-"Van depremi gerçekten çok büyük bir imtihan oldu" TBMM (A.A) - 15.11.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Erciş il olmalıdır'' görüşüne karşılık, '''Anamuhalefetin Başkanı'nın, yapacağı bir şey yok. Tek şey var; ortalığı karıştırmak, akılları bulandırmak. Ne diyor, 'Erciş il olmalıdır.' Böyle kolaycılık, böyle bir popülizm olmaz'' dedi. Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, Van'da yaşanan depreme değindi. Deprem üzerine bir çok spekülatif çalışma olduğunu belirten Erdoğan, ''Anamuhalefetin Başkanı, yapacağı bir şey yok ya... Tek şey var; ortalığı karıştırmak, akılları bulandırmak. Ne diyor, 'Erciş il olmalıdır.' Yani il olduğu zaman, Erciş ne kazanacak, bunu filan düşünmüş değil veyahut da Türkiye'nin uygulamaları ortada. Böyle popülist yaklaşımlarla il yapacağız diyenlerin il yaptıkları yerlerin halini biliyoruz, görüyoruz. Ama ilçe dahi olsa, eğer başarılı bir yönetim varsa, oraların da nerelere taşındığını biliyoruz'' diye konuştu. Van'ın 2014'te büyükşehir olacağını ilan ettiklerini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Büyükşehir olduğu zaman mülki sınırlar içinde olacağı için Erciş de büyükşehirin bir ilçesi olacak. Dolayısıyla bugün İstanbul'un, Kocaeli'nin modernleşen, değişen ilçeleri neyse, yarın Erciş de böyle bir ilçe haline gelecek. Altyapısı, üstyapısı, herşeyiyle yoğun bir şekilde orada bir gelişimin olduğunu göreceğiz. Ama bunları hiç düşünmeden, hani ağzı olan konuşuyor ya.. Böyle bir şeye başvurmak suretiyle, 'Bak ben size gayet güzel bir proje ürettim, Erciş il olmalı.' Böyle kolaycılık, böyle bir popülizm olmaz. Nitekim biz bunu Erciş'te vatandaşımıza meydanda söyleyince, vatandaşımız, ben söylemedim onlar konuştu, 'Başbakanım ağzı olan konuşuyor, siz bunlara bakmayın' dedi. Aynı şekilde bir başkası çıktı, 'Burası afet bölgesi ilan edilsin' diyor. Sorun afet bölgesi nedir diye bunu bilmez. Mevcut şu andaki mevzuatımızda siz bir yeri afet bölgesi ilan ettiğiniz zaman orada inşaat yapamazsınız. Oraya mevcut inşaatlarda herhangi bir restorasyona bir çivi dahi çakamazsınız. Ha nedir, belediyeler para kazandıracak ya, O para geldiği zaman ondan da ne yapılacağını biliyorsunuz. Şu anda Van merkezde biz belediyenin yaptığı çalışmaları görüyoruz. Neler yaptığı ortada. Sadece popülizm, sadece ideolojik yaklaşım tarzıyla bakıyorsunuz belediyenin imkanları oralarda kullanılıyor. Biz tabii bütün bunları bir kenara koyuyoruz, ne yapacağız onlara bakmamız lazım. Hamd olsun tüm kurum kuruluşlarla yoğun bir çalışma yürütülüyor.'' Erdoğan, mevsim şartlarının işleri zorlaştırdığını belirterek, ''Ama bütün bu zor koşullara rağmen elimizden geleni yapacağız ve inşallah Van merkez olsun, köyleri olsun, Erciş ilçesi ve köyleri olsun buraları çok kısa zamanda çok daha değişik bir yapıya kavuşturacağız. Arkadaşlarıma onu da söyledim; yani işi böyle çok da abartılı anlatmaya gerek yok. Ne yapacaksak bunu konuşalım, bunu anlatalım; herkes de bunu görsün, bunu bilsin. Onun için de şu anda ilk etapta sıkıntıları, çadırlar, konteynerle, prefabrik konutlarla inşallah aşacağız. Ama hedefimiz, Ağustos sonuna kadar kalıcı konutları yapmak, tamamlamak