İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, E.C.A. Presdöküm Sanayii A.Ş. sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Müzik Festivali, sahnede müziği icra edenleri, koltuklarındaki dinleyicileri ve perde arkasındaki destekçileriyle 46. yılında “aile bağları” temasını merkezine alan bir programla 12 Haziran’a kadar devam ediyor.
Amsterdam Sinfonietta & Ferhan ve Ferzan Önder (5 Haziran Salı, Aya İrini Müzesi)
İstanbul Müzik Festivali 2011 yılından bu yana yerli ve yabancı bestecilere verdiği eser siparişleriyle sanatsal üretime ve çağdaş müzik repertuvarının genişlemesine katkıda bulunmaya devam ediyor. Amsterdam Sinfonietta /Muzıekgebouw Aan ’t Ij, Norveç Oda Orkestrası, Orchestre De Picardie – Région Hauts-de-France, BBC Konser Orkestrası ve İstanbul Müzik Festivali’nin ortak siparişçisi olduğu Together Remember to Dance / Birlikte Hatırla Dans Etmeyi eserinin Türkiye prömiyeri 5 Haziran Salı günü Aya İrini Müzesi’nde gerçekleştirilecek.
Hollanda’nın tek profesyonel yaylı orkestrası Amsterdam Sinfonietta ile 16 Kasım 2017’de yapılan dünya prömiyerinde dakikalarca ayakta alkışlanan eserin Türkiye prömiyeri, heyecan verici eserleriyle günümüzün en çok özel sipariş olan bestecileri arasında sayılan besteci Dobrinka Tabakova’nın katılımıyla gerçekleştirilecek. Köklü Alman müzik geleneğinden beslenirken son derece yenilikçi ve disiplinlerarası işbirlikleriyle de ismini duyuran Amsterdam Sinfonietta, sınırlı sayıdaki şefsiz orkestradan biri. Başkemancısı, sanat direktörü ve yönetmeni Candida Thompson olan orkestranın solistleri Ferhan ve Ferzan Önder piyano ikilisi olacak.
Konsere Doğru Etkinlikleri kapsamında besteci ve caz piyanisti Evrim Demirel, Dobrinka Tabakova ile bestecilik üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirecek.
İstanbul Müzik Festivali’ne ilk kez ev sahipliği yapacak Sirkeci Garı’nda gerçekleştirilecek İstanbul Şarkıları konseri, müzikseverlere unutulmaz bir İstanbul akşamı yaşatacak.
Dinleyenleri 1900’lerin ilk yarısındaki eski İstanbul’a götürecek İstanbul Şarkıları konserinde Gül Tango, Yıldızların Altında, Üsküdar’a Gider İken, Cici Beyim gibi cumhuriyet dönemi şarkılarını seslendirecek solist Meral Azizoğlu, Türkiye’nin ilk konservatuvarı İstanbul Dârü’l-Elhân ile Pera gazino ve tiyatrolarında yeşeren yeni tarz şarkı besteciliği ve yorumculuğunun 1950 sonrası temsilcilerinin öğrencisi olarak tanınıyor.
Meral Azizoğlu’na eşlik edecek Gypsy Fire Ensemble ise pek çok keman yarışmasından ödüllerle dönen Lajos Sarközi Jr., Gypsy Kings topluluğu ile çalan kemancı Benedek Csík, Jordi Savall ile konserlere çıkan viyolacı János Dani, cimbalomcu Gyula Csík ve kontrbasçı Vilmos Csikos’tan oluşmakta.
6 Haziran Çarşamba akşamı Sirkeci Garı’nın Peronu’nda gerçekleştirilecek İstanbul’un Şarkıları öncesinde Konsere Doğru Etkinlikleri kapsamında yazar Mario Levi “İstanbul’u Anlayabilmek” başlıklı bir konuşma gerçekleştirecek.
“Verdi’nin sesi” olarak da anılan soprano Diana Damrau ve eşi bas bariton Nicolas Testé, festivalin Yerleşik Orkestrası Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde Verdi’nin en sevilen aryaları ile düetlerini seslendirecekler. Verdissimo konseri 7 Haziran Perşembe akşamı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Borusan Holding’in gösteri sponsorluğunda gerçekleştirilecek.
Diana Damrau, Verdi yorumlarının yanı sıra 20 yıldır dünyanın önde gelen opera ve konser sahnelerinde hem lirik hem koloratur soprano rollerini kapsayan geniş repertuarıyla dinleyenleri büyülemeye devam ediyor. Metropolitan Operası’nın kendisine özel prodüksiyon hazırladığı Diana Damrau, La Scala, İngiliz Kraliyet Operası, Viyana Devlet Operası, Bavyera Devlet Operası ve Paris Ulusal Operası sahnelerinde pek çok kez başrolde yer aldı. Opera News’in “bir tanrıya yaraşır kadifemsi bas” olarak tanımladığı Nicolas Testé, opera evlerinin, konser salonlarının ve festivallerin aranılan isimlerinden biri. Testé, 14 yıl önce Münih’te bir konserde tanıştığı eşi Diana Damrau ile geçtiğimiz sezon Güney Amerika turnesinde, Los Angeles Operası’nda Hoffmann’ın Masalları’nda ve DVD kaydıyla 2017 Grammy Ödüllerine de aday olan Metropolitan Operası’nın Bizet’nin İnci Avcıları prodüksiyonunda buluştu.
İstanbul Müzik Festivali, birbirinden yetenekli sanatçıları sadece festivale özel projelerde bir araya getiren Festival Buluşmaları serisinde tekrarı olmayacak bir müzik deneyimi sunuyor ve uluslararası yarışmalardan ödüllerle dönen, henüz 20’lerindeki üç genç solist Alican Süner, Jamal Aliyev ve Can Çakmur’u ilk kez bir araya getiriyor.
Bugüne kadar Berlin Filarmoni, Leipzig Gewandhaus, Zürih Tonhalle gibi salonlarda ve Brandenburg Senfoni, Cottbus Filarmoni, I Virtuosi Italiani gibi topluluklar eşliğinde Almanya, İspanya, İtalya ve İsviçre’de konserler veren genç kemancı Alican Süner, halen Berlin Sanat Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine devam ediyor. 26 yaşındaki Alican Süner, 2015 Max Rostal Yarışması’nda birinciliğin yanı sıra iki özel ödül kazandı. Aynı yıl XXII. Postacchini Yarışması’nda bütün kategorilerde birinci seçilen Süner’e İtalya Cumhurbaşkanlığı Madalyası takdim edildi.
Alican Süner ve Can Çakmur’la bu özel projede ilk kez buluşacak olan Jamal Aliyev, 2017’de hem BBC Proms’ta hem de Philharmonia Orkestrası ile ilk konserlerini verdi. Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı Senfoni, Bilkent Senfoni ve Eskişehir Senfoni Orkestraları eşliğinde konserler de vermiş olan 24 yaşındaki Azerbaycanlı viyolonselci, Avrupa’da çeşitli orkestralar eşliğinde sahneye çıkmasının yanında Moskova’dan Singapur’a uzanan bir coğrafyada resitaller ve oda müziği icralarıyla beğeni topluyor. 2002 yılından bu yana pek çok yarışmadan birincilikle dönen Aliyev, 2017’de kazandığı Karl Jenkins Müzik Yarışması neticesinde Classic FM ve Warner Classics etiketiyle bir albüm de kaydedecek.
Festival dinleyicilerinin ilk kez 43. İstanbul Müzik Festivali açılış konserinde dinledikleri 20 yaşındaki Can Çakmur geçtiğimiz günlerde 11. İskoç Ulusal Piyano Yarışması’nda birinciliği kazanarak başarılarına bir yenisini ekledi. 2012 yılında XXII. Roma Uluslararası Piyano Yarışması’nda birincilik, 2014 yılında Avrupa Gençlik Müzik Yarışmaları Ödülü ve 4. Franz Liszt Genç Piyanistler Yarışması’nda üçüncülük ile Bartók Özel Ödülü, 2016 yılında da X. Bays Dyarionas Yarışması’nda “Laurente” ödülü ile iki özel ödül kazanan Can Çakmur Franz Liszt Weimar Müzik Yüksekokulu’nda eğitim görüyor ve çalışmalarını Güher ve Süher Pekinel’in Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler projesi kapsamında sürdürüyor.
Alican Süner, Jamal Aliyev ve Can Çakmur’u ilk kez bir araya getirecek olan Festival Buluşması konseri 8 Haziran Cuma akşamı Işıklar Holding gösteri sponsorluğunda Sent Antuan Alt Kilisesi’nde gerçekleşecek.
Hafta Sonu Klasikleri konserlerinin üçüncüsü ise festivalin son Cumartesi günü olan 9 Haziran Cumartesi saat 11.00’de müzikseverleri Avusturya Kültür Ofisi Bahçesi’nde Koehne Quartet ile buluşturacak.
Avrupa’nın önde gelen çağdaş müzik temsilcilerinden Koehne Quartet kurulduğu günden bu yana eserlerini seslendirdiği besteciler ile çok yoğun çalışarak özgün ve orijinal yorumlar sunuyor. Topluluk klasik dönemden 21.yüzyıla uzanan geniş bir repertuvara sahip. Alban Berg Quartet, Amadeus Quartet ve Brodsky Quartet üyeleri ile çalışmış olan topluluk, konserlerinde çağdaş Avusturyalı bestecilerin eserlerinin ilk seslendirilişlerine
de yer veriyor. Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya, Romanya gibi Avrupa’nın birçok şehrinde verdiği konserlerden son derece olumlu eleştirilerle dönen Koehne Quartet aynı zamanda uluslararası caz müzisyenleri ile de işbirlikleri yapmakta.
46. İstanbul Müzik Festivali, 25. yılını kutlayan İstanbul Caz Festivali’yle işbirliği yaptığı bu özel gecede klasik müzikteki kökenlerini yoğunluk, bütünlük ve tutarlılık içinde caza aktaran projeleriyle adından çok söz ettiren Dieter Ilg’i yeni projesi B-A-C-H ile konuk ediyor.
Dieter Ilg, piyanist Rainer Böhm ve davulcu Patrice Héral ile hayata geçirdiği, her biriyle ECHO Caz Ödülü alan Otello, Parsifal ve Mein Beethoven projelerinin ardından klasik müziğin akışına yön vermiş besteci Bach’a yöneliyor. B-A-C-H projesiyle Bach’ın ezgilerinin güzelliğinde müziği serpiltip geliştirerek, bu saf yapılardan müzikal bir öykü çıkarıyor.
Popüler müzik piyasası için paketlenmiş düzenlemelerden özellikle kaçınan ünlü cazcının dinleyiciler ve eleştirmenlerden büyük beğeni toplayan çalışmaları, klasik müziğin ezgileri ve yapılarını, cazın ritmik ve armonik özgür ruhuyla tümüyle ikna edici bir şekilde birleştiriyor. Çok yönlü, özgün, tutkulu ve zevkli icralarıyla uluslararası caz arenasına katkısı paha biçilmez olan Dieter Ilg, Randy Brecker, Charlie Mariano ve Mangelsdorff/Dauner Beşlisi gibi isimlerle verdiği konserlerin yanı sıra halen Till Brönner ile duo olarak da çalışmalarını sürdürüyor.
B-A-C-H konseri İstanbul Müzik Festivali’ni ilk kez ağırlayacak Rahmi Koç Müzesi’nde 9 Haziran Cumartesi akşamı Elvan Tuğsuz Güven’in gösteri sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Konsere Doğru Etkinlikler kapsamında kültür sosyoloğu ve öğretim üyesi Orhan Tekelioğlu “Cazın Bach ile imtihanı” başlıklı bir konuşma yapacak.
Konserler:
İtalyan Sinagogu I 12.30 ve 13.30
St. George Kilisesi I 13.30 ve 14.30
Sen Piyer Kilisesi I 15.00 ve 16.00
Aşkenaz Sinagogu I 16.00 ve 17.15
Akşenaz Sinagogu karşısı I 16.50
İstanbul Müzik Festivali’nin üçüncü kez gerçekleştireceği Müzik Rotası ise bu yıl müzikseverleri Galata-Karaköy hattında İstanbul’un saklı güzelliklerini keşfedecekleri bir müzik yolcuğuna çıkaracak.
Müzik Rotası’nın ilk durağı 1862 yılında kurulan İtalyan Sinagogu. Türkiye’nin saygın keman virtüözlerinden Sevil Ulucan ile Atina, Graz, Marlboro gibi festivallerin de beğenilen konukları arasında yer alan viyolonselci Hillel Zori, gotik stilde cephesi ve mermer merdivenleri ile görülmeye değer bir mimariye sahip olan İtalyan Sinagogu’nda Müzik Rotası’nı başlatacak. Aynı bina kompleksinin içinde yer aldığı Sankt Georg Avusturya Lisesi’ne de adını veren ve geçmişi 1300’lere uzanan St. Georg Kilisesi Müzik Rotası’nın ikinci durağı olacak. Burada dinleyicilere özgün yorumları kadar repertuarının genişliğini de sergileyecek olan Koehne Yaylı Çalgılar Dörtlüsü müzikseverlerle buluşacak. Rotanın üçüncü durağı olan 13. yüzyıldan bu yana İstanbul’da yaşayan Dominikan Cemaati’ne ait olan Sen Piyer Kilisesi’nde, Estonyalı sopranolar Katrin Targo ve Tuuri Dede solistliğinde, Orhun Orhon yönetimindeki AIMA Festival Orkestrası Pergolesi’nin ölümsüz eseri Stabat Mater’i seslendirecek. 1900’de Aşkenazlar tarafından kurulmuş üç sinagogdan tek ayakta kalan Aşkenaz Sinagogu ise Müzik Rotası’nın son durağı olacak. Osmanlı ve Viyana mimarisinden izler taşıyan yapının yıldızlarla donatılmış mavi kubbesi altında Polonyalı Bester Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, Doğu Avrupalı Aşkenaz Yahudilerinin geleneksel müziği Klezmer’i kendi özgün bestelerinden oluşan çağdaş bir yorumla seslendirecek. Bu yıl Galata-Karaköy ekseninde İstanbul’un zenginliklerinin izini süren Müzik Rotası, 20. yüzyıl başlarında Aşkenaz Sinagogu’ndaki düğün çıkışlarında yaygın olan bir geleneği de canlandıracak. Sinagog’un karşısındaki merdivenlerde Klez-mez topluluğu, bayram, tören ve düğünlerin vazgeçilmezi Klezmer müziğini festival dinleyicileri için seslendirecek.
bluechip Creative Events’in katkılarıyla gerçekleştirilecek olan Müzik Rotası boyunca profesyonel turist rehberleri eşliğinde mekânların geçmişi ve bugünü hakkında bilgiler verilecek.