629 göçmenle Akdeniz'de bekletilen Aquarius gemisi: 2-3 günlük su ve yiyeceğimiz var

629 göçmenle Akdeniz'de bekletilen Aquarius gemisi: 2-3 günlük su ve yiyeceğimiz var

İtalya'nın yeni hükümetinin aşırı sağcı, göç karşıtı İçişleri Bakanı Matteo Salvini, dün 629 göçmeni taşıyan bir yardım gemisini İtalyan limanlarına almama kararının ardından bugün de Akdeniz'de kurtarılan yaklaşık 800 kişiyi taşıyan başka bir geminin de kabul edilmeyeceğini açıkladı.

Sınır Tanımayan Doktorlar ve Alman yardım vakfı SOS Méditerranée yönetimindeki Aquarius gemisinde, geçen Cumartesi ve Pazar günleri Libya açıklarında 6 ayrı operasyonla kurtarılan 629 kişi dünden beri Akdeniz'de kendilerine bir liman açılmasını bekliyor. Gemide 123 refakatsiz çocuk, 11 bebek ve 7 hamile kadın da bulunuyor.

Aquarius'ta bulunan yardım görevlileri dün yaptıkları açıklamalarda gemide 2-3 gün yetecek kadar su, yiyecek ve ihtiyaç malzemesi bulunduğunu, bu süre dolduktan sonra da bir çözüm bulunamazsa "ne olacağını bilemediklerini" söyledi.

Aquarius'un kapasitesinin 500 kişi olduğu, geminin bu kapasitenin üzerinde yolcuyla denizde beklemeye mahkum edildiği de vurgulanıyor.

Aquarius halen 629 göçmen ve bir grup yardım görevlisiyle birlikte Akdeniz'de İtalya'ya 35, Malta'ya 27 deniz mili açıkta bekletiliyor.

İçişleri Bakanı Salvini'nin 629 kişi taşıyan gemiye limanları kapama kararı tartışılırken, Salvini bugün yaptığı açıklamada da Libya açıklarında yeni kurtarma operasyonları yapan "Sea Watch 3" isimli başka bir gemiyi de kabul etmeyeceklerini duyurdu.

Basının sorularını yanıtlamayı reddeden Salvini, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda "Bugün de bir Alman sivil toplum örgütüne ait, Hollanda bayrağı taşıyan Sea Watch 3 gemisi Libya açıklarında yine göçmen yüklemeyi bekliyor, elbette onları İtalya'ya getirmek için. Alman derneği, Hollanda gemisi, Malta kılını kıpırdatmıyor, Fransa onları geri çeviriyor, Avrupa'nın umrunda değil. Artık yeter!" dedi. İtalya'nın "Avrupa'nın mülteci kampına dönüştürülmesine" izin vermeyeceğini söyleyen Salvini, "İtalya artık başını eğip emirlere uymuyor, artık HAYIR diyen biri var" dedi.

İtalyan basını, bu yeni operasyonlarda da yaklaşık 800 göçmenin kurtarıldığını belirtiyor.

Salvini, Afrika kıyılarından kalkan ve Avrupa'ya doğru yol alan göçmen teknelerinin Malta'ya daha yakın olmalarına rağmen bu ülkenin göçmenlere yardım etmediğini, denizde kurtarılan göçmenlerin hepsinin İtalya'ya getirilmesinin adil olmadığını savunuyor. Ancak uzmanlar, Malta'nın nüfusuna oranla İtalya'dan çok daha fazla mülteci ağırladığını, ayrıca bu küçük ada ülkesindeki göçmen merkezlerinin Akdeniz'de kurtarılan göçmenler için çok yetersiz kalacağını söylüyor.

Malta yönetimi de Salvini'nin suçlamalarını reddediyor. Malta'nın İtalya Büyükelçiliği, Aquarius vakasında kurtarma operasyonunun İtalyan donanması tarafından yönetildiğini ve bu yüzden geminin İtalyan limanlarına yanaşması gerektiğini söylüyor.

İtalya'nın limanlarını göçmenlere kapatarak hem İtalyan yasalarını hem de uluslararası anlaşmaları ihlal ettiği de belirtiliyor. İçişleri Bakanı Salvini'ye ve Salvini'nin politikalarını destekleyen koalisyon ortağı 5 Yıldız Hareketi'ne diplomasiye başvurmak yerine muhtaç durumdakileri tehlikeye atarak politika yürütme suçlamaları geliyor.

Muhalefetten insan hakları örgütlerine, Katolik Kilisesi yöneticilerine ve medyaya kadar birçok kesimden Salvini ve popülist hükümete tepki yağıyor.

La Repubblica gazetesi bugün "629 kişi Salvini'nin rehini" manşetiyle çıktı. Gazetenin baş sayfadan verdiği bir yorum yazısında da "Matteo Salvini, Akdeniz'in ortasına duvar dikme girişimiyle görevdeki ilk haftasında İtalya'nın göç politikasını çökertti" denildi.

La Stampa gazetesi de "Salvini, umutsuzların gemisini geri çeviriyor" manşetiyle İçişleri Bakanı'nı eleştirdi. La Stampa bu yeni göç politikasının hem insani açıdan riskli olduğu hem de Malta ile kriz yaratıp İtalya'yı AB içinde izole duruma düşürebileceği uyarısında bulundu.

Sağ kanattaki Libero ve Il Giornale gibi gazeteler ise Salvini'nin göçmenleri denizde durdurmasını destekleyen manşetler kullandı. Libero haberi, "Neyse ki hükümet harekete geçiyor" üst başlığıyla verdi. Il Giornale ise "Limanlar kapatıldı, bastır Salvini!" başlığını attı.

Öte yandan geçmişte muhafazakar, sağ hükümetlere yakınlığıyla bilinen Katolik Kilisesi yönetiminden de Salvini'ye eleştiriler geliyor. Vatikan'ın Kültür Bakanı konumundaki Kardinal Gianfranco Ravasi, Twitter'a "Aquarius" etiketiyle yazdığı mesajda İncil'deki "Yabancıydım, beni içeri aldınız" sözünü değiştirerek "Yabancıydım, beni içeri almadınız" dedi.

Göçmenlere yardım için çalışan Katolik derneklerden de hükümete eleştiriler geldi.

Bir önceki merkez-sol hükümetin İçişleri Bakanı Marco Minniti de, Salvini'nin göçmenleri denizde bırakma kararının dün yapılan kısmi yerel seçimler devam ederken açıkladığına dikkat çekti. Minniti, Salvini'yi göçmenlerin hayatı üzerinden "siyasi ve insani bir kumar oynamakla" suçladı.

Aralarında Palermo ve Napoli'nin de bulunduğu bazı kentlerin belediye başkanları da İçişleri Bakanı'nın kararına isyan ederek "Bizim limanlarımız göçmenlere açık" şeklinde açıklamalar yaptı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) de "göçmen ve mültecilerin güvenli ve hızlı bir şekilde karaya ulaşması için acil çözüm bulunması" çağrısı yaptı. UNHCR'den yapılan açıklamada "Operasyonların yavaşlaması, aci yardıma ihtiyaç duyan yüzlerce kişinin sağlığını riske atıyor" denildi.