Türkiye'de Koronavirüs'e ilk yakalanan hastalardan, 73 yaşındaki Oğuz Peker 4 ay boyunca yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi. Zorlu bir tedavi sürecini geride bırakan Peker, yaklaşık 5.5 ay sonra taburcu oldu. 23 Mart'ta hastalanan Oğuz Peker, 4 ay sonra kendine geldiğinde "Trafik kazası mı geçirdim? Neden herkes maskeli?" diye sordu. Oğuz Peker, pandemi nedeniyle yaşananları idrak etmekte hayli zorlandığını söyledi.
Koronavirüs vakalarının ilk görülmeye başladığı günlerde, Oğuz Peker, check-up olmuş, hafif bir KOAH başlangıcına rağmen aldığı güzel sonuçlarla yüzü gülmüştü. Türkiye'de ilk kez 11 Mart'ta Koronavirüs ile ilgili kamuoyuna resmi açıklama yapılırken, ertesi gün 73 yaşındaki Oğuz Peker'in sağlık durumu bozulmaya başladı. Halsizlik ve sürekli uyuma isteği dışında belirti göstermeyen Peker, durumunun kötüleşmesiyle 11 gün sonra hastaneye kaldırıldı
23 Mart'ta Özel bir hastaneye getirilen Oğuz Peker'e akciğerde buzlu cam görüntüsünden Koronavirüs teşhisi konuldu. Hastaneye yatırılmasından iki gün sonra yoğun bakım servisine alınan Peker, 125 gün yoğun bakımda kaldı.
Kızı Özge Peker o günleri şöyle anlattı: "Babamı hastaneye getirirken bu kadar uzun ve sancılı bir sürecin bizi beklediğinden haberimiz yoktu. Babamla bir anda iletişimimiz tamamen kesilmişti, anlatılamayacak kadar zor günlerdi. Ülkemiz Covid-19 ile tek tük karşılaşmış, hiç örnek vaka yoktu. Korkunç bir belirsizlik içerisine girmiştik; sadece doktorlardan gelen direktifler doğrultusunda ailece umutla ama yoğun bir korkuyla bekledik. Babam yoğun bakımdayken annemde de halsizlik oldu, benim de boğaz ve eklem ağrılarım oldu, tat koku hissim gitti; ama annem de ben de çok korktuğumuz için hastaneye gitmeyip kendimizi ayrı evlerde karantinaya aldık. Yoğun bakımda yaklaşık 2 ay babamı hiç göremedik. Her gün telefonda doktorlardan bilgi alıyorduk. Son derece inişli-çıkışlı bir süreçti."
Umutlarının tükenmeye başladığı günlerde immün plazma tedavisi haberlerinin kendilerinde çok büyük umut olduğunu belirten Özge Peker "Ama hangi tedavi ile iyileşti onu bilemiyoruz. Tek bildiğim babamı yaklaşık 2 ayın sonunda yoğun bakım camının arkasında uyutulur vaziyette ilk gördüğümde tarifsiz duygular içerisindeydim. Sonra yavaş yavaş iyileşme evresine geçtik" diyor.
Covid-19 enfeksiyonu Oğuz Peker'in tüm organlarında aşırı tahribata yol açmıştı. Akciğerleri, karaciğeri, böbrekleri başta olmak üzere çoklu organ yetmezliğine yol açarken, boğazından delik açılarak tedavisi devam ediyordu. Yoğun bakım servisindeki tedavide hemofiltrasyon ve çıkışa yakın dönemde ise hemodiyaliz tedavisi görmeye başladı. Peker, 4 ayın sonunda 28 Temmuz'da yoğun bakımdan çıkarıldı.
Dört aydır yoğun bakımda yatıyor olması nedeniyle kas zayıflamasına bağlı olarak el kol hareketleri ve yürümesi de çok kısıtlanmış olan Oğuz Peker'e servis odasında tedavisinin yanı sıra fizik tedavi uygulanmaya başlandı. Ancak 10 gün sonra kas yırtığına bağlı iç kanama sonucu durumu ağırlaştığından 7 Ağustos'ta yeniden yoğun bakıma alındı. Bu kez dört gün sürdü yoğun bakım süreci. 11 Ağustos'ta yeniden servis odasına çıkarıldı.
