5 soruda Ukrayna'da neler oluyor?

5 soruda Ukrayna'da neler oluyor?

Ukrayna’da hükümetin geçen yıl Kasım ayında Avrupa Birliği ile anlaşmaya imza atmak yerine Rusya ile güçlü ilişkiler kurmayı tercih etmesi ülkede geniş çaplı protesto gösterilerine neden oldu.

Şu ana dek çatışmalarda 6 polis ve en az 25 göstericinin öldüğü yaklaşık iki aydır süren portestoların nedeni ne ve bundan sonra neler olacak?  BBC Türkçe ’de Ukrayna olaylarını analiz eden bir haber yer aldı. Analiz şöyle:

Gösterilerin şiddeti 19 Ocak’ta arttı, 22 Ocak’ta ilk ölüm haberi geldi. Hükümetin protestolara son vermek için geçirdiği yeni katı yasaya tepki gösteren protestocular Kiev’in ana meydanında ayaklandı ve polisin sert müdahalesiyle en az iki kişi ateş açılması sonucu öldü.

 

Gösteriler ne kadar şiddetli?

 

Üç gece üst üste ayaklanan göstericilerden ikisi, 22 Ocak’ta başkent Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı’na kurulan çadır kampta polisin açtığı ateş sonucu öldü.

Yaklaşık iki aydır süren gösterilerin en şiddetlisi 19 Ocak’ta meydana geldi. Protestocular polis araçlarını ve diğer araçları ateşe verdi, polis de göz yaşartıcı gaz, plastik mermi ve tazyikli suyla karşılık verdi.

Yüzlerce protestocu ve 170’e yakın polisin 22 Ocak’taki olaylarda yaralandığı belirtildi.

Bazıları, çatışmaların tetiklenmesinden Sağ Kesim adlı çok bilinmeyen milliyetçi grubu sorumlu tuttu. Çatışmalar daha sonra, yeni güvenlik yasalarına karşı kitlesel barışçıl gösterilere dönüştü.

 

Protestolara ne sebep oldu?

 

Kamu binalarını kuşatanlara hapis cezası öngören ve gösterilerde maske veya kask takılmasını yasaklayan yeni yasalar protestocular arasında kuşkusuz gerilimi arttırdı.

Fakat protestoları asıl tetikleyen Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’in, Ukrayna’nın AB’ye uyum için yıllar boyu yürüttüğü müzakerelere rağmen AB ile ortaklık anlaşmasını imzalamayı reddetmesi oldu.

Binlerce AB yanlısı Ukraynalı, Cumhurbaşkanı Yanukoviç’in ‘U-dönüşü’ yapıp kararından vazgeçmesi ve AB ile anlaşmaya gitmesi için başkent sokaklarına akın etti. Yanukoviç ise bunu reddetti ve protestolar da sürdü.

Polisin göstericilere 30 Kasım’daki ilk müdahalesi sonrası, bir öğrenci protestosuna yapılan müdahalenin ve onlarca kişinin yaralanmasının görüntüleri cumhurbaşkanına olan öfkeyi alevlendirdi ve kalabalıklar Bağımsızlık Meydanı’na aktı.

Ukraynalı yetkililer öfkeyi dindirmek için sert önlemler aldı. Kiev belediye başkanının görevine son verildi ve gözaltına alınanlar serbest bırakıldı.

Rusya ve Ukrayna’nın 17 Aralık’ta imzaladıkları anlaşma uyarınca Rusya, Ukrayna’nın 15 milyar dolar değerindeki devlet tahvillerini satın almayı kabul etti ve Ukrayna’ya satılan doğal gazın fiyatını da düşürdü.

Anlaşma protestocuların rüzgârını bir nebze dindirmiş gibiydi fakat muhalefet yanlısı gazeteci Tatyana Çornovol kimliği belirsiz bir kişi tarafından 25 Aralık’ta saldırıya uğrayınca gösterilerin şiddeti arttı.

