“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”e ilişkin ortak çalışma yürüten 6 parti, bu hafta kamu yönetimi ve siyasi etik başlıklarının ele alınacağı son toplantıyla ortak metni hazır hale getirecek. 10 sayfalık mutabakat metnine göre seçim barajı yüzde 3 olurken, Cumhurbaşkanı 7 yıllık süreyle tek dönem için seçilecek ve bir daha aktif siyasete dönemeyecek. Bakanlar Kurulu, Meclis’in içinden atanacak, dışarıdan atama “istisna” olacak. YSK ikiye bölünürken, son günlerde çok tartışılan Sayıştay’ın hazırladığı raporları sansürlemeden Meclis’e göndermesi için de düzenleme yapılacak. Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açma yetkisi, Meclis’te grubu olan bütün partilerin yanı sıra Meclis’te tam sayının 10’da 1’ini sağlayan milletvekillerine de tanınacak.
CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ile DEVA Partisi yetkililerinin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e ilişkin yürüttükleri ortak çalışma kapsamında devam eden toplantıların sonuncusunda kamu yönetimi ve siyasi etik başlıkları ele alınacak. Salı günü Meclis’te 6 partinin genel başkan yardımcılarının katılacağı toplantının ardından hazırlanacak ortak mutabakat metni genel başkanlara sunulacak. Çalışmalarda gelinen son durumla ilgili T24’ün sorularını yanıtlayan Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, “Toplantılarda şunu gördük, biz aslında birbirimize çok yakınız. Yakın olduğumuzu ana prensiplerde küçük farklılıklar olduğunu hissedince yazmaya karar verdik” ifadesini kullandı. Salı günkü son toplantıda kamu yönetimi ve siyasi etik başlıklarını ele alacaklarını kaydeden Şahinalp, şunları söyledi:
“Bu hafta kamu yönetimi ve siyasi etik kanununu da yazdığımızda metnin tamamını bitirmiş oluyoruz. Ondan sonraki iki haftada bir redaksiyona girişeceğiz. Redaksiyonu da tamamlayıp Aralık ayının ortasında genel başkanlara sunmayı düşünüyoruz. Uzlaşıyla sonuçlandırıyoruz. Şu ana kadar hiç takıldığımız bir konu ve madde olmadı. Bugüne kadar ele aldığımız konular doğrultusunda seçimler, siyasi partiler, Meclis’in çalışması ve içtüzük konusunda uzlaştık. Mesela torba yasa bir daha olmayacak. Zaten AKP iktidarına kadar Türk hukuk sisteminde yoktu.
"Adından belli Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yerine Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem diyoruz, yani cumhurbaşkanının bugünkü yetkileri önemli ölçüde azalacak. Milletin, ülkenin bütünlüğünü temsil eden sembolik sınırlı yetkileri olan bugüne göre bir makam haline getirilecek. Dolayısıyla cumhurbaşkanının mevcut yetkilerinin bir kısmını görmeyeceğiz, bunların tamamı başbakan ve hükümete ait olacak. Cumhurbaşkanı, seçildiği gün bir partili ise partisinden istifa edecek. 7 yıllık süreyle tek dönem için seçilecek. Dönemini tamamladığında aktif siyasete bir daha katılamayacak. Başbakan da, milletvekili de olamaz."
Meclis’in komisyonlarının güçlendirilmesini öngörüyoruz. Sözlü soru, yazılı soru mekanizması çalışmıyor. Bu mekanizmaları güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Bazı komisyonlara eski genelkurmay başkanları, MİT müsteşarları çağırıldı. Adam gitmedi. Bunun sağlanmasını öngörüyoruz. İlke kararı yazıyoruz. Biz, diyoruz ki davet edildiğinde gitmesini sağlayacağız.
Geçmişte başbakan ve hükümet hakkında gensoru verildiğinde ve hükümet düştüğünde, hükümetsiz dönemler yaşanıyordu. Aylar süren koalisyon görüşmeleri oluyordu. Bu konuda Avrupa’da örnek olan bir mekanizma öngördük. Yapıcı güvensizlik oyu. Eğer sen bir gensoru sunup hükümeti düşürmeyi planlıyorsan, gensoru önergesine paralel aynı anda bir de nasıl bir hükümet öngördüğünü de sunman lazım. Teklifini sunacaksın, dolayısıyla devrildiği gün yeni hükümet de hazır olacak. Bunun adı yapıcı güvensizlik oyu.
Meclis’te en az 20 günün muhalefet tarafından belirlenen genel görüşmeler yapılmasını öngörüyoruz. 20 gün muhalefetin istediği, dile getireceği konulara ayrılmış olacak bir anlamda. Meclis Başkanı size söz vermiyorum diyerek yılı geçiremeyecek. Mevcut seçim barajını yüzde 3’e düşürüyoruz. Hazine yardımı yüzde 1’i geçen her parti hazine yardımı alacak. Burada mantık şu. Meclis’in içindeki yeni sesleri, farklı sivil toplum kesimlerinin sesinin çıkmasını sağlamak, o devinimi siyasete getirmek. Yüzde 1 dediğiniz, neredeyse 1 milyon kişi oluyor. Bu oyu almış bir parti de yardım alsın, ayakta durabilsin. Mevcut sistem sadece grup kuran 5 partiyle sınırlı kalıyor. Mevcut kaynağın yeniden dağılımını öngörüyoruz. Her yıl bütçe kanununda siyasi partilere ayrılan hazine yardımının 4’te 1’ini yardıma hak kazanan partiler arasında eşit olarak, 4’te 3’ünü de oy oranlarına göre veriyoruz.
