5 soruda AB'nin 60 yılı

5 soruda AB'nin 60 yılı

Bugünkü AB’nin temelleri nasıl atıldı?

Büyük yıkımlara ve acılara yol açan 2. Dünya Savaşı'nın üzerinden sadece 12 yıl geçmişken 6 Avrupa ülkesi, birlikte kıtanın geleceğini değiştiren bir adım attı. Almanya, Belçika, Lüksemburg, Fransa, Hollanda ve İtalya’nın hükümet temsilcileri 25 Mart 1957 tarihinde bugünkü AB’nin temellerini atan Roma Antlaşması'nı imzaladılar. Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu (AET) oluşturan bu antlaşma, 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe girdi. Amaç 12 yıl içerisinde ortak bir pazar oluşturmak ve ekonomik politikaları adım adım birbirine uyumlu hale getirmekti. Üye devletler, gümrük birliği oluşturmak, iç ticari engelleri ortadan kaldırmak, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarda kullanılmasında sıkı işbirliği yapmak, mal, kişi, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımını sağlamak gibi kararlar aldı. Roma Antlaşması ile Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu’nun (Euratom) da kurulmasına karar verildi. Bu 6’lı birlikteliğin ilk adımı ise 1951 yılında atılmış ve o dönemki iki önemli ekonomik branşı ortak kontrol etmek amacıyla Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kurulmuştu.

AET’den AB'ye geçiş nasıl oldu?

25 Mart 1957’de Capitol Tepesi’nde Roma Antlaşması'nı imzalayan hükümet temsilcileri, o günden 60 yıl sonra topluluğun ne aşamaya geleceğini hayal bile edemezlerdi. AET’den önce Avrupa Topluluğu sonra da Avrupa Birliği oluştu. 1965 yılında imzalanan Brüksel Antlaşması ile AET, Euratom ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu tek çatı altında toplandı ve birliktelik o günden sonra Avrupa Topluluğu olarak anılmaya başlandı. 1991 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması ile de topluluk Avrupa Birliği adını aldı. Bu antlaşma ile AB’nin ekonomik ve parasal işbirliğini de hayata geçirme kararı alındı.

AB 60 yıl sonra nelere ulaştı?

AB’nin bugün 28 üye ülkesi, neredeyse 500 milyon vatandaşı, 44 bin görevlisi, on binlerce kuralı, barış, özgürlük ve refah için kutsal hedefleri, ampülden renkli kalem üretimine kadar en ufak parçalarda bile görev dağılımı bulunuyor.

19 Birlik ülkesinde yaklaşık 340 milyon AB vatandaşı ortak para birimi Euro'yu kullanıyor. Euro Bölgesi’ne üye ülkeler Avrupa Merkez Bankası sayesinde ortak bir faiz politikası ve kamu borçlarında belli bir borçlanma limitine sahip.

AB ortak pazarının dört temel özgürlüğünü ise mal, hizmet, kişi ve sermayenin serbest dolaşımı oluşturuyor. Yani AB vatandaşları istedikleri ülkede yaşayıp üniversite okuyabilir, çalışabilir ve iş kurabilir. Avrupa’nın en büyük kazançlarından bir sınır kontrollerini kaldıran ve seyahat özgürlüğü getiren Schengen Antlaşması olarak görülüyor. 28 üye ülkenin 22’sinin yanı sıra İzlanda, Norveç, Lihtenştayn ve İsviçre de Schengen Bölgesi’nde bulunuyor.

AB’nin atlatmayı başardığı en büyük krizler neler?

İngiltere'nin 1963 yılında AET’ye katılma talebi o dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’ün veto engeline takıldı. İngiltere topluluğa ancak 10 yıl sonra 1973 yılında dahil olabildi.

Bir başka büyük kriz ise 1970’lerin ortası ve 1980’lerin başında yaşandı. ABD ve Japonya ile olan rekabet Avrupa pazarını derinden sarstı. Üye devletler iç pazarı korumak için ulusal çıkarlarını kabul ettirmeye çalıştılar. Kriz, topluluğa İspanya ve Portekiz katılmasının verdiği canlanma ve ortak bir iç pazar planı ile atlatıldı.

Danimarka 1992 yılında yapılan referandumla ekonomik ve parasal işbirliğini öngören Maastricht Antlaşması’nı reddetti. Avrupa’nın bu siyasi şoku atlatması 11 ay sürdü. Danimarka’ya özel haklar sunularak bir uzlaşma sağlandı ve bu büyük kriz de atlatıldı.

AB’nin yaşadığı en büyük krizlerden bir diğeri de 2005 yılında 25 üye ülkeye ulaşmış AB’de Avrupa Birliği Anayasası’nın hayata geçirilememesi oldu. Anayasa taslağı Fransa ve Hollanda’da yapılan referandumda reddedilince yürürlüğe sokulamadı. Bu anayasanın yerine ise 2009 yılında benzer nitelik taşıyan Lizbon Antlaşması yürürlüğe girdi.

Roma Antlaşması’nın 60’ıncı yıl dönümünde yapılacak AB Zirvesi'nin ajandasında ne var?

AB son krizini ise henüz aşamadı: Brexit. Bu krizin aşılması ve AB’nin ayakları sağlam bir biçimde yoluna devem etmesi için Roma Antlaşması’nın 60’ıncı yıldönümünde yapılacak zirve büyük önem taşıyor. Zirvede İngiltere dışındaki 27 AB ülkesi, Birliğin gelecek 10 yılına yön verecek kararlara imza atacak. Bahsi geçen konseptler ararsında "farklı hızlarda" bir AB’den bahsediliyor. Almanya ve Fransa, Brexit’e bir yanıt olacağı gerekçesi ile bu konsepti desteklerken Polonya başta olmak üzere bazı Doğu Avrupa ülkeleri "İkinci sınıf AB" oluşacağı endişesi ile karşı çıkıyorlar.

© Deutsche Welle Türkçe

dpa/afp, BD/BÖ