"YANLIŞ YAPARSAK BİZİ DÖVÜN" BURSA (A.A)

-"YANLIŞ YAPARSAK BİZİ DÖVÜN" BURSA (A.A) - 25.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Sizin bize verdiğiniz emaneti sokakta bırakmadık. Allah'ın izniyle milletin her yerinde bu bayrağı dalgalandıracağız. Haklı bildiğimiz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Yeter ki siz bize destek olun. Yanlış yaparsak da bizi dövün, şikayet edin, azarlayın. Millet bize ne yaparsa başımızın, gözümüzün üstüne. Milletimizden başkasına 'eyvallah' demeyiz'' dedi. Bursa'nın merkez Yıldırım ilçesi Millet Mahallesi'nde düzenlenen ''Nokta Mitingi''nde halka hitap eden Arınç, vatandaşlardan gördükleri ilgi karşısında çok mutlu olduğunu belirterek, daha çok hizmet etmek istediklerini söyledi. Arınç, 2002'den bu yana Türkiye'de yeni bir sayfa açıldığını, sağlık, eğitim, ulaşım alanında çok büyük hizmetler gerçekleştirdiklerini ifade ederek, ''Bugün en iyi hizmetimiz olarak sağlığı gösterebiliriz. Hastaneler birleşti. İnsanlar istediği yerde tedavi olmaya başladı. Doktorunu seçti, aile hekimi oldu, ilacını eline verdik. Bütçeye büyük bir yük getirdi ama helal olsun dedik. Milletimizin sağlık anlamında hiçbir sıkıntısı kalmasın dedik. Eğitimde büyük sıkıntılar vardı. Ona da el attık. AK Parti döneminde 287 bin yeni öğretmen ataması yaptık, daha da yapıyoruz. İnşallah 10 gün sonra 30 bin yeni öğretmen daha atayacağız. 8 yılda 15 bin kilometre yol yaptık. Üniversiteler, otobanlar, çevre yolları, havaalanları, hızlı trenler yaptık'' diye konuştu. ''Şimdi saatte 257 kilometre hızla giden trenlerimiz var'' diyen Arınç, bir vatandaşın ''Bunları AK Parti'nin yaptığını kabul etmezler'' demesi üzerine, ''Köprüye de karşıydılar, ilk geçen onlar oldu. Şimdi trenlere de biniyorlar, binecekler. Onlar ilk önce inkar ederler ama sonra kendi ceplerine bakarlar, işlerine bakarlar'' dedi. Yaptıkları hizmetlerin ortada olduğunu belirten Bülent Arınç, pazar günü Bursa'ya gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 37 açılışı birden yaptığını hatırlatarak, ''Her yerde AK Parti dönemine ait eserler var. Bunları görmemek için ya kör olmak lazım ya da inkar etmek lazım. Ama herkes görüyor. Mitingde kum tanesi gibiydi insanlar. 60 binden aşağı hiç kimse yoktu. Birisi gelse hatta gazetesinde yazsa 'Nerede canım 60 bin kişi, 20 bin kişi bile yoktu' dese, adama bir doktor lazım bir şeyler yazması için. Çok şükür bizim gücümüz bu. Gücümüzü sizden alıyoruz'' diye konuştu. ''Bizden cesur olmamızı istiyordunuz, biz de cesur olduk'' diyen Arınç, şöyle devam etti: ''Yıkılmadık, ayaktayız Allah'ın izniyle. AK Parti için kumpas kuranlar, yalan söyleyenler, iftira atanlar, belli tezgahlarla bu hükümeti devirmeye çalışanlar, hatta muhtıralar, bildiriler gibi gece yarısı korsan bildirilerle 'seni istemiyoruz' anlamına gelecek laflarla geçmiş zamanda olduğu gibi bu hükümeti korkutmayı başaracaklarını düşünenler perişan oldu. Hükümetimiz dik durdu, Başbakanımız cesur ve kararlı durdu. Sizin bize verdiğiniz emaneti sokakta bırakmadık. Allah'ın izniyle milletin her yerinde bu bayrağı dalgalandıracağız. Haklı bildiğimiz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Yeter ki siz bize destek olun. Yanlış yaparsak da bizi dövün, şikayet edin, azarlayın. Millet bize ne yaparsa başımızın, gözümüzün üstüne. Milletimizden başkasına 'eyvallah' demeyiz.'' -''AH BENİM CANIM KARDEŞİM, 2000 VE 2001'DE BAŞBAKAN YARDIMCISIYDIN''- Kendilerinin sadece yapacaklarını vadettiklerini söyleyen Arınç, şöyle konuştu: ''Başka bir siyasi parti lideri elinde kart sallıyor, şöyle mahzun, melul, kimsenin de dinlediği yok. Ağzından zor laf çıkıyor, ayakta zor duruyor. Elinde bir kart var, 'Git esnafa alışveriş yap. Ben parasını ödeyeceğim' diyor. Kardeşim, ah benim canım kardeşim, 2000 ve 2001'de başbakan yardımcısıydın sen, Türkiye bir felaket geçirdi, cebinden paranın yarısını aldın. Bankalar battı, ceremesini biz çektik. Paranın değerini düşürdün, iş yerleri kapandı, sokaklar işsiz doldu. Türkiye'de hükümetin varlığı tartışıldı. Sen bugün bir kart vereceksin diye milleti elma şekeriyle aldatmaya çalışıyorsun. Senin merhemin olsa 2000 ve 2001'de başına sürerdin be güzel kardeşim. Senin hakkında millet notu vermiş. Otur şimdi başına gelen işlerle uğraş, yanındakilerle, çok güvendiğin isimlerle... Şimdi karşılaştıkları birtakım olaylara bak da 'Nerede yanlış yaptım? Bu millete nerede bir yanlış yapıldı ki ben bunun acısını ceremesini çekiyorum?' de, muhasebe yap, milletten özür dile. Bundan sonra bu türlü kötülükler, yanlışlıklar olmayacak. Bırak kart sallamayı bunun sözünü ver. Millet sana ondan sonra elbette verecek hakkını.'' (Sürecek) (HRN-KAK-HAN)