3 öğretim görevlisinin yaptığı ankette 57 rektörün yüzde 78,9’u üniversitelilerin toplumsal ve siyasi olaylara duyarlı olması gerektiğini savundu. Yüzde 22,8’i üniversite öğrencilerinin flört etmelerini sakıncalı bulurken, yüzde 42,1’i ise flörtü destekliyor. Marmara Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Dr. Ata Özdemirci ve Öğr. Gör. Dr. Esra Dinç Özcan ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğr. Gör. Görkem İldaş bir araya gelerek rektörlerin dünya görüşlerini araştırmak için kolları sıvadı.
Üç öğretim görevlisi, 2012 Mayıs-Temmuz aylarında yaptıkları araştırma ile rektörlerin internet özgürlüğü, öğrencilerin siyasi ve toplumsal olaylara karşı duyarlılığı ve flört etmeleri, üniversite özerkliği gibi sosyal konularda ne düşündüklerini sordu.
Araştırma kapsamında 89 sorudan oluşan ankete 64 rektör katıldı. Anketlerin tam olarak doldurulmayan 7’si değerlendirme dışı bırakıldı. Yüzde 56,1’i devlet, yüzde 43,9’u vakıf üniversitesi rektörleri tarafından dolduruldu.
İlginç sonuçların ortaya çıktığı araştırma, Hürriyet gazetesinde Gönül Koca imzasıyla yer aldı.
— Araştırmaya göre, “İnternette her siteye erişim özgür olmalıdır. Yetişkinler kendileri için doğru ya da yanlış olana kendileri karar verebilirler” ifadesine, rektörlerin yüzde 22,8’i “katılmıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum” dedi. Yüzde 52,6’sı “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum”, yüzde 24,6’sı ise, “ne katılıyorum ne katılmıyorum” cevabını verdi.
- “Üniversitelerin toplumsal ve siyasal olaylarla ilgili duruş sergileme sorumluluğu vardır” görüşüne ise rektörlerin yüzde 70,2’lik oranla katıldığı gözlendi. Katılmayanların oranı ise yüzde 5,3’te kaldı. Geriye kalan yüzde 29,8’lik dilim ise “ne katılıyorum ne katılmıyorum” dedi.
- Ankette yer alan ilginç konulardan biri de “Üniversite öğrencilerinin flört etmelerinde bir sakınca yoktur” ifadesi oldu. Bu konuda rektörlerin yüzde 22,8’i “katılmıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum”, yüzde 42,1’i “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum”, yüzde 24,6’sı, “ne katılıyorum ne katılmıyorum” diye görüş bildirdi.
- “Üniversitelerin devlet politikaları (tarım, sanayi, dış politika, vb.) ile ilgili duruş sergileme sorumluluğu vardır” ifadesine, yüzde 8,8’i “katılmıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum”, yüzde 72,4’ü “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum” yüzde 7’si “ne katılıyorum ne katılmıyorum” cevabını verdi.
- “Üniversite öğrencileri toplumsal ve siyasi olaylara duyarlı olmalıdır” konusunda rektörlerin yüzde 3,6’sı “katılmıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum” derken, yüzde 78,9’u “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum” diyerek desteklediğini ifade etti. “Ne katılıyorum ne katılmıyorum” diyerek çekimser kalanların oranı ise yüzde 15,8 oldu.
- Ankette yer alan “Üniversite öğrencilerinin farklı ideolojik öğrenci gruplarına üye olmalarını doğal karşılıyorum” ifadesi de rektörlerin desteğini aldı. Yüzde 31,6’sı “katılmıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum”, yüzde 54,4’ü “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum” dedi. Yüzde 12,3’lük dilim ise, “ne katılıyorum ne katılmıyorum” cevabını vererek çekimser kaldı.
- Rektörlerin en çok katıldığı ifade “üniversitelerin devlet politikaları (tarım, sanayi, dış politika, vb.) ile ilgili duruş sergileme sorumluluğu vardır” olurken en az katıldığı ifade “Türkiye’deki hukuk sistemi tarafsızdır ve yargılama adildir” görüşü oldu.
- Rektörlerin en çok görüş ayrılığına düştüğü ifade ise, “üniversite öğrencilerinin farklı ideolojik öğrenci gruplarına üye olmalarını doğal karşılıyorum” iken rektörlerin en benzer/yakın yanıtları verdiği ifade “üniversite öğrencileri toplumsal ve siyasi olaylara duyarlı olmalıdır” ifadesi oldu.
- “Türkiye’deki hukuk sistemi tarafsızdır ve yargılama adilce yapılmaktadır” ifadesinde de görüş ayrılığına düşen rektörlerin, yüzde 35,1’i “katılmıyorum” ve “kesinlikle katılmıyorum”, yüzde 35,1’i “katılıyorum” ve “kesinlikle katılıyorum” yüzde 29,8’si ise, “ne katılıyorum ne katılmıyorum” dedi.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren İTÜ Öğretim Görevlisi Görkem İldaş şu yorumları yaptı:
“Sonuçlar, bize akademik dünyanın yöneticilerinin, birebir aynı olmasa da, Türkiye’nin toplumsal profilini hemen hemen yansıttığını gösteriyor. Üniversite yöneticileri teknik konularda birbirine benzer düşünüyor, buna karşın özgürlük ve yaşam tarzına ilişkin konularda görüş ayrılıkları var.
Rektörlerin en çok farklı düşündükleri konu, “marjinal ideolojik gruplara eğilimli öğrenciler” karşısında ne yapılacağı. Her etkinlikte pankart açan, kampüse gelen politikacılara yumurta atan bu öğrenciler konusunda rektörler de sınır arayışı içerisinde. Rektörlerin üçte biri bu gençlere hoşgörüyle bakmıyor. Yarısı ise kabul edilebilir buluyor.
Tüm bu sonuçlar, yaşam tarzı ve siyasi özgürlük konularında, rektörlerin kafasında bir kabul edilebilirlik koridoru olduğunu gösteriyor. Bunun dışına taşan davranışlar karşısında ise, rektörlerin yaklaşık üçte birinin hoş görme üçte birinin ise sınırlama eğiliminde olduğunu görüyoruz.”