Elektrik mühendisi Semih Kalkanoğlu, İstanbul TEM otoyolunda yanan belediye otobüsü için, “Bu halk otobüslerinin neredeyse tamamı ‘bakımsız’... Teknik bakımları zamanında ve gerektiği gibi yapılmıyor. Sokun bu otobüsleri fennî muayeneye, görün sonucu!” dedi.
Hürriyet gazetesi yazar Yalçın Bayer, 4 kişinin öldüğü İstanbul’daki otobüs yangını hakkında elektrik mühendisi Semih Kalkanoğlu’nun görüşlerine köşesinde yer verdi.
Bayer’in “İstanbul’da halk otobüsü yangınının gerçek nedeni” başlığıyla yayımlanan (29 Temmuz 2014) yazısının ilgili bölümü şöyle:
‘Felaketler ülkesi’ Türkiye’de, yine felaketler kenti İstanbul’da Mavi Halk Otobüsü, TEM’de 4 masum yolcu ile cayır cayır yandı ya... Elektrik Müh. Semih Kalkanoğlu, yangının gerçek nedeninin “bu halk otobüslerinin neredeyse tamamı ‘bakımsız’... Teknik bakımları zamanında ve gerektiği gibi yapılmıyor. Sokun bu otobüsleri fennî muayeneye, görün sonucu!” diyor. Kalkanoğlu diyor ki:
“Bu otobüsler, yine bunlar gibi olan minibüsler (ki bu minibüslerin ruhsatlarında 14 yolcu yazıyorsa da, bunlara artık hiç karışan yok, belediye otobüslerini aratmıyorlar tıka basa yolcu taşıyorlar. Ve bunların hiçbiri vergi de ödemezler), tamamen bakımsızdırlar.
Şimdi bu otobüslerin birliği şu açıklamaları yapıyor:
Neymiş, yangın önden başlamış. Yalan!
Yangının arkadaki motor tarafından çıktığını TV izleyen herkes gördü. Üstelik bu otobüslerin ön taraflarında herhangi bir yangın çıkaracak tesisatı bulunmamaktadır.
Sürücü ya ehliyetsiz ya da birileri ile konuşuyordu. Neden emniyet şeridine giriyor? Emniyet şeridine girdikten sonra, neden sağ tarafındaki eğimli betona kayıp gidip beton bariyer duvara kadar dayanıyor?
Kapılar her ne kadar içeri doğru açılıyorduysa da, bu tür motor yangınlarında (küçük otomobillerde de oluyor) kapılar otomatik butondan kumanda almaz. Muhtemelen bu olayda da böyle olmuş. Dolayısıyla kapılar kilitlendiğinden, açılmamış olabilir. Otobüste camları kıracak çekiçlerin ve sağlıklı yangın tüplerinin de olduğunu sanmıyoruz. Çünkü pek çok halk otobüsünde çekiç ve yangın tüpü bulunmuyor.
Eğer bu olay gelişmiş bir Batı ülkesinde (pek olmaz ya, olduğunu varsayalım) olsaydı ve otobüs yanıp, 4 yolcu cayır cayır yanarak kömür olsaydı, bu otobüsün sorumluları ölenlerin yakınlarına milyon dolar tazminat ödemek zorunda kalırlardı. Ama Türkiye’de bu tür olaylarda hep yaşanageldiği gibi, ölenler daima öldüğüyle kalıyorlar. Çünkü bu ülkede hukuk başka türlü çalışıyor. Ne yazık ki...”