Çalışan insanların neredeyse yarısı, işe başlamalarının ardından kilo aldıklarını söylüyor. Peki ne oluyor da insanlar iş yerinde kilo almaya başlıyor? Bu duruma yol açan etkenler neler ve iş yerinde kilo alma sorununun önüne nasıl geçilebilir?
Women’s Health’teki habere göre, diyet yapan çalışanların üçte biri, çalışma arkadaşları tarafından daha fazla ve daha sağlıksız şeyle yemeye itildiklerini söylüyor. Elinde bir paket çikolatayla çıkagelen iş arkadaşlarını birçok çalışan yakından tanıyor.
Slim By Design kitabının yazarı Brian Wansink, yiyecekler göz önünde durduğu takdirde iki kat fazla tüketileceklerini söylüyor. O yüzden, iş arkadaşlarının şekerlemeler ve çikolatalarla dolu kutularının mümkün olduğunca uzağına oturmak gerekiyor. Bir şeyler ikram edilmeye çalışıldığında ya da tüm herkes şekerlemelere ‘saldırdığında’, lavabonun yolunu tutarak ortamdan uzaklaşmak en iyi alternatif olarak karşımıza çıkıyor.
Wansink’e göre, başkalarıyla birlikte yemek yendiğinde insanlar %30 daha fazla yiyor. Bunun nedeni ise insanın karşısındaki taklit etme güdüsünden kaynaklanıyor. Aç olmasa bile kişi, yemeğin üzerine minik bir tatlı yiyemeden edemiyor. Sohbet ederek yemek yerken de ne yediğine dikkat etmediği için daha fazla yiyor.
Wansink, ‘kendi yemeğini getir’ formülünü öneriyor ve porsiyon kontrolünde de yardımcı olacağını hatırlatıyor.
Vücut soğuk havalara adapte olabilmek adına yağ biriktirme eğilimi gösteriyor. Ortam sıcaklığı 24.5 derecenin altına düştüğü zaman yağ depolama eğilimi de tetikleniyor. Fazladan bir tek kalori almadan, sadece bu sıcaklık değişimine bağlı olarak bir yılda yarım ya da bir kilo almak mümkün.
Uzmanlar, daha sıcak tutacak skinny jeanleri öneriyor. Ayrıca, yapılan bir araştırmada, casual giyim tercihleri yapan çalışanların 491 adım daha fazla attıkları ve günlük fazladan 25 kalori yaktıkları kanıtlanmış.
İlginç bir çalışmada, insanların kiloları ile özellikle de sabah saatlerinde doğal gün ışığına maruz kalma oranları arasındaki bağlantı aydınlatılmış. Işık almayan bir yerde çalışan kişilerin, ışık alan yerlerde çalışanlara oranla yaklaşık 1 kilo daha fazlaları olduğu gözlemlenmiş. Yeterli miktarda güneş ışığı almamanın iştahı ve insülin direnci artırdığı ortaya konulmuş.
Ofise uzun bir yoldan yürüyerek gitmeyi ve böylece güneş ışığı almayı öneren uzmanlar “Ayrıca penceresi olan bir yerde çalışma ortamı yaratma konusunda da şansını zorlayabilirsin” diyor.
İş hayatının insana yüklediği stres ortada. Baskı altında, iştah artıran hormonların salgılanmasına başlanıyor; buna bağlı olarak metabolizmalar yavaşlıyor, daha fazla şekerli ve yağlı yiyecekler tüketme isteği ortaya çıkıyor.
Stresi kontrol altına alabilmek ve kendini yenilemek için düzenli olarak molalar vermek gerekiyor. Verilen molaların süresi 1-2 dakika olsa bile, 1.5 saatte bir işe ara verip ve başka şeylere odaklanma öneriliyor. Uzmanlar stres hormonu kortizolün azalmasına yardımcı olan bitter çikolatayı öneriyor.
Sorunun kaynağı: Bitmek bilmeyen işler
İş stresiyle başa çıkabilmek için kişinin kendine zaman ayırabiliyor olması lazım. Fakat, mesai saatleri özel hayatıa müdahale etmeye başlarsa, kişi elindeki en güçlü silahı da kaybetmiş oluyor. Günümüzde öğle arasına düzenli olarak çıkma şansı bulunmayan birçok çalışan bulunuyor. Bu olumsuzluk, aynı zamanda öğün atlanmasına da neden oluyor. Mesai yoğunluğundan ötürü iş çıkışında egzersiz yapabilme şansı bulamadıklarını söyleyenlerin sayısı da küçümsenemeyecek boyutlarda.
Uzmanlar, bir işten ötekine koşacağından adı gibi emin olanlara güne doyurucu bir öğünle başlamayı öneriyor. Yeni yapılan bir çalışmaya göre, günlük kalori ihtiyacının yarısını kahvaltıda karşılayan kişiler, aynı kalori değerine sahip akşam yemeği tüketenlere kıyasla 2 kat daha fazla kilo veriyorlar.
Ayrıca uzmanlar kişilerin yanına protein açısından zengin atıştırmalıklar alarak kan şekerini ve açlığını kontrol altına almayı öneriyor.
İş sonrası egzersiz yapacak vakti ve enerjiyi bulamayacağına inananlaraysa gün içerisinde merdiven çıkma ya da işe yürüyerek gitme gibi aktiviteler öneriliyor.