Sürekli duyduğumuz ekonomik kriz ve orta yaş krizinden başka, çalışanları ilgilendiren bir kriz daha var. ‘Mid-career crisis’ olarak geçen, Türkçe’de tam karşılığı bulunmayan fakat 40’lı yaşlar krizi olarak nitelendirilebilen bu kriz, kariyerinde belli bir yere gelmiş kişileri vuruyor. İş, aile derken belli bir yaşa gelen çalışanlar, bir gün frene basıp ’acaba istediğim bu muydu’ diye sorgulamaya başlıyorlar. Bazıları mesleği aile baskısıyla seçmiş, bazıları da gençken verdiği yanlış kararlar nedeniyle istemediği, sevmediği bir işi yapmak zorunda kalmış. Yıllar geçtikçe bu meslek bir yük haline gelmiş ve taşınamaz olmuş. Bu döneme girenlerin yapması gereken birkaç temel şey var. Hürriyet gazetesi İK ekindeki yazısında bu konuyu ele alan Zeynep Mengi, önce sorunun kaynağını bulmayı, sonra da hem kişinin hem de çevresindekilerin mutlu olacağı bir çözüm yoluna gitmeyi öneriyor. İşte Mengi’nin kaleminden 40’lı yaşlar krizinin oluşma nedenleri ve çözüm önerileri: İş hayatının bazı temel dönemleri var İş için hazırlık dönemi: Kişinin güçlü, zayıf yönlerini, yaşam tarzı ve değerlerini, mesleğin gereklerini uyum içine sokma sürecinin olduğu dönem. İş hayatına giriş dönemi: İş hayatının beklentilerinden farklı olduğunu anladığı ve hayal kırıklığına uğradığı dönem. İlk kariyer: Kişinin kendini kabul ettirme ve başarı elde etme aşaması olan dönem. Orta kariyer: Kariyerin ve yaşam yönünün yeniden değerlendirildiği dönem. Son kariyer: Çalışanın iş hayatından ayrılacağı dönem. Bizim ele alacağımız dönem ise orta kariyer, hatta sadece orta kariyer değil, 40’lı yaşlar krizi adı verilen sıkıntılı bir dönem. Bazı insanlar için aşırı iş ve düşük maaş 40’lı yaşlar krizinin temel nedeni. Diğer nedenler de motivasyon eksikliği ve zorluklar olarak gösteriliyor. Nedeni ne olursa olsun bu krizi atlatmanın en iyi yolu bazı temel değişiklikler yapmak. Bu şekilde bakıldığında yaşanan kariyer ikilemi, olumsuz durumu olumlu hale çevirmek için bir güç olabiliyor. Yanlış meslek seçimi 40’lı yaşlar krizi genelde orta yaşlarında olan çalışan kişilerin kendi kariyerlerine bakıp tatminsiz olduklarını fark etmeleriyle başlıyor. Eskisi gibi yaptıklarınızdan keyif almıyorsanız, işe aynı hevesle gitmiyorsanız, sorumluluklarınızdan kaçıyor ya da sorumluluklarınızı hiç yerine getirmiyorsanız, depresif bir ruh halindeyseniz 40’lı yaşlar krizindesiniz demektir. Türk toplumunda bu kriz çok yaygın. Sebepleri de değişik. Bunlardan bir tanesi çoğu kişinin çevre baskısından dolayı ’popüler’ olarak kabul edilen meslekleri seçmesi. Nedir bu meslekler? Mühendis, doktor, işletmeci... Ailelerin her zaman çocuklarının olmaları istediği meslekler yani. Bilerek ya da bilmeyerek çocuklarını bu meslekleri yapma konusunda zorluyorlar. Benim oğlum mühendis olacak, benim kızım doktor olacak da yaşlandığımızda bize bakacak... Tabii toplumsal olarak cinsiyetlere yüklenen meslekler yüzünden istediği işi yapamayanların sayısı hiç de az değil. Psikoloji okumak isteyip de erkek adam psikolog olmaz diyen bir aile yüzünden işletme okuyan ve bu işi yapanlar, benzer bir durum olarak erkek adam dansetmez ya da kadından şoför mü olurmuş diyerek sevdikleri, yapmak istedikleri