suretiyle, inşallah Van merkezde ve aynı şekilde Erciş'te çok daha farklı bir kentsel dönüşüm değişimi gerçekleştirmiş olacağız'' dedi. Başbakan Erdoğan, Van depreminin gerek millet gerekse hükümet için çok büyük bir imtihan olduğunu, bu imtihanı aşmak, başarıyla geride bırakmak için çok büyük bir çaba içinde bulunduklarını vurgulayarak, ''Şunu samimiyetle ifade etmek durumundayım; Van'da bizzat müşahede ettim. Vanlı depremzedeler büyük bir vakarla, sağduyu ve sabırla oradaki çalışmalara yardımcı oluyorlar. Hem 74 milyonun hem de hükümetin çok büyük gayretle çalıştığını kendileri de görüyorlar ve bunun için o sabırlı göstermek suretiyle onlar da bu sürece yardımcı oluyorlar. Vanlı kardeşlerimizin yalnız olmadığını, yalnız bırakılmayacaklarını kendilerine hissettirmek için çok büyük bir çaba içerisindeyiz. Bu çabamız da Vanlı'lar tarafından takdir ediliyor. Gerek Van'da gerek Erciş'te bu hissiyat, heyetimize çok sıcak şekilde ifade edildi'' diye konuştu. -Türk bayrağına yapılan saldırı Suriye'de Türk bayrağına yapılan saldırıya da değinen Erdoğan, Suriye yönetiminin Arap Birliğine karşı sergilediği samimiyetsiz tavırdan geri adım atmak, verdiği sözleri tutmak yerine maalesef şiddetin boyutunu ülkesindeki yabancı temsilciliklere yönetmek gibi yeni bir yanlışın içine girdiğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''12 Kasım gecesi, Suriye'deki Suudi Arabistan, Katar, Fransa temsilciliklerine saldırılar gerçekleştirildi. Türkiye'nin de Şam, Halep ve Lazkiye'deki temsilcilikleri, bu saldırılarda hedef alındı. Biz öncelikle bu saldırıları şiddetle kınadık. Suriye'deki diplomatik temsilcilerin güvenliğinin derhal sağlanması çağrısında bulunduk. Ankara'daki Suriye Maslahatgüzarı Dışışleri Bakanlığımıza çağrıldı ve Suriye'ye bir nota tevdi edildi. Ayrıca Şam Büyükelçiliğinde görevli personelin bir kısmı ile aile fertlerinden oluşan 60 kişiyi önceki gün itibariyle tahliye ederek, ülkemize ulaşmalarını sağladık. Bizi asıl üzen nokta, Lazkiye'de bazı kendini bilmezler tarafından kameralar önünde, Türkiye bayrağına yönelik olarak yapılan çirkin saldırı girişimi olmuştur. Şunu buradan Esad yönetimine açık açık ifade etmek istiyorum: Tarih boyunca, yüzlerce yıldır ay yıldızlı Türk bayrağına uzanan her el, hiç tereddütsüz biçimde cevabını almıştır, bundan sonra da alacaktır. Ben şuna da çok eminim, ay yıldızlı Türk bayrağı, Türkiye için milletimiz için ne kadar aziz ve kutsalsa, Suriye'nin kardeş halkı için de en az o kadar aziz ve kutsaldır. Bu, şu andaki Suriye yönetimi için bir anlam ifade etmeyebilir. Ama ben inanıyorum ki gerçek manada, Türkiye'yi kardeş bilen, bizim de onları kardeş bildiğimiz Suriye halkı, yönetimle aynı şeyleri paylaşmıyor. Nitekim karşıt gösterilerde bulunan muhalif kesimde ellerinde Türk bayraklarıyla onlar da meydanlarda dolaşıyor. Hata Türk bayrağının anlam ve önemini, barışın, kardeşliğin ve özgürlüğün sembolü olduğunu, yeryüzünde Türkiye kadar iyi bilecek milletlerden birisi hiç şüphesiz yine Suriye halkıdır. Türk bayrağına yönelik çirkin saldırı, ben inanıyorum ki Suriye'deki bir avuç kendini bilmezin, alçağın, kışkırtmalar neticesinde ortaya koyduğu bir eylemdir.''