45’likler yeniden gündemde olmasını Çağan Irmağ’a borçlu desek, çok da yanlış bir söz etmiş olmayız herhalde… Ne denli anlaşılır ya da anlaşılmaz bilinmez ama, ıssız bir film ve ‘Anlamazdın’ şarkısıyla başlayan eski eski plak furyası, 45’liklere yeniden can verdi. ‘Bir kitap okudum hayatım değişti’ sözlerinin ‘Bir film izledim, beklentilerim değişti’ye taşıyan film. Eski plak arayanların, mekân mekân koşuşturduğu, bir piyasa hareketlenmesine sebep oldu. Unkapanı'ndaki müzik şirketleri Gönül Turgut, Aliye Akkılıç, Fatma Türkan Yamacı, Semiramis Pekkan ve Sibel Egemen'in tozlu raflarda duran 45'liklerini albüm haline getiriyor. Bazı müzik eleştirmenleri bu durumu sevindirici bulurken, bazıları da günümüzde iyi müzik yapılmadığını düşünüyor. Çağan Irmak'ın Issız Adam filmini izlediniz mi izlemediniz mi bilmiyoruz; ancak filmde Ayla Dikmen'in seslendirdiği "Anlamazdın" şarkısını mutlaka dinlemişsinizdir. Çünkü Türkiye, son birkaç aydır bu şarkıyı konuşuyor, neredeyse her köşe başında bu şarkı çalıyor. Sadece Ayla Dikmen mi? Tabii ki hayır. 45'likler resmen altın devrini yaşıyor. Unkapanı'nda son aylarda yeni albüm çıkmazken müzik şirketleri 45'liklere sarıldı. Gönül Turgut, Aliye Akkılıç, Fatma Türkan Yamacı, Nil Burak, Semiramis Pekkan, Sibel Egemen'in uzun zamandır arşivin tozlu raflarında duran 45'likleri bir bir albüm haline getiriliyor. Yine 'Keşfedilecek Plaklar' başlığı altında adını daha önce bilmediğimiz eski sanatçıların, pek duymadığımız eski şarkıları 'toplama' albüm olarak yayınlanıyor. Öyle ki 45'lik plak kayıtlarının yer aldığı toplama 'Keşfedilecek Plaklar' adlı albüm çıkar çıkmaz tükendi. Odeon'dan çıkan 'Bir Zamanlar' serisine de yoğun ilgi var. Darısı Handan Kara, Rezzan Yücel, Asu Maralman, Lale Belkıs'ın başına! Müzikseverlerin nostaljik şarkılara ilgisi yeni değil; Muazzez Ersoy, 1990'larda yaptığı Nostalji serisiyle müzikseverlerin büyük beğenisini kazanmıştı. Hatta pek çok yapımcı, bu rağbetin rüzgârına kapılıp eski şarkıları bir bir albüm haline getirmişti. Yani bir anlamda 'bitpazarına nur yağmıştı'. Birkaç yıl önce Yeşilçam filmlerinin isimsiz kahramanı Belkıs Özener'in 'Sahibinin Sesi' adlı çalışmaları tiraj rekoru kırmıştı. İşte Issız Adam filmi, son yıllarda üzeri küllenen bu ilgiyi tabir yerindeyse yeniden alevlendirdi! Tıpkı Eşkıya filminden sonra türkülerin yeniden zirve yapması gibi, Issız Adam ile birlikte eski şarkılara yoğun bir ilgi söz konusu. Ancak 45'lik plakların gündeme gelmesini moda olarak değerlendirenler de var, 'farklı bir şeyler üretilmediği için eskiler kıymete biniyor ya da güzel şarkılar üretiliyor ama farkına varmıyoruz' diyenler de... Kendilerindeki kolleksiyoncu potansiyelinden bir haber binleri ve 45'liklerin bir kaç film karesiyle tekrar canlanışını müzik adamları ve eleştirmenleri Zaman gazetesine değerlendirdi.İçimizdeki koleksiyoncu nihayet uyandı Murat Meriç (Müzik Eleştirmeni): "Eski şarkıların keşfedilmesi yeni bir şey değil. Yıllardır bu işler yapılıyor ama filmle birlikte daha görünür hale geldi. 'Issız Adam'ın başrolündeki karakterin plak koleksiyoncusu olması, içimizdeki koleksiyoncuyu uyandırmış olmalı! Buna seviniyorum elbette: Plak denen şeyin ne kadar da güzel olduğunu, sesinin temizliğini ya da muhteviyatının güzelliğini yıllardır anlatmaya çalışıyorduk; bir anda herkes kavramış oldu. Eskilerin radyolarda çalması ve kimi albümlerde toplanması da yeni değil. Bir dönem bütün şarkıcıların 'nostalji' albümü yaptığını da hatırlatmak isterim. Piyasada besteci kalmaması, şarkıların kötüleşmesi gibi bahaneler öne sürülmüştü ve o dönemde pek çok eski şarkının fenalaştırılmış yeni hallerini dinlemiştik. Şimdi