"Türkiye'nin bölge üzerinde gizli gündemi yok" TBMM (A.A)

-"Türkiye'nin bölge üzerinde gizli gündemi yok" TBMM (A.A) - 11.10.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, bölge üzerinde herhangi bir gizli gündemi olamadığını bildirdi.  Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, dış politika konularına değindi. Bölgeye, geleceğe yön verecek tarihi gelişmeler yaşandığını belirten Erdoğan, ''Türkiye olarak samimi çabalarımızın özellikle bölge halkları nezdinde bulduğu karşılık, Türkiye'nin haklı duruşunun bir tezahürüdür'' dedi.   Dünyanın neresinde başı öne eğilmiş, çaresiz kalmış, ötelenmiş bir toplum varsa Türkiye'nin orada olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Umutları yeşerten Türkiye'ye duyulan güvenle birlikte ülkemizin itibarı her gün artmaktadır. Bunu Somali'de, Haiti'de, Şili'de, Pakistan'da gördük. Bunu Tahrir Meydanı'nda bizzat yaşadık. Libya ve Tunus'ta bize gösterilen muhabbeti anlatmam mümkün değil'' diye konuştu.   Bu büyük teveccühe rağmen Türkiye'nin ve Hükümetin zaman zaman haksız eleştirilere maruz kaldığını gördüklerini ve buna üzüldüklerin anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Herkesin Türkiye'nin büyüklüğü nispetinde düşünmesi, Türkiye'nin sahip olduğu zenginlikler ve savunduğu değerler dairesinde kalması, milli menfaatimizin gereğidir. Türkiye, bölge üzerinde herhangi bir gizli gündemi olan ülke değildir. Türkiye tarihiyle, coğrafyasıyla, medeniyet birikimiyle bölgesindeki gelişmeleri barış ve istikrar istikametine kanalize edecek ender ülkelerden biridir. Bugün de bütün yaptığımız bu istikamet üzere gayret göstermektir. Bu, sorumluluğumuzun gereğidir. Bizim kitabımızda kaynağını halktan almayan, şiddet ve baskı yoluna başvurmak suretiyle korunan bir yönetim asla meşru olamaz. Türkiye kendi ilkeleri ve milli menfaatleri neyi gerektiriyorsa, bundan sonra o istikamette gündeminden taviz vermeden yoluna devam edecektir.''  -''Anlatılmaz, ancak yaşanır''- Mısır, Libya ve Tunus ziyaretlerinin ardından BM 66. Genel Kurulu kapsamında New York'ta tezlerini uluslararası toplum önünde bir kez daha kararlı şekilde dile getirme imkanı bulduğunu anlatan Erdoğan, ABD'den döndükten sonra da yoğun dış politika ziyaretlerinin sürdüğünü, bu kapsamda Makedonya'ya giderek soydaşlarla hasret giderdiklerini ifade etti.  Bu ülkeye ikinci kez gerçekleştirdiği ziyaretin ülkenin bağımsızlığının 20. yıldönümüne gelmesinin  anlamlı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Makedonya ile Türkiye arasında köklü ve tarihsel bağların bulunduğunu, ziyareti vesilesiyle bu bağların daha da güçlendirilerek geleceğe taşınması konusundaki ortak iradeyi bir kez daha gördüklerini söyledi.   Makedonya'daki temasları hakkında bilgi veren Erdoğan,  ''Bütün Balkan coğrafyasında olduğu gibi Makedonya'da da Türkiye'nin birleştirici, kaynaştırıcı ve uzlaştırıcı konumunu büyük memnuniyetle görülmüş oldu'' dedi. Üsküp'te TİKA tarafından restore edilen Muratpaşa Camisini  ziyaret ederken soydaşlarla bir araya gelerek kendilerine hitap etme fırsatı bulduğunu anlatan Erdoğan, ''Böyle bir muhteşem mirası bize bırakan ecdadımızla nasıl nasıl gurur duyduysak, orada kardeşlerimizin duruşu da bizi ayrıca gururlandırdı. Ayrıca Kalkandelen ve Gostivar'daki o muhteşem coşkuyu; adeta meydan mitinglerini sizlerle paylaşmam mümkün değil. O anlatılmaz ancak yaşanır. O da bizim için büyük bir bahtiyarlıktır'' diye konuştu.  -''Afrika'da büyükelçilik sayısını artırıyoruz'' Başbakan Erdoğan, Makedonya ziyaretinin ardından Güney Afrika'ya gittiğini hatırlatarak, bunun iadeiziyaret olduğunu vurguladı. Temasları hakkında bilgi veren Erdoğan, ziyareti sırasında iki ülke arasında ortak bildiriye imza atarak işbirliğinde yeni bir boyuta geçildiğini bildirdi.  Erdoğan, ''Gelişmiş demokrasisi ve ekonomisinin yanı sıra mevcut siyasi gücüyle Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika'ya açılım stratejimiz içinde özel önem atfettiğimiz bir ülke. Biz çok boyutlu dış politikamız kapsamında daha önce 2005 yılını Türkiye'de Afrika yılı ilan etmiş ve bu doğrultuda kıta ile ilişkimizde yeni bir anlayışı hakim kılmıştık. Ağustos 2008 yılında İstanbul'da düzenlenen Türkiye- Afrika İşbirliği Zirvesi ile ilişkilerimizi çok daha sağlam zemine oturttuk. Ticaretten yatırıma, kırsal kalkınmadan tarıma, enerjiden ulaştırmaya kadar birçok alanda geleceğe yönelik ortak hedefler belirledik'' açıklamasında bulundu.  Bazı ülkelerin küresel kriz nedeniyle dış misyon sayısında azaltmaya gittiği dönemde, Türkiye olarak Afrika'nın muhtelif köşelerinde büyükelçilikler açtıklarını, hala da açmaya devam ettiklerini belirten Erdoğan, son iki yılda 12 büyükelçilik ve bir başkonsolosluğu Afrika'da açtıklarını, bugün itibarıyla 24 olan büyükelçilik sayısını 2012 yılında 33'e çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.  Erdoğan, ''Amacımız her alanda ilişkilerimizi daha da güçlendirmek, karşılıklı dostluk ve işbirliği imkanlarından azami ölçüde yararlanmaktır. Bunun bir örneği olarak THY, son yıllarda Afrika'ya yönelik uçuşlarını artırarak bu sürece aktif katkı sağlamaktadır. THY'nin 2007 yılından bu yana Johannesburg ve Capetow'na doğrudan sefer düzenlediğini büyük gurur ve memnuniyetle ifade ediyorum'' dedi. -Dostluk temelinde bakıyoruz Erdoğan, Türkiye'nin Afrika'ya menfaat esasında değil, dostluk temelinde baktığını ifade etti. ''Afrika deyince gözünün önünde pırlanta ışıltısı olanlar, bugün kıtanın yaşadığı sorunların da en önemli müsebbipleridir'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu: ''Maalesef özelde Afrika'ya, genelde ise daha adil bir uluslararası düzen konusunda bizim bu hissiyatımızı paylaşmayanlar, ne yazık ki insanlık namına ortaya kayda değer bir eser koyamıyorlar. Ruanda'da nelerin olduğunu tüm Afrika'lı çok iyi bilir. Orada hangi ülkenin, hangi insanlara, hangi batılı ülkelerle beraber zulmettiklerini, oradaki sömürgeciliklerinin gereğini çok iyi bilirler. Ama şimdi bakıyorsunuz, Fransa'nın Cumhurbaşkanı Ermenistan'a gidiyor ve Ermenistan'dan seçim yatırımı olacak şekilde Türkiye'ye tavsiyelerde bulunuyor. Önce sen kendine tavsiyede bulun, bir de kendine çeki düzen ver. Kalkıp da Fransa'da başka, Ermenistan'da başka, Türkiye'ye geldiği zaman bambaşka... Böyle ikircikli, 3 yanlı, 4 yanlı, 5 yanlı siyasi liderlik olmaz. Her şeyden önce siyaset dürüstlük istiyor, dürüstlük...  Ülkende 600 bin Ermeni var, 500 bin de Türk var. Bir taraftan Türkiye ile olan her türlü ilişkilerin var. Ama eğer büyük düşünmüyor da kalkıp küçücük, daracık bir şeyle, sadece ekonomik imkanlarının haklı olduğu noktasından hareketle böyle bir tavrın içerisine giriyorsan, kusura bakma, Türkiye öyle kolay yutulacak bir lokma değildir. Devlet adamlığı unvanını taşımak; gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünerek hareket etmeyi, insanlığı kutuplaştıran değil, birleştiren bir istikamette hareket etmeyi gerektirir. Devlet adımlığının gerçek vasıflarına Fransız kalanlar, gerçeği anladıklarında çok geç kalacaklardır.'' -''Yan çizmeye başladılar''- Başbakan Erdoğan, sadece devlet adamlarının değil, insanlığın büyük bir umutla