"TÜRKİYE ARAP DÜNYASINDA POPÜLER" WASHINGTON (A.A)

-"TÜRKİYE ARAP DÜNYASINDA POPÜLER" WASHINGTON (A.A) - 17.04.2011 - ABD'deki Brandeis Üniversitesi Crown Ortadoğu Araştırmaları Merkezi uzmanı Joshua Walker ve aynı üniversiteden Ortadoğu ekonomisi profesörü Nadir Habibi, Türkiye'nin, "Arap dünyasına emsalsiz düzeyde etki ettiğini ve bölgede ciddi popülariteye sahip olduğunu" belirterek, bunun Türkiye'ye, "bu ülkelere demokratik kurumlarını geliştirmede etkili şekilde yardımcı olma imkanı verebileceğini" kaydetti.  Walker ve Habibi'nin Ortadoğu'da, ayaklanmaların ve demokrasi taleplerinin arttığı bu dönemde, Türkiye'nin Arap dünyası ile gelişen ekonomik ve diplomatik ilişkilerini analiz eden yazısı Brandeis Üniversitesi Crown Araştırma Merkezi tarafından yayımlandı. Makalede, AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar çok sınırlı düzeyde seyreden Türkiye ile Arap dünyası arasındaki karşılıklı ticaretin yükseliş trendini ele alan Walker ve Habibi, bu hızın artmasında AK Parti hükümetinin izlediği ekonomi ve dış politika yönteminin etkili olduğunu belirtti.  Bu kapsamda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yurt dışı seyahatlerini tablolaştıran Walker ve Habibi, incelemesinde, "Türk liderlerin yurt dışı gezilerinde Ortadoğu ülkelerine Avrupa'dan daha fazla ikili ziyarette bulunduğuna" dikkati çekti.  Bu artan üst düzey diplomatik ziyaretlerde ikili ilişkiler ve ticaretin ele alındığına, heyetlere iş adamlarının da katıldığına işaret eden Walker ve Habibi, Türkiye ile Arap dünyası arasında ekonomik işbirliği anlaşmaları yapılması ve ticaret ilişkilerinin artırılmasına bu temasların son derece etkili olduğunu kaydetti.   Walker ve Habibi, Türkiye'nin Arap dünyası ile ilişkilerini artırmasının tek bir nedene dayandırılamayacağı, AK Parti'nin Arap dünyasına yönelik hedeflerinin, Türkiye'nin ulusal çıkarlarının pragmatik hesaplamalarına dayandığını ifade ederek, bu çıkarların da "ülkenin büyüyen ekonomisi için yeni pazar ve güvenli yeni yatırım alanlarının bulunmasından kaynaklandığını" ifade etti.   -"YENİ BİR SAYFA..."- Makalede, "ABD'nin Irak'tan çekilmesinin ardından bölgenin en büyük ekonomisi ve askeri gücü konumunda olan Türkiye'nin, bölgede önemli bir jeopolitik oyuncu olduğuna" dikkati çeken Walker ve Habibi, Türkiye'nin iç siyasi dönüşümü ve demokratikleşmesinin de Türk-Arap dünyası ilişkilerinin gelişmesinde önemli rol oynadığı yorumunda bulundu.  Walker ve Habibi, "Türk liderlerin, bölge ilişkilerini geliştirerek, aslında kamuoyunun Arap komşularla ilişkilerin geliştirme yönündeki olumlu duygularına ve Anadolu'daki işadamlarının bu yöndeki isteklerine de yanıt verdiği, bu nedenle Arap dünyasına yönelik gelişen bu yeni durumun sürdürülebilir olduğu" değerlendirmesinde bulundu. İki uzman, makalesinde bu durumu şu sözlerle ifade etti: "Hatta, bu nedenle, AK Parti Türkiye'de gücünü kaybetse bile, iktidarı alacak başka bir parti de Türk-Arap ilişkisinin önemini geliştirmek zorunda. Arap dünyası ile yaklaşması Türkiye'nin dış politikasında, dünyanın geri kalanının önümüzdeki on yıllar içinde alışmak zorunda olduğu yeni bir sayfa açmayı öngörüyor". -"İRAN'A KARŞI DENGELEYİCİ..."- "Türkiye, Arap dünyası ile bağını derinleştirdikçe, bölgenin bir uçtan öbür uca istikrar ve zenginliğinde daha fazla çıkarı olacak" ifadesini de kullanan Walker ve Habibi, makalenin sonuç bölümünde gelişen Türk-Arap dünyası ilişkilerinin gelecekteki önemini şu sözlerle anlattı: "Artık Türkiye'yi, bölgesel gerilimlere arabulucu olmada daha aktif rol oynarken göreceğiz. Türkiye, bölgede, ABD ve Avrupa'nın politika ve çıkarlarıyla her zaman uyuşmayacak, daha bağımsız bir dış politika yürütecek gibi görünüyor. Bu bazı Avrupa başkentlerinde kaygılara neden olma ihtimali bulunmasına rağmen, Türkiye'nin bölgesine yeniden müdahil olması, uzun vadede gözden kaçırılmaması gereken dolaylı yararlar sağlayabilir.  Türkiye'nin, Müslüman çoğunluklu demokratik bir ülke olarak dönüşümü, ekonomik başarısı ve Arap dünyasıyla artan temasıyla birlikte, Arap ülkeleri için rol model olarak ortaya çıkması hali hazırda arttı. Sonuç olarak, Türkiye'nin Arap dünyası ile yeniden temas kurması, bölgede ılımlı ve pragmatik İslamcı ögeleri güçlendirebilir. Ayrıca, rol model ve bölgesel güç olarak Türkiye, İran'ın bölgeye etkisi karşısında dengeleyici faktör haline gelebilir. -"TÜRKİYE BÖLGEYE DEMOKRATİK KURUMLARIN İNŞASINDA YARDIMCI OLABİLİR"- Makalede, Türk-Arap yakınlaşmasının, Türkiye-İsrail ilişkilerine düşürdüğü "gölge"nin devam edeceği öngörüsünde de bulunan Walker ve Habibi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğinin, Arap-İsrail sorununun çözümündeki gelişmelere bağlı olduğunu kaydetti.  Walker ve Habibi, yazıda şu hususlara da dikkati çekti:  "ABD ve AB artık Türkiye'yi kendi bölgesel politikalarını pasif olarak destekleyen bir ülke olarak hesap edemeyecek olmasına rağmen, kendine güvenli ve iddialı bölgesel bir partner olarak Türkiye'ye, çıkarları birleştiğinde güvenebilirler. Türkiye'nin katılımının çok yapıcı olabileceği birçok alan var. Türkiye, Ortadoğu'da bölgesel istikrarın ve özellikle petrol ihraç eden Arap ülkelerin güvenliğinin sağlanması çabalarında değerli bir ortak olarak görev yapabilir. Çünkü bu iki unsur da küresel ekonominini sağlıklı ilerlemesi için hayati derecede önemli. Dahası, son dönemde birçok Arap ülkesinde ortaya çıkan demokrasi ayaklanmasının ışığında, Batı ve Türkiye, bu ülkelerin demokrasiye doğru barışçıl değişimlerine yardımcı olmada birçok ortak çıkarlara sahip. Arap dünyasındaki popülaritesi ve emsalsiz düzeydeki etkisi Türkiye'ye, bu ülkelere demokratik kurumlarını geliştirmede etkili şekilde yardımcı olma imkanı sağlayabilir."