mesleklerden uzaklaştırılan çok insan var. Aile baskısı kriz nedeni Çalışanları 40’lı yaşlar krizine iten bir başka neden ise sınav sistemi. Birçok genç üniversite sınavından sonra tercih yaparken değişik bölümler yazarak listelerini doldurmaya çalışıyorlar. Bazen de bu listelere nasıl olsa buraya giremem diye düşünülerek yazılan bölümler giriyor. Veya aile, çevre baskısı nedeniyle istemediği branşları yazıyorlar. Sonra bir bakıyorlar ki doktor olmak isterken mühendislik diplomasını almışlar. Yılların birikimi, isteksizliği ve memnuniyetsizliği büyüyor ve kişiyi bunalıma sokuyor. Bazen de 40’lı yaşlar krizini yaşayan kişiler seneler boyu aynı tarz işi yaptıklarından ya da iş imkanlarının kısıtlılığından dolayı iş değiştirmediklerinden mutsuz bir şekilde çalışmaya devam ediyorlar. Bu da onları zaman içinde bunalıma sokuyor. İş Psikoloğu Selin Ucal Güneş, mavi yakalılarda en çok karşılaştığı noktanın işten memnun olmadıkları halde ’ekmek parası’ nedeniyle çalışmak zorunda kalmaları olduğunu söylüyor. Genelde her zaman yaşadıkları bu bunalım ya da kriz özellikle orta yaşlara gelindiğinde kendini daha da fazla belli ediyor. Çünkü hayatlarında yaşanan koşuşturma, yaşam tarzı, aile kurma, çocuğu büyütme derken herşeyin oturması kırklı yaşları buluyor. Hayatlarına dönüp baktıklarında ise ailelerini kurmuşlar, çocuklarını belli bir yaşa getirmişler. Kendilerini dinlemeye, kendilerine vakit ayırmaya ancak zaman bulmuşlar. Güneş, kariyer krizi yaşayanlarla ya da kendisine bu nedenden dolayı gelmiş kişilerle yaptığı terapilerde yaşadıkları krizin ya da bunalımın sadece kariyerlerinden, işlerinden kaynaklanmadığını, yaşadıkları başka türlü mutsuzlukları işlerine bağladıkları sonucunu çıkarttığını söylüyor. "Mesela kişi mutsuz bir evlilik yaşıyor ama bunu kabul etmiyor, işine yansıtıyor ya da çok sevdiği birini kaybetmiş, fakat bu olumsuz durumu kariyerine yansıtıyor olabilir. Yani neden ve niçinleri iyi irdelemek ve kişilerin tüm hayatına ayna tutmak lazım." İşine olan ilgisi azalıyor Güneş, 40’lı yaşlar krizi/bunalımı yaşayan kişilerde genelde yaptıkları şeyin içinde bulundukları durumun neden ve niçinlerini iyice araştırdıktan sonra kişiye iş hayatına dair yeni hedefler, amaçlar kazandırmak, yenilikleri, farklı opsiyonları araştırarak şu anki hayat şartlarına en uygun en iyi seçenekleri görmelerini sağlamak olduğunu söylüyor. Önce işine bakışta negatif düşünceler sonra sabahları işe zorla kalkıp gitmeler, işi düşündükçe hiçbir heves mutluluk hissetmeme... Bunlar dönem dönem görülebilecek şeyler olsa da bu tip hisler, düşünceler zaman geçtikçe artıyorsa, işteki yaratıcılık, ilgi ve alakada azalma varsa, ek olarak iş ortamında kendini kötü hissediyorsa bunlardan 40’lı yaşlar krizi yaşadığı sonucu çıkarılabilir. Böyle durumlarda kişinin işi ve hayatını tekrardan değerlendirmesi gerekiyor. Krizin üstesinden gelmek için öncelikle sorunun masaya yatırılması ve detaylı olarak ele alınması gerekiyor. Bunu yaparken de uzman bir kişinin desteği, objektif bir bakış açısı yakalamak için yardımcı olacaktır. Sonrasında kişinin ne yapmak istediği belirlenmeli. İşini mi değiştirecek yoksa işiyle ilgili farklı bir yapılanmaya mı gidecek? Şu anki yaşantısına, bilgi, beceri ve tecrübelerine uygun iş imkanları neler? Bu gibi soruların cevaplarını bulmak, plan program yapmak, iş hayatına yönelik yeni hedefler koymak bu durumun üstesinden gelmeyi kolaylaştıracaktır. Bir başka önemli konu ise kişinin yaşadığı durumun gerçekten 40’lı yaşlar krizi mi yoksa hayatındaki bir mutsuzluktan dolayı yaşadığı bir depresyon hali mi bunu belirlemek gerekir. Vaka örneği 43 yaşında bir erkek. Aile işinin başına geçmiş. Yurtdışında işletme okuduktan sonra ailesinin baskısı ile mezun olur olmaz aile işleri olan tekstil alanında çalışmaya başlamış. Sürekli işe gitmemek için bahane uyduruyor, işe gitse bile odasına kapanıyor, kimse ve hiçbir işle ilgilenmiyor, ilgilense bile yanlış kararlar alıyormuş. Bunlar da yetmez gibi birlikte çalıştığı akrabalarıyla da sürekli tartışma içine giriyormuş. Tabii bu durum eşi ve çocuğuyla olan ilişkilerine de yansımış. Sürekli mutsuz, depresif, hayata ve çevresine karşı agresif bir tutum içinde olan bir adam haline gelmiş. Terapilerde sorunun tüm detaylarını konuşmuşlar, ’eğer aile baskısı ve işi olmasaydı ne yapmak isterdi’ konusunu ele almışlar. Adam hayallerini anlatmış, birlikte kişilik yapısını irdelemişler, hayattan beklentilerini ve sorumluluklarını derinlemesine konuşmuşlar. Böyle bir konumda olan birinin hassas olduğu birkaç nokta var. Aile işinin içinde olması nedeniyle ailevi ilişkilerin önemi. Birlikte iş yaptığı akrabalarını yüz üstü bırakmama isteği. Bir diğer konu da evli ve okul çağında olan bir çocuğu olması nedeniyle onlara şimdiye kadar yaşattığı yaşam standartlarının değişmesinden korkması. Psikoloğu ile yaptıkları seanslar sonrasında avukat olmak istediği ortaya çıkmış. Etrafındakileri kırmadan, incitmeden kendi hayalini nasıl gerçekleştireceğinin yollarını aramışlar. Sonunda da bir çözüm yolu bulmuşlar: Yarı zamanlı aile işine devam edilecek, kalan zamanda da hukuk eğitimine başlanacaktı. Bu karar, aile toplantısı yapılarak açıklandı. Tabii önce nedenler sıralanarak. Zaten arkadaşları, ailesi, özellikle de eşi içinde bulunduğu depresif durumun farkındaydı ve herkes adamın aldığı bu karara saygı duydu. Birlikte çalıştığı akrabaları ilk başta yarı zamanlı olarak devam edeceği aile işinde başarılı olamayacağını düşünseler de bu karara karşı çıkmadılar. Fakat korktukları gibi olmadı ve hem iş hem de eğitimdeki yükselen performansıyla ne kadar doğru bir karar verdiği ortaya çıktı. Erken müdahale önemli Güneş, hastalarına sorunun ne, neden, nasıl ve ne zaman olduğunu saptadıktan sonra ilgi alanlarını, becerilerini, hayal ve hedeflerini kişilik yapılarını da göz önünde tutarak hedef belirlemelerine yardımcı olduğunu söylüyor. 40’lı yaşlar krizini önlemenin en ideal yolu öğrencilerin üniversite hazırlığına başlamadan, meslek seçimi yaparken kişiliklerine, çevre ve koşullara ayna tutmaları. Seçecekleri meslek ile becerileri uyum sağlıyor mu araştırılması gerekiyor. Hatta seçeceği meslek dalını yapanlarla konuşmak ve iş alanlarının araştırılması da çok önemli. Bu araştırmalar ne kadar erken yapılırsa uzun vadeli ve devamlı mutluluk, huzur ve başarı elde etme şansı o kadar artıyor. Erkeklerde daha sık görülüyor Türkiye’de bu kriz daha çok erkeklerde görülüyor. Çünkü erkekler üzerinde belirtilen meslek dallarını yapmaya yönelik daha büyük bir baskı var. Örneğin spor, sanat ve müzik alanları ve sosyal dallardaki mesleklere yönelik ilgisi olan erkeklere teşvik ve destek az. Aynı zamanda erkekler üzerindeki para kazanma baskısı kadınlara oranda daha fazla. Bu nedenler erkekler gönüllerinde yatan meslek dalları yerine daha çok para kazanacakları meslekleri seçmek zorunda kalıyorlar. Güneş bu krize yakalananlara daha çok işletme okuyup o alanda kariyer yapanlarda rastladığını söylüyor. Ya da hazırda olduğu için aile işlerine mecburen girenlerde... Kariyer krizi dönemini rahat atlatmak için Uzmanların, bu önemli merhaleyi "kazasız belasız" atlatmak için çalışanlara üç temel önerisi var. Şu üç hayati soruyu mümkün olduğunca dürüst ve gerçekçi şekilde cevaplamaya çalışın: Ne yapmak istiyorum? Hedef: "Başka alanlarda" işe yarar artılarınızı belirlemek Tam zamanıdır. Yaklaşık 20 yıldır çalıştığınızı düşünürsek, neyi nasıl yaptığınızı, neyi becerip neyi beceremediğinizi, çalışma hayatının ne olduğunu iyi biliyorsunuz. Güçlü yanlarınızı, tecrübelerinizi kâğıda dökün. Bu tavsiyeyi belki yüzlerce kez duymuşsunuzdur ama denemeden faydalarını da bilemezsiniz. Kâğıdın bir tarafına işinizle ilgili sevdiğiniz şeyleri yazın. Bir tarafa da hoşlanmadığınız şeyleri... Bu da sizi neyin mutlu ettiğini ve neyin mutlu etmediğini görmenizi sağlayacak. Kısa ve uzun vadeli hedeflerinizi de yazın. Bu da ideal işinizi yaratmak için büyük bir avantaj olacaktır. Mükemmele ulaşamasanız bile epey yaklaşmış olursunuz. Hedef Amerikalılar’ın "transferable skills" dediği "başka alanlarda değerlendirebileceğiniz" artılarınızı ortaya çıkarmak. Böylece, iyi bir ara-kariyer formasyonuyla başka bir alan(d)a sıçrayabilirsiniz. Kimim ben? Hedef: Kimliğinizle uyumlu bir yaşam tarzı yakalamak Bu yaş dönemecinin bir "anlam(sızlık) krizi" olduğu söylenir. Yani çalışanlar "Benim yapmak istediğim gerçekten bu mu? Yaşamak istediğim hayat bu mu?" diye sorgularlar. 40-45 yaş bu sorgulama için iyidir çünkü hem hayatı, hem de kendinizi tanımaya zamanınız olmuştur; ve önünüzde daha (çalışacak) ve yaşayacak yeterli zaman vardır. İnsan bu sorgulama için 20’sinde çok genç ve tecrübesizdir. 40-45 yaşındaki "siz"le işiniz arasındaki uyum ve uyumsuzluklar bu sorgulamada ortaya çıkacaktır. Bilançom ne gösteriyor? Hedef: Karar vermek Yukarıdaki soruları cevapladıktan, düşünüp taşındıktan sonra, aynı yolda ilerlemeye devam etme kararı veren çok oluyor, diyor uzmanlar. Diğerleri hayatlarında değişiklik yapmaya karar veriyorlar. Aynı uzmanlar "Çıkmaz bir yola girmemek için, bize danışanlara ’kendileriyle teması kaybetmemelerini’ yani eskisinden çok radikal bir farka gitmemelerini, çok büyük değişikliklere kalkışmamalarını öneriyoruz" diyorlar. Yıllarca danışman olarak çalıştıktan sonra, bir büyük şirkete yönetici olan bir çalışanı örnek veriyorlar: "Burada tehlike, kendini olması gereken yerde hissetmemektir." Özetle: 40-45 yaşında yeni bir başlangıç yapılabilir mi? Evet, çok başarılı bir yeni başlangıç yapılabilir. Ama çok iyi hazırlanıp, kararından yüzde 100 emin olmak kaydıyla.