Yeni yasalar 16 Ocak’ta geçti ve 22 Ocak’ta yürürlüğe girdi.

 

Protestocular kim?

 

Protestocular genellikle Kiev bölgesi ve Ukrayna’nın Rusça konuşulan doğu ve güney bölgelerine kıyasla AB’ye daha yakın duran batı bölgelerinden. Ama protestolara katılan doğu Ukraynalılar da var.

Eski dünya ağır sıklet boks şampiyonu ve muhalif Udar (Yumruk) Hareketi lideri Vitali Klitçko önde gelen göstericiler arasındaydı. Klitçko, AB’ye tam destek veren bir isim ve 2015 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olma planları var.

Ülkenin ikinci büyük partisi muhalif Anavatan Partisi’nin lideri Arseniy Yatsenyuk, hapisteki eski başbakan Yulia Timoşenko’nun da müttefiki.

Aşırı sağcı Svoboda (Özgürlük) grubu da gösterilere katılıyor. Oleh Tyanhnybok liderliğindeki grup yeni yılın ilk günü Kiev’de meşalelerle bir yürüyüş düzenlemişti.

Diğer aşırı sağcı radikal gruplar arasında Bratstvo (Kardeşlik) ve Sağ Kesim de bulunuyor.

Kiev’deki ABD büyükelçiliği, 22 Ocak’ta iki kişinin öldüğü "şiddet olaylarına karışan bazı Ukraynalıların" vizelerini iptal etti.

AB liderleri ölüm haberlerinin “şoke edici” olduğunu belirtip taraflara şiddetten uzak durmaları çağrısında bulundu. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB’nin Ukrayna ile ilişkilerinin gözden geçirilmesi gerekebileceği uyarısını yaptı.

AB, Kasım ayında Ukrayna’nın imzalamaktan vazgeçtiği anlaşmayla ilgili kapılarının Kiev’e açık olduğunu fakat Ukrayna’nın anlaşmaya tam bağlılık gösterene kadar yeni müzakere konularının askıya alındığını söyledi.

Hem AB hem de ABD protestolara karşı yürürlüğe giren yeni katı yasaları kınayıp yeni kanunların Ukraynalıların demokratik arzularına uyumlu olmadıklarını ifade etti.

 

Kiev’in ipleri Rusya’nın mı elinde?

 

Birçok gözlemci, Rusya ve Ukrayna arasında 17 Aralık’ta imzalanan anlaşmayla Kremlin’in "iyi davranışı ödüllendirme, kötü davranışı da cezalandırma" anlamına gelen “havuç ve sopa” yöntemini benimsediğine işaret ediyor.

Ukrayna’da 2004’teki Turuncu Devrim, seçimleri hileyle kazandığı hükmüne varılan Yanukoviç’in iktidardan devrilmesine yol açmıştı. Rusya o dönemde de Yanukoviç’e destek çıkıyordu, şimdi de çıkıyor.

Ukrayna, yüz yıllardır Moskova tarafından kontrol ediliyor ve çoğu Rus da Ukrayna’yı Rusya’nın çıkarları için hayati önemde görüyor.

Gösterilerin alevlendiği 19 Ocak’tan sonra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ‘protesto gösterilerinin kontrolden çıkmaya başladığı’ uyarısında bulunmuş ve Avrupalı siyasetçileri kargaşayı kışkırtmakla suçlamıştı.

 

Bundan sonra ne olacak?

 

Demokratik seçimlerle 2010’da iktidara gelen Yanukoviç’in, Ukrayna’nın doğusu ve güneyinde geniş bir destekçi tabanı var. Yanukoviç yanlıları da sokak gösterileri düzenlemişti.

Yanukoviç muhalif temsilcilerle bir araya gelmek için özel bir komisyon kurdu fakat bu adımın şiddet olaylarının tırmanmasına engel olmakta ne kadar yeterli olacağı henüz belirsiz.

Diğer yandan, muhalefet de kendilerini birleştirebilecek bir lider bulmakta zorlanıyor.