60 yaşındaki İtalyan astronot Paolo Nespoli, Kazakistan'daki Baykonur üssünden dün Soyuz uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na yollandı. Yaklaşık 5 ay boyunca uzayda kalacak Nespoli," Vita" (Hayat) isimli misyonda, uzay koşullarının insan vücudu üzerindeki etkilerini incelemek için çalışacak. İtalyan stronot Nespoli, uzun süreli misyon için uzaya giden en yaşlı insan oldu.
Bugüne kadar uzaya giden en yaşlı kişi, 1998'de 77 yaşındayken Discovery uzay mekiğiyle Dünya dışına çıkan ABD'li John Glenn olsa da Glenn'in bu misyonu yaklaşık 9 gün sürmüştü.
Daha önce de 2 kez Uzay İstasyonu'na giden astronot Nespoli, dünkü 3. yolculuğu öncesi yaptığı bir açıklamada, 60 yaşında uzaya gitmesiyle ilgili olarak "Bu bir dünya rekoru. John Glenn 77 yaşında mekikle uzay uçuşu yapsa da bu yalnızca birkaç gün sürmüştü" dedi.
Paolo Nespoli, daha önceki uzay misyonlarında Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan tweet atan ilk Avrupalı astronot olmuştu. Nespoli'nin şimdiki misyonu sırasında da "@astro_paolo" Twitter adresinden sıklıkla mesaj ve fotoğraf yollayacağı belirtiliyor.
Paolo Nespoli, 3. uzay yolculuğuna çıkmadan hemen önce Wired sitesinin İtalyanca edisyonuna konuştu ve uzayda yaşam, Tanrı, Mars'a ayak basma ihtimali gibi konularla ilgili soruları yanıtladı.
Nespoli, "Belki bir 10-20 yıllık bir çalışmayla Kızıl Gezegen'e gideceğiz" derken, Güneş Sistemi'ne en yakın yıldız sistemi Proxima Centauri'ye de "insanların er ya da geç ulaşacağını" söyledi.
Nespoli öte yandan "bedenlerimizi yerinden oynatmadan seyahat etmenin yolunu bulmadığımız sürece" keşfedilecek şeylerin çok kısıtlı kalacağını da ekledi.
İtalyan astronot, "Dünya dışı akıllı yaşam birimlerinin varlığına inanıyor musunuz" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Bu kadar büyük ve daha algılamayı bile başaramadığımız bu kadar çok şeyle dolu olan bir evrende yaşayan tek varlıkların insanlar olması bana imkansız geliyor. Bir yerlerde akıllı yaşam birimleri olduğuna inanıyorum. Sorun onlarla karşılaşmak, ya da varlıklarını algılamak."
Nespoli'nin "Tanrı'ya inanıyor musunuz?" sorusuna yanıtı ise şöyle oldu:
"Bu soruya cevap vermekte zorlanıyorum çünkü Katolik mirasım, 'inanmıyorum' demeyi skandal olarak algılamama neden oluyor... Tanrı ve O'nun güzelliği, matematiksel mantık kavramlarının dışında. İtiraf edeyim bazen Uzay İstasyonu'ndan gökyüzüne baktığımda içgüdüsel olarak tüm bu güzelliklerin tesadüf eseri olamayacağını, bizimkinden daha üstün bir bilgi kapasitesi olan biri tarafından yapılmış olması gerektiğini düşünüyorum - ki benim Tanrı tanımım bu. Öte yandan bir saniye sonra Einstein'ı ve daha önce yapılamaz sanılan ne kadar çok şeyi bilgi birikimi sayesinde yapmayı başardığımızı hatırlıyorum. Açıklayamadığımız şeylerin inanç meselesi haline geldiğini düşünüyorum... Tanrı'ya inanıyor muyum? Bilmiyorum."