sarıldığı kuruluş ve örgütlerin de bu hassasiyetle hareket etmesi gerektiğini, bunu da BM Genel Kurulunda bu yıl çok açık ve net gördüğünü söyledi. Filistin davasına kimlerin nasıl inandığını, çok açık ve net gördüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Yıllarca Filistin'in devlet olması gerektiğini söyleyenler, iş BM Genel Kurulunda veya Güvenlik Konseyinde oylama aşamasına gelince şimdi yan çizmeye başladılar. Ama yıllarca... Hani siz Ortadoğu'da iki devletli bir yapılanmadan bahsediyordunuz Filistin'de. Hem İsrail diyordunuz hem Filistin.  Şimdi ne oldu? Söylediklerimizin hepsi kayıtlarda mevcut. Bir yıl önce söylediklerimiz kayıtlarda mevcut. Şimdi ne yapacaksınız? Artık şunu söyleyemezsiniz; 'kendileri bir araya gelsin ve anlaşsın' diyemezsiniz. On yıllardır bir araya geliyorlar. Anlaşabildiler mi? Anlaşamadılar. Niye? Anlaşamamalarının arkasında da yine egemen güçler var. Bugün yine anlaşamıyorlarsa yine aynı şey var. Eğer anlaşmaları isteniyorsa, Sudan'da ne yaptınız? Aynı şekilde İran'da ne yaptınız, diğer ülkelerde neler yapıyorsunuz? Burada da aynısını yapmanız lazım. BM'de de söyledim; nedir? BM Güvelik Konseyi, İsrail ile ilgili 89 yaptırım kararı aldı. İsrail hiçbirine uydumu, uymadı. 247 BM Genel Kurulundan aynı şekilde karar çıktı. Uydu mu uymadı. Peki uyguladınız mı yaptırım, baskı. Hayır. Bu şekilde şımartılmış olan bir ülke, kalkar da barış masasına yönelir mi? yönelmez. Her masaya oturuşta daha çok şey istiyorlar ve bunun sınırı yok. O sınırın ne olduğunu biz de biliyoruz, Filistin'in evlatları da çok iyi biliyor.'' -''2011 Türkiye ilerleme raporu-'' Erdoğan, yayımlanmasını bekledikleri 2011 Türkiye İlerleme Raporunun; tarafsız, adil, gerçekçi ve vizyonel bir bakış açısıyla kaleme alınacağını ümit ettiklerini söyledi. Dün Antalya, Isparta, Manisa, Denizli'de meydana gelen sel felaketlerinde hayatını kaybeden vatandaşların ailelerine sabırlar dileyen Erdoğan, ''Zaman zaman spekülasyonlar yapılıyor. İnsanoğlu olarak yapılması gerekenlerde şüphesiz yanlışlıklar, eksiklikler olabilir ama afetlerin karşısında durmak kolay bir olay değil'' dedi. Başbakan Erdoğan, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde de bu tür afetlerin bedelinin ne denli ağır olduğunun görüldüğünü kaydetti. Denizli'de 1, Manisa'da 2 vatandaşın vefat ettiğini, Antalya'da kayıp olan 6 vatandaşı arama çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Erdoğan, ilave olarak gönderilen arama kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaştığını, çalışmaların da devam ettiğini bildirdi. Antalya'ya Afet ve Acil Yönetimi Başkanlığından 1 trilyon lira acil yardım ödeneği aktarıldığını ifade eden Erdoğan, felaket bölgelerinde yaraların acilen sarılması için devletin bütün imkanlarıyla vatandaşların yanında olduğunu söyledi.  Başbakan Erdoğan, milletvekilleri ile 6 ayda bir durum değerlendirmesi çalışması yaptıkları ve gelecek 6 ayı planladıkları Kızılcahamam toplantıları yaptıklarını anımsatarak, toplantıları kurucu üyeler ile kadın ve gençlik kollarıyla birlikte yürüttüklerini belirtti. Erdoğan, 15-16 Ekim Cumartesi ve Pazar günü, bu toplantıyı Kızılcahamam'da yapacaklarını söyledi. Erdoğan, yeni yasama döneminin hayırlı olmasını diledi. Bu arada, annesi Tenzile Erdoğan'ı kaybeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, grup toplantısı öncesinde kuliste, aralarında CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ile BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in de bulunduğu bazı milletvekilleri ile gazeteciler başsağlığı dileğinde bulundu.