Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın eski Cumhuriyetçiler için mahkûmiyet kararlarının bozulmasına ilişkin hazırladığı tebliğnameye rağmen eski Cumhuriyetçiler cezaevinde tutulmaya devam ediyor. Eski Cumhuriyetçilerin tutukluluk sürecinin devam etmesine karşı Türkiye'deki avukatların yaklaşık yüzde 90'ını temsil eden 73 baro, bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Dava avukatlarının infazın durdurulmasına dair taleplerinin, Yargıtay nöbetçi ceza dairesince bir an önce karara bağlanması, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevi bulunan baroların da beklentisidir" denildi.
63 imza ile başlayan çağrı metnine 10 baronun ardından Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da imza attı. Bu rakamla çağrı metnini sadece 6 baro imzalamamış oldu.
TIKLAYIN: Yargıtay Başsavcılığı'ndan, Cumhuriyet'in eski yönetici ve yazarlarına beraat talebi
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 18 Haziran tarihinde çözülmesi gereken sorunlardan birinin aynı dosyada sanıklardan bir kısmı Yargıtay’a giderken, bir kısmı ile ilgili Yargıtay yolunun kapalı olduğuna dikkat çekmiş ve “Yargıtay inceleme sonucunda o dosyadaki tüm fiilin vaki olmadığı hususları karar verilse bu kişinin içerde yatmış olduğu infazı, cezaevinde yatmış olduğu süreler hukuk devleti tarafından nasıl karşılanacak. Bu durum muhakkak düzeltilmelidir” ifadesini kullanmıştı.
Türkiye'deki avukatların yüzde 90'ını temsil eden 73 baro tutuku Cumhuriyetçiler için ortak bir açıklama yaptı. "Yargıtay’ı, kamuoyu vicdanını derinden yaralayan bu ağır haksızlık ve adaletsizliğe derhal müdahale etmeye davet ediyoruz" ifadesinin kullanıldığı açıklamada şunları kaydedildi:
Bilindiği üzere, üç meslektaşımızın da aralarında olduğu Cumhuriyet Gazetesi yöneticilerinin ve bazı yazarlarının yargılanarak mahkum edildiği bir dava söz konusudur.
Ülkemizdeki ifade ve basın özgürlüğü bakımından simgesel bir nitelik taşıyan bu davanın, yalnızca yargılananları değil, ülkemizdeki bütün gazeteler ve gazetecileri ilgilendiren önemli sonuçlara gebe olduğu, kamuoyunda genel kabul görmektedir.
Bu davada, aynı eylem nedeniyle yargılanmakta olan gazete yöneticilerinden bir kısmı için beş yılı aşmayan cezalara hükmedilmiş ve kanun temyiz yolunu kapalı tuttuğundan, bu kişiler yönünden verilen cezalar istinaf aşamasında kesinleşmişti.
Böylece, gazete yöneticilerinden altısı soruşturma aşamasında tutuklu kaldıkları dokuz aydan artan cezalarının infazı için 25 Nisan 2019’da, yeniden Kocaeli F Tipi Kapalı Cezaevine konulmuştu.
Geçtiğimiz günlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, beş yıldan fazla ceza aldığı için verilen hükmü temyiz ede(bile)n gazete yöneticilerinin başvurusu hakkındaki görüşünü hazırlayarak, ilgili ceza dairesine bildