"TÜRKÇEYİ UNUTMADAN ALMANCA ÖĞRENİN" SALZBURG (A.A)

-"TÜRKÇEYİ UNUTMADAN ALMANCA ÖĞRENİN" SALZBURG (A.A) - 04.05.2011 - Avusturya'ya yaptığı resmi ziyaretini sürdüren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Salzburg'da Türk toplumu temsilcileriyle görüşmede, entegrasyonun önemine dikkat çekerken, "ancak asimilasyonun hoş bir şey olmadığını" söyledi. Gül, Türklerin ana dilini unutmadan Almanca öğrenmelerini de istedi. Türk toplumu temsilcileri ise Cumhurbaşkanı Gül'den lobi kurabilmek için destek istedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ziyaret programı çerçevesinde bugün ülkenin kuzeybatısındaki Salzburg kentinde, Salzburg, Ober Österreich ve Vorarlberg eyaletlerinde faaliyet gösteren Türk sivil toplum örgütleri temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi.  Toplantıya katılan Vorarlberg eyaleti Türk Toplumu sözcüsü Atilla Dinçer, Cumhurbaşkanı Gül'e entegrasyon, eğitim, Türk toplumuna yönelik ırkçı hareketler gibi sorunlarını ilettiklerini ve Avusturya'da lobi faaliyetlerinde bulunabilmek üzere kendisinden destek istediklerini söyledi.  Dinçer'in verdiği bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül, Türk toplumu temsilcilerine, "entegrasyonun önemli olduğunu, ancak asimilasyonun hoş bir şey olmadığını" söyledi. Gül, "Ana dilinizi unutmadan Almancayı öğrenin" önerisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül'ün toplantıya katılanları dinledikten sonra, yurt dışındaki Türk vatandaşlarının ilk göçten 1980'e kadar 16 yıl boyunca yalnız bırakıldıklarını ifade ederek, "Bundan sonra yalnız değilsiniz" dedi. Ülkenin batısında İsviçre ve Almanya ile ortak sınırı olan Vorarlberg eyaletinden toplantıya katılan Türk toplumu sözcüsü Atilla Dinçer, Cumhurbaşkanı Gül'e, Avusturya'da Türkçe ek dersin ancak haftada bir saat verildiğini, bunun da öğrenim yılı başında öğrenci velilerinin başvurusu üzerine isteğe bağlı olarak gerçekleşebildiğini anlattı ve Türk öğrencilerin bu kısıtlı olanaklarla ana dilini gereği gibi öğrenemediklerini aktardı. 33 bin Türk vatandaşının yaşadığı Vorarlberg eyaletinde Türklere yönelik ırkçı eylemlerden de yakınan Dinçer, Cumhurbaşkanı Gül ile yaptıkları toplantıda da dile getirdiği görüşlerini şu ifadelerle anlattı:  "Avusturya'da sürekli entegrasyondan söz ediliyor. Doğru, önemli bir konu. Entegrasyonu Türk toplumu da istiyor. Ama entegrasyonun şartları ve kurallarını kimse somut olarak ortaya koymuyor. Almanca dilini biz Türkler de iyi şekilde öğrenmek istiyoruz. Ancak bizzat bilim adamlarının tespitlerine göre ana dilini iyi derecede öğrenemeyen kişi yabancı bir dili öğrenemez. Bizim yaşadığımız olaylara baktığımızda Avusturya entegrasyon derken gerçekte asimilasyon istiyor. Entegrasyonu biz de istiyoruz, ama asimilasyona boyun eğmeyeceğiz."  Vorarlberg Türk toplumu sözcüsü Atilla Dinçer, Avusturya'da "Türk lobisi" oluşturmak yolundaki isteklerini de Cumhurbaşkanı Gül'e ilettiklerini ve destek talep ettiklerini söyledi,  Cumhurbaşkanı Gül'ün Türk sivil toplum önderleriyle yaptığı kahvaltılı toplantıda Devlet Bakanı Faruk Çelik, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin Viyana Büyükelçisi Kadri Ecvet Tezcan ile Türkiye'nin Salzburg Başkonsolosu Ahmet İhsan Başer de hazır bulundular. -GÜL'E MOZART EVİNDE TÜRK KAHVESİ-  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, Salzburg programı çerçevesinde kısa bir şehir turunun ardından ünlü besteci Amadeus Mozart'ın bugün müze olarak kullanılan evinde klasik müzik konseri dinlediler.  Mozart evinin içinde yer alan kafehaus'un sahibi Markus Götzenauer, konser çıkışı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrinnüsa Gül'e iki fincan Türk kahvesi hazırlayarak ikram etti.  Avusturyalı ve Türk güvenlik görevlilerinin de izin vermesi üzerine Götzenauer, çevredeki Türk gazeteci ve protokol görevlilerinden kısa sürede öğrendiği birkaç kelimelik Türkçe ile Cumhurbaşkanı Gül ve eşine "Hoş geldiniz, bir fincan kahvemizi içer misiniz lütfen" diyerek ikramda bulundu. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi, kendisine teşekkür ederek kahveyi içtiler. Kafehaus sahibi Markus Götzenauer, Cumhurbaşkanı Gül'e Salzburg halkının misafirperverliğini göstermek istediğini belirterek, sıkı güvenlik önlemlerine rağmen ikramlarını geri çevirmeyip kabul ettiği için çok sevindiğini söyledi.