orijinallerini dinliyoruz, daha güzel oluyor. Sorun medyanın algısında galiba: Yıllardır yayınlanan şeyleri görmeyen medya, bu filmden sonra ellerindekinin farkına vardı. Yakın zamana kadar 2-3 liraya satılamayan plaklar şimdi 170-250 lira aralığında satılıyor. Bunlara dikkat etmek, iyiyi ve kötüyü ayırt etmek gerek." *** İyi müzik yapılmadığı için geçmişe dönülmedi Naim Dilmener (Müzik Eleştirmeni): "Maddeten ve manen sıkıntıdaysanız, yarınla ilgili beklentileriniz, umutlarınız zayıflamış hatta sıfırlanmışsa, tek yapabileceğiniz budur; geçmişe sığınmak. Issız Adam yalnızca bir vesile oldu; doğru zamanda gösterime girdi, doğru bir yerde, doğru bir şarkı kullandı. Ama şartlar hazırdı; bu nedenle, Issız Adam değil de, bir başka film, bir başka dizi de aynı vazifeyi görebilirdi. Hazırdık ve bekliyorduk. Ben günümüzde yapılan her şeyi bir kalemde silip, dün ve öncesinde yapılan her şeyi yüceltenlerden değilim. İyi şarkı-kötü şarkı ya da iyi müzik-kötü müzik, sadece bugüne ait bir özellik değil. Dünya döndükçe, her ülkede, her zaman 'iyi-kötü' ayırımına tabi tutulabilecek şeyler yapılagelmiştir ve bizim ülkemiz de buna dahildir. Dün de kötü şarkı vardı, bugün de. İyi şarkı da öyle; hâlâ var. Geçmişe dönüş, bugün iyi müzik yapılmadığı için değildir; 'ruhî durum'umuz bunu gerektiriyor. Ama bu dalga iyi şeylere yol açıyor sonuçta. Müzik geçmişimiz, bu aralar çok daha kolay evrilmeye başladı dijitale; bu da az şey değil." *** Şimdi herkes eski şarkıların peşinde... Hakan Eren (Ossi Müzik): "Emeklerimizin karşılığını alıyoruz diye düşünüyorum. 'Aliye' dizisinde yine Fikret Şeneş sözleri ve Ayten Alpman yorumuyla 'Ben Varım' şarkısı ile 45'liklere bir merak oluşmuştu. Yani bir film, bir dizi gerekliydi buna, en iyi önayak 'Issız Adam' filmi oldu. Bu durum geçici gibi gözükse bile fırtınası uzun süre devam edecek; çünkü önümüzdeki günlerde bu tarz albüm ve konser çalışmaları hazırlayan büyük starlarımız var. Eskiye dönüş hep vardı ama şimdi daha belirgin hale geldiği için odaklandık veya daha geniş kitlelerce fark edildi diyebiliriz. Şarkıcıların çoğu albümüne cover şarkı koyarken konserlerinde eski şarkıları muhakkak seslendiriyordu. Arada oluşan tek fark, bazı şarkıları yeniden keşfetmeleri oldu. Mesela 'Anlamazdın' şarkısını daha önce kaç kişiye cover yapması için önerdim ama ilgilenmediler. Çağan Irmak'a film için önerdiğimde ve o da muhteşem kullanınca fark edildi. Şimdi herkes şarkı keşfetme peşinde eskilerden." *** 45'liklere, arkeolojik bulgu gibi davranıyoruz Hakan Tok (Müzik Eleştirmeni): "Dünyanın hemen her yerinde eski şarkılar her zaman gündemde. Sanırım bir tek Türkiye'de eski şarkıları çok önemli arkeolojik bulgularmış gibi yeniden keşfediyoruz. İşin üzücü yanı şudur ki, bu film sayesinde tekrar popüler olan Ayla Dikmen için bundan yaklaşık bir yıl önce, dünyada eşi benzeri çok az yapılmış bir çalışmayla yeni bir albüm yapılmıştı. 'Seninle Sonsuza Kadar' adını taşıyan bu albümde şarkıların orijinal kayıtları bugünün teknolojisiyle yenileştirilmişti. Nil Burak'ın ise geçen yılbaşında iki albümü çıktı. Maalesef her iki çalışma da fazla ses getirmemişti. Şimd yoğun ilgi var." *** Bu ilgiyi sadece filme bağlamak doğru değil Zeynep Göktürk (Odeon Müzik): "Bu albümlerin ner zaman alıcısı vardı. Film insanların ilgisine ivme kazandırdı mutlaka. Ama sadece filme bağlamak yanlış olur. Geçmişteki duyguları, müziği özlüyoruz galiba. Bir dönem de Muazzez Ersoy da nostalji albümleri yapmıştı ve o zaman da patlama yaşanmıştı. Dönem dönem böyle şeyler oluyor. Çok kısa zamanda Pop Folk, Rana&Selçuk Alagöz, Picoğlu Osman, Aşık Daimi albümlerini peş peşe yayınlamayı düşünüyoruz."