11 Ağustos'tan itibaren yaklaşık 1 aydır servis odasında tedavisine devam edilen ve durumu her geçen gün iyiye giden, diyaliz ihtiyacı da kalmayan Oğuz Peker'in nöroloji, nefroloji, enfeksiyon ve yoğun bakım hekimlerinin multidisipliner takibinde tedavisi devam etti. Rutin tedavilerinin yanında fizik tedavi de gören Peker'e doktorları 'survivor' diyor.
Yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettiğini söyleyen 73 yaşındaki Oğuz Peker ise gözlerini 'bambaşka' bir dünyaya açmanın şaşkınlığını yaşadığını belirterek, kafasında birçok soruyla yeni dönemi anlamaya çalışıyor. Kendine ilk geldiğinde "Trafik kazası mı geçirdim, bana ne oldu? Neden herkes maskeli?" diye sorular sorduğunu, tüm bunların nedeninin Koronavirüs enfeksiyonu olduğunu öğrendiğinde inanamadığını söylüyor.
Yaklaşık 5,5 ay sonra taburcu olan Oğuz Peker "Aylardır gecesini gündüzüne katarak beni yaşama döndürmede emeği geçen başta yoğun bakım ekibi olmak üzere tüm doktorlara, hemşirelere, hastane personeline ve bu süreçte dualarını ve desteğini esirgemeyen tüm sevenlerime sonsuz minnet duyuyorum" diyor.
Oğuz Peker'in yoğun bakım tedavisini gerçekleştiren hastanenin Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Lütfi Telci de, Türkiye'nin ilk Koronavirüs hastalarından olan Oğuz Peker'in son derece zorlu geçen yoğun bakım sürecini başarıyla tamamladıklarını, ekip olarak sağlığına kavuşturmuş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek o günleri şöyle anlattı:
"Hastamız Oğuz Peker salgının ilk günlerini yaşadığımız dönemde yoğun bakım servisimize alınmıştı. O dönem ülkemizde ve dünyada tedavi protokolleri her gün değişikliklere uğruyordu. Tedavi protokollerinin çok hızlı yenilendiği, gün içinde bile düzenlemeler yapıldığı günlerdi. Aynı zamanda televizyonlarda tedavi önerileri altyazı olarak geçiyor ve her sabah hasta yakınları ile tedavi ilkelerimizin bilimsel dayanaklarını tartışıyorduk. Altyazı bilgilerinin ilklerinden olan "immun plazma" önerisi yapıldığında, "immun plazma" henüz üretilmemişti. Oğuz Beyin yakınları ile bu tedavinin beklentilerini tartışmıştık. Oğuz Bey de sanırım Türkiye'de ilk immun plazma tedavisi yapılan hastalardan biri oldu. İki kez "immun plazma" verdik. Tedavinin yararlı veya zararlı olduğuna ilişkin bir bilgilendirme yapmadık. Zira ilk kez uygulanıyordu. Yaklaşık 1 ay sonra "immun plazma" da gündemden kalktı. Oğuz Bey Kovid enfeksiyonun yol açtığı septik şok, ağır akciğer hasarına bağlı akut solunum yetersizliği ve devamında çoğul organ yetersizliklerinin en ciddi formlarını yaşadı, tedavi sürecinin her günü, her anı sorunluydu ve buna bağlı olarak da tedavi süreci zorluklar altında aşıldı. Bugün başta Yoğun-Bakım ekibimiz olmak üzere hastanemizin tüm hekimleri ve hemşirelerinin nitelikli ve özverili çabaları, ayrıca ailesinin sonsuz destekleriyle Oğuz beyi sağlıkla taburcu etmenin tarifsiz mutluluğunu yaşıyoruz." (DHA)