"Türkiye yalnızlığa itildi"

"Türkiye yalnızlığa itildi"

IŞİD ile mücadelede uluslararası askeri ve diplomatik trafiğin merkezinde yer alan Türkiye’nin, bu mücadelede nasıl bir rol izleyeceği tam bir muammaya dönüştü. ABD yönetimi Türkiye ile işbirliğini güçlendireceğini duyursa da Ankara'nın sınırda uçuşa yasak ve tampon bölge oluşturulması isteğine henüz somut bir yanıt alamaması dikkat çekiyor. Deutsche Welle’ye konuşan uzmanlara göre; Ankara’nın uluslararası koalisyonla nasıl bir işbirliğine gireceği konusundaki merak da ‘şüpheli ve sıkıntılı’ bir bekleyişe dönüştü.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Ankara’daki temaslarının hemen ardından IŞİD’le mücadele eden ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun özel temsilcisi General John Allen da Türk yetkililerle biraraya geldi. Görüşmelerde Türkiye’nin uluslararası koalisyonla işbirliğini daha da ileriye taşıması gerektiği konusunda anlaşan tarafların ‘büyüyen IŞİD tehdidine karşı daha hızlı hareketin yollarını bir an önce bulmak’ üzerinde de konuştuğu kaydedildi. Allen’in temaslarının hemen ardından ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan “Türkiye ile işbirliği’nin güçlendirilecek” açıklamasının gelmesi de dikkat çekti.

İşte Amerika bu amaçla, IŞİD’e karşı bir askeri plana şekil vermek için Türkiye’ye önümüzdeki haftaya askeri bir heyet yollayacağını duyurdu. IŞİD’le mücadelede sınırda uçuşa yasak ve tampon bölge oluşturmanın şart olduğunda ısrar eden Ankara, önümüzdeki hafta ABD’den gelecek askeri heyetle bu bölgeler konusunu teknik ayrıntılarıyla değerlendirmeyi hedefliyor. Değerlendirmelerde Suriye’ye olası bir kara harekâtının da gündeme gelebileceğini belirten Türk diplomatik kaynaklar, “Türkiye’nin tek başına kara harekâtına girişemeyeceğini Batılı müttefiklerin anlaması ne yazık ki zaman alıyor” yakınmasında bulunuyor.

“ABD işi sürüncemeye bırakıyor”

Peki, kendi içinde ‘uçuşa yasak ve tampon bölge’ konusunu tartışmaya bile açmayan NATO ile Türkiye’nin önümüzdeki dönem için ortak harekât planı nasıl şekillenebilir? Ankara, ABD yönetimini kara harekâtı konusunda ikna edebilir mi? ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Hüseyin Bağcı, Deutsche Welle’nin sorularını yanıtlarken, Ortadoğu’da ‘işgalci güç’ diye bilinen Amerika’nın, Türkiye’yi de aynı konuma sokma niyeti olduğunu iddia ediyor. “Bu yüzden de Türkiye’yi kendi başına hareket etmeye zorluyor. ABD’nin kendisi sorumluluk almak istemiyor” diyen Bağcı, ABD’den gelecek askeri bir heyetle yapılacak görüşmelerden de bir sonuç çıkmayacağını düşünüyor.

IŞİD ile mücadelenin ‘çok kritik’ bir noktaya geldiğini ve Türkiye’nin çok dikkatli davranması gerektiğini belirten Bağcı şöyle konuşuyor: “Aslında NATO da biliyor ki; IŞİD ile mücadelenin daha etkin olması için Türkiye’nin dediği gibi uçuşa yasak ve güvenli bölgenin bir an önce ilan edilmesi gerekiyor. Ama kendi içlerinde tartıştıkları bile yok. Amerika da işbirliğinin güçleneceğini söyleyip, Türkiye’yi daha da yalnızlığa itmekten başka bir şey yapmıyor. Gelinen noktada IŞİD ile mücadelede Türkiye yalnızdır ve ABD de bu mücadeleyi sürüncemeye bırakmıştır. Washington yönetimi gerçekten Türkiye’yi anlasaydı, şu ana kadar çoktan kara birliklerini Suriye sınırına konuşlandırırdı. Ellerinde Türkiye’nin tezkeresi de var ama somut olarak yaptıkları hiçbir şey yok.”

Hüseyin Bağcı, Türkiye’nin tek başına bir ‘işgalci güç olup, olmama’ konusunda çok dikkatli olması gerektiğini belirtirken, “Tek başına kara harekâtına girişmeyiz” mesajının çok yerinde olduğunu vurguluyor. Bağcı, “Bu mesajın üstüne de hiçbir yabancı kuvvet ile değerlendirme yapılmamalı. ABD’nin tek amacı Türkiye’nin kafasını karıştırmak. ABD ile yapılacak görüşmelerde nasıl bir ortak plan çıkmayacağını hep birlikte görürüz” diyor.

“Kimsenin yol haritası yok”

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Amerika Merkezi Başkanı Mehmet Yegin de Deutsche Welle’ye konuşurken, Hüseyin Bağcı’nın görüşlerine benzer düşünceler dile getiriyor ancak olayın çok daha ‘sorunlu bir yönüne’ dikkat çekiyor. “Hâlihazırda bir IŞİD tehdidi var ama kimsenin uzun vadeli bir stratejisi, yol haritası yok” diyen Yegin, bu durumu da ‘büyük bir kargaşa’ olarak nitelendiriyor. ABD’nin, uluslararası koalisyon oluştuktan sonra hiçbir somut adım atamadığına işaret eden Yegin, NATO’dan gelen “Türkiye’yi koruruz” açıklamasının da ‘makul hiçbir şeye’ gönderme yapmadığını dile getiriyor.

“NATO zaten Türkiye'yi korumak zorunda. Türkiye, NATO'nun bir üyesi. Bunu dile getirmenin kimseye faydası yok. Ama görüyoruz ki, 27 NATO ülkesinden çoğunun Suriye konusunda ciddi çekinceleri var. Koalisyonun nasıl işleyeceğine dair NATO üyelerinin net bir yaklaşıma ulaşması lazım artık” diyen Yegin, bu noktada Türkiye ile ABD’nin işbirliğini geliştirmek için nasıl bir ortak plan geliştireceğinin de ‘şüpheli’ olduğunu söylüyor.

Mehmet Yegin, ABD’nin Türkiye ile nasıl bir ortak plan yaparsa yapsın, Suriye’ye kara birlikleri göndermek ya da sınıra asker konuşlandırmaktan kaçındığını ortaya koyduğunu belirtirken, bu noktada Türkiye’nin her planda daha dikkatli olması gerektiğini savunuyor. Türkiye’nin tek başına kara birliklerini Suriye’ye göndermesinin hem riskli hem de Arap milliyetçiliğinin göbeğinde yer alan bir ülke olan Suriye ve çevresinde sorgulanabilir olduğunu anlatan Yegin, uluslararası koalisyonun IŞİD ile mücadele planını hızlıca netleştirmesinde fayla olacağını belirtiyor.