, onu memnun etmek var, niye biz işi yokuşa sürelim, niye suyu tersinden akıtmaya çalışalım. Demek ki sanıldığı kadar kolay değil. Bu konuda da herkesin anlayışlı olması lazım. Sözleşmeli kardeşlerimiz de şunu biliyor ki 'Biz bu statüye varız, nerede olursa varız' dediler.  Bir taraftan sizin probleminizi çözeceğiz, sözleşmeli olarak, bir taraftan da görev yaptığınız yerdeki insanlara, siz oradan alındığınızda, başka bir yere geldiğinizde oradaki hizmetlerin aksamaması lazım. Bu sözleşmeli işi buradan çıktı. Her sene kadroya insan alıyoruz, hemen kısa sürede bunlar Ankara'ya ve Ankara'nın batısına geliyor. Ülkenin doğusuna hizmet gidemiyor. Oradaki vatandaşlar da mağdur oluyor. Anlayış bekliyoruz ama çözeceğimiz konusunda artık devlet ve Hükümet olarak taahhüdümüz var.''