"Türk kadını seçme ve seçilme hakkını kolay elde etmedi"

"Türk kadını seçme ve seçilme hakkını kolay elde etmedi"

İSTANBUL, (DHA)- İBN Haldun Üniversitesi UHAM tarafından yapılan açıklamada, Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanırken yaşamış olduğu uzun soluklu mücadele dile getirildi.

İbn Haldun Üniversitesi Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi (UHAM), 5 Aralık Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkının Yasal Olarak Tanınmasının 84.Yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının yasal olarak, ülkemizde 5 Aralık 1934’te verildiği hatırlatılarak, uzun soluklu mücadele sürecine dikkat çekilen açıklamada, “Tarihi gelişime baktığımızda günümüzde düşünülenin aksine bu hakkın kazanılmasında kadınların uzun soluklu mücadele sürecinden geçtikleri görülmektedir. Her ne kadar ülkemiz kadınlarının seçme ve seçilme hakkını elde etmeleri bugün demokrasinin beşiği olarak anılan birçok ülkeden önce gerçekleşmişse de, bu hakkı mücadelesiz elde ettikleri yanılgısına düşülmemelidir” denildi. Kadınların siyaset alanında yer alma mücadelesinin Cumhuriyet’in ilanından çok önce başladığı ifade edilen açıklamada mücadelenin izlerinin, en fazla basın yayın alanında ve kadın örgütleri faaliyetlerinde görüldüğü belirtildi.

\"KADINLARIN MÜCADELESİ CUMHURİYET’İN İLANINDAN ÖNCE BAŞLADI\"

Türkiye\'de kadınların siyaset alanında yer alma mücadelesinin Cumhuriyet’in ilanından önce başladığını belirten açıklamada, \"Bu mücadelenin izlerine gerek basın yayın alanında gerekse kadın örgütlerinin faaliyetlerinde rastlamak mümkün. 1870’li yıllardan itibaren yayımlanan ve bazılarının tamamı kadınların oluşturduğu bir ekip tarafından hazırlanan, \'Hanımlara Mahsus Gazete\', \'Şüküfezar\', \'Demet\', \'Mehasin\', \'Kadın\', \'Kadınlar Dünyası\' gibi çok sayıda gazete ve dergi, kadın haklarına ilişkin çalışmalar gerçekleşti. Halide Edip tarafından 1913 yılında kurulan \'Teali-i Nisvân Cemiyeti (Kadınların Durumunun Yükseltilmesi Derneği)\', \'Asri Kadın Cemiyeti\', \'Tefeyyüz Cemiyeti\', \'Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyet-i İslamiyesi\' gibi dernekler hem kadınların siyasi haklarını kazanması hem de ülkenin kurtuluş mücadelesinde önemli rol oynadılar. Bu dönemde dünyada yükselen süfrajet (oy hakkı savunucuları) hareketinin ülkemizde de yansımaları görülmekteydi. Bunlar arasında en dikkat çekici olanı, Türk Kadınlar Birliği’nin çalışmaları. 1923 yılında siyasi bir parti olarak kurulmak istenen \'Kadınlar Halk Fırkası\'nın kuruluş dilekçesinin, kadınların oy hakkının olmaması sebebiyle reddedilmesi üzerine, \'Türk Kadınlar Birliği\' adı altında faaliyet göstermişlerdi. Birlik tüzüğünde, Birliğin amaçları arasında “kadınların sosyal ve siyasal haklarını elde edecek olgunluğa eriştirilmesi” ifadesi yer almıştı.

\"KADINLARIN MİLLETVEKİLİ OLMA HAKKINA SAHİP OLDUĞU İLK ÜLKELERDENİZ\"

Açıklama şu ifadelerle devam etti:

\"Yasal sürece bakılacak olursa, 1924 Anayasası’nın hazırlanması sürecinde Türk kadınlarının seçme ve seçilme hakkına sahip olmasına ilişkin itirazlarda bulunulduğu ancak bu amaca ulaşılamadığı anlaşılıyor. 1927 seçimlerinde Türk Kadınlar Birliği’nin Cumhuriyet Halk Fırkası listelerinden seçime katılma teklifleri de reddedilmişti. Nihayet 3 Nisan 1930\'da Belediye Kanunu\'nda kadınlar ilk kez belediye seçimlerinde oy kullanma ve Belediye Meclislerine seçilme hakkını, 26 Ekim 1933\'te ise muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinde oy kullanma ve seçilme hakkını elde ettiler. Son olarak, 5 Aralık 1934\'te kadınlarımız milletvekili seçme ve seçilme hakkını da kazandılar. 8 Şubat 1935\'te yapılan seçimlerde büyük şehirlerde oy verenlerin yüzde 48\'e yakınının kadınlardan oluştuğu, milletvekillerinin ise yüzde 4,5\'inin kadınlardan oluştuğu biliniyor. Kadınların milletvekili olma hakkına sahip oldukları ilk ülkelerden biri olmakla birlikte, kadın vekillerin temsil oranı ülkemizde 2011 seçimlerine kadar yüzde 10 oranının üzerine çıkamadı. 24 Haziran 2018 seçimlerinde ise 600 milletvekilinin 104’ü kadınlardan oluştu, toplam temsil oranı ise %17,48 oldu. Gelecek seçim dönemlerinde, ülkemizdeki çalışan ve eğitimli kadın sayısındaki artışa paralel olarak bu oranın artması beklenmektedir.\"