Bakanlar Kurulu, Meclis’in içinden atanacak. Dışarıdan atama istisna olacak. Önceliğimiz Meclis. Niye Meclis’i güçlü kılmak istiyoruz. İlkemiz Meclis. OHAL yetkisi, bütün ülkeyi ilgilendiren bir durum. Cumhurbaşkanı burada devreye giriyor. Türkiye’nin bütünlüğüyle ilgili bir konu, o zaman Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanıyor Bakanlar Kurulu. OHAL kararını bu şekilde alacak. OHAL’de KHK yetkisine son vereceğiz. Cumhurbaşkanının istisnai nitelikte tek başına yapacağı işlemler, anayasada açıkça belirtilecek. Mesela Cumhurbaşkanı, genel sekreterini atar gibi konularda Anayasa’ya açıkça yazacağız. Fluluk yok.
Diğer önemli konu yargı. Yargının bağımsızlığı burada ana hedef. Hakimlik teminatını güçlendirmek. Hakimlik ve savcılık mesleğini ikiye ayırıyoruz. Hakimliğin Adalet Bakanlığı ile idari ilişkisini tamamen kesiyoruz. Savcılık, Adalet Bakanlığı ile idari yönden ilişkisin devam ettirmek zorunda adli kolluk olduğu için. Adli Kolluk teşkilatını kuruyoruz cumhuriyet başsavcılıklarına bağlı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu ikiye bölüyoruz. Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu. Hakimler Kurulu’nda Adalet Bakanı yok. Tamamen kendi içlerinden. Bu kurullarda çoğulculuğu sağlamak için üyelerin yarısını Meclis seçiyor diğer yarısını Yargıtay, Danıştay, Barolar Birliği ve 1. Sınıf hakim ve savcılar arasından kendileri seçiyorlar. Meclis’teki seçimde nitelikli çoğunluk, uzlaşıyla seçilecek. Anayasa Mahkemesi, yine Meclis tarafından seçilecek. Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, Barolar Birliği ve Üniversitelerarası Kurul’un belirleyeceği adaylar arasından Meclis seçecek. Dolayısıyla onlar teklifte bulunacak. Meclis, yine uzlaşı olması açısından nitelikli çoğunlukla seçecek.
Bazı hâkimler, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymuyor. Hakimlerin terfisinde AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyum göz önünde bulundurulacak. Aksi takdirde siciline eksi puan olarak işlenecek. Anayasa Mahkemesi’ni organ uyuşmazlığı konularında yetkilendiriyoruz. Danıştay’ın bir kararı var, başka bir organ uymuyor, ya da Sayıştay’ın kararı. Organlar arasında yetki çatışması olduğunda Anayasa Mahkemesi karar verecek. Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açma yetkisini genişletiyoruz. Bugün sadece ana muhalefet partisinin böyle bir yetkisi var. Öngördüğümüz sistemde mecliste grubu olan bütün partilerle birlikte Meclis tam sayısının 10’da 1’ini sağlayan milletvekilleri de dava açabilecek.
YSK’nın da artık bir yüksek mahkeme olarak düzenlenmesini öngörüyoruz. YSK iki daireye bölünecek. Bir tanesi günlük uygulamalar yönetim. Günlük işlere bakacak. Diğeri itirazları değerlendirecek. Bugün YSK bir karar alıyor. İtiraz ediyorsun, aynı ekip bir daha toplanıyor kendi verdiği kararın itirazını da o karara bağlıyor. Aksine bir şey çıkabilir mi? Yeni sistemde ikiye böldüğümüzde bir taraf karar verecek, itiraz ve ihtilaf olduğunda ikinci taraf denetleyecek. Sayıştay’ın raporları Kesin Hesap Komisyonunda mutlak surette hazır olacak, sunulacak. Sayıştay, bugün Meclis’e ya rapor göndermiyor ya da eksik gönderiyor. Meclis’in çalışmasını engelleyen bir fonksiyon görüyor. Sayıştay görevini yapacak ve bunu Meclis’e sunacak. Bunu sağlayacağız.
Çoklu baroya son vereceğiz. Temel hak ve özgürlükler, bunların tamamı Anayasa’da açıkça belirtilmiş hak ve özgürlükler. Toplantı, gösteri, yürüyüş, ifade özgürlüğü. Anayasa’da bunların tamamı var, pratikte uygulanmıyor. Bu konularda ‘Anayasa hükmünün uygulanmasını sağlanacaktır’ şeklinde ifadeler kullandık. RTÜK, Basın İlan Kurumu, Anadolu Ajansı önemli. Bunların devletin kurumları, tarafsız olmaları lazım. Herkese eşit davranmaları lazım. Bütün bunları maddeler halinde kaleme aldık. Şu an biz 9’uncu sayfaya geldik. Muhtemelen 10 sayfa olacak bir ilkeler manzumesi ortaya çıkacak. Ama genel başkanlara verip onların kamuoyuyla paylaşmasını isteyeceğimiz metin belki 2 sayfa olacak, oradan bir yönetici özeti çıkaracağız.”