Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası Türkiye - Almanya ilişkileri, zorlu bir döneme girdi. İncirlik krizi ile artan gerginlik, Alman insan hakları aktivisti Peter Steudtner'in tutuklanmasıyla bir kez daha tırmandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu süreçte başta Başbakan Angela Merkel olmak üzere çok sayıda Alman siyasetçiye "Nazi benzerliği" suçlamasını yöneltti. Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel, "casusluk" suçlamasıyla Türkiye'de tutuklandı. Almanya'nın Yücel'in tutukluğuna karşın attığı çok sayıda adıma Erdoğan'ın yanıtı, "Onlar ne tür muamele yaparlarsa aynı muameleyi bizden görecekler. Onlardan herhangi birisi bizim elimize düşerse, aynı muameleyi görürler" olmuştu.
İşte beş maddede Almanya ile Türkiye arasında son dönemde yaşanan krizler:
Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel'in tutuklanması, Ankara ile Berlin arasında gerilim yaratan konuların başında geliyor.
"Terör propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığı tahrik etmek" suçlamasıyla 27 Şubat'ta tutuklanan Yücel'in özgürlüğüne kavuşması için Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de aralarında olduğu çok sayıda politikacı Ankara'ya çağrıda bulundu.
Ancak Türkiye, Yücel'in iadesine karşı çıkıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Deniz Yücel'i "ajan ve terörist" olmakla suçluyor.
Türkiye'de tutuklu Alman vatandaşlarına bir yenisinin eklenmesi ise Ankara-Berlin hattındaki gerginliği daha da tırmandırdı.
Büyükada'da gözaltına alınan insan hakları aktivistleri arasında yer alan Alman vatandaşı Peter Steudtner, "silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçlaması ile tutuklandı.
Steudtner'in serbest bırakılmasını isteyen Almanya, Türkiye ile ilişkilere yönelik yeni adımlar atma kararı aldı. Türkiye için seyahat uyarısının kapsamı genişletildi. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen şirketlere kredi garantilerinin gözden geçirileceği açıklandı.
Steudtner'le birlikte Türkiye'de hapiste olan Alman vatandaşlarının sayısı 9'a çıktı. Darbe girişiminin ardından Türkiye'de toplam 22 Alman vatandaşı gözaltına alındı.
İncirlik krizi uzun süre iki ülke arasında gerginlik yaşanmasına yol açtı. Tüm siyasi girişimlere karşın Alman vekillerin İncirlik Üssü'ndeki Alman askerlerini ziyaret etmelerine Türk Hükümeti tarafından izin verilmemesi üzerine konu Federal Meclis gündemine taşındı.
Federal Meclis'te 21 Haziran'da yapılan oylamada, Adana'daki İncirlik Hava Üssü'nde görev yapan Alman askerlerinin Ürdün'ün Azrak kentindeki Muvaffak Salti Hava Üssü'ne taşınmasına karar verildi.
IŞİD'e karşı oluşturulan uluslararası koalisyona destek veren Alman askerlerinin bir NATO ülkesinden NATO üyesi olmayan Ürdün'e taşınması, Alman federal ordusunun tarihinde bir ilk oldu.
İncirlik krizinin ardından iki ülke arasında Konya krizi patlak verdi. Türkiye, Alman milletvekillerinin Konya'daki askeri üste bulunan Alman askerlerini ziyaret etmesine de izin vermedi. NATO üssü olan Konya'da Almanya'nın IŞİD'le mücadele kapsamında görevlendirdiği AWACS uçakları bulunuyor.
15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası Almanya'ya iltica talebinde bulunan, aralarında üst rütbeli Türk askerleri ile diplomatların da bulunduğu kamu görevlilerine iltica hakkı tanınması, Berlin ile Ankara arasında gerginlik yaratan konular arasında bulunuyor.
Alman İçişleri Bakanlığı tarafından Mayıs ayında yapılan açıklamada, Almanya'ya sığınma başvurusunda bulunan Türk vatandaşlarının 217'sinin diplomatik pasaporta, 220'sinin de kamu görevlilerine verilen hizmet pasaportuna sahip olduğu belirtilmişti.
Türkiye, Almanya'da sığınan subayların darbe girişiminde sorumlu tuttuğu Gülen yapılanması ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle iade edilmesini istiyor ancak Almanya bu talebi reddediyor.
Türkiye-Almanya arasındaki krizlerden biri de Türkiye'nin Almanya'da yaşayan Türkleri izlediğinin ortaya çıkması ile yaşandı.
Milli İstihbarat Teşkilatı, Alman İstihbarat Örgütü'ne Gülen yapılanmasıyla ilişkisi olduğu öne sürülen kişilerin listesini sundu. Alman basını listede MİT tarafından fişlenen kişilerin ikamet bilgilerin, telefon numaralarının ve gizlice çekilmiş fotoğraflarının olduğunu ortaya çıkardı.
Casusluk krizi, Almanya'da görevli DİTİB'e bağlı imamların Almanya'daki Gülen yapılanması hakkında Ankara'ya bilgi notları gönderdiğinin ortaya çıkmasıyla bir kez daha gündeme geldi.
Alman İçişleri Bakanlığı DİTİB imamları hakkında inceleme başlatırken, Diyanet İşleri Başkanlığı imamların görevine son vererek, imamları Türkiye'ye çağırdı.
Türkiye'de 16 Nisan'da düzenlenen Anayasa değişikliği referandumu öncesinde Türk bakan ve siyasetçilerin Almanya'da Türklere hitaben yapmak istediği konuşmalara izin verilmemesi ve etkinliklerin çeşitli gerekçelerle iptal edilmesi iki ülke arasında gerginlik yarattı.
Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım'ın referandum sürecinde Oberhausen kentinde "Millet Sevdalıları Evet Diyor" mitingine katıldı. Ancak daha sonra Türk bakanların katılacağı etkinliklere izin verilmedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Almanya'da referandum etkinliği kapsamında konuşma yapmasına izin verilmemesi üzerine, Çavuşoğlu konuşmasını Hamburg'daki Türk Başkonsolosluğu rezidansında yaptı. Ardından farklı kentlerdeki etkinlik talepleri de reddedildi.
Alman hükümeti, iptal yetkisinin yerel idarelerde olduğunu savundu. Ancak Türkiye'nin tepkisi sert oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk bakan ve siyasetçilerin etkinliklerinin iptal edilmesini "Nazi uygulamasına” benzetti. Erdoğan'ın sözleri Almanya'da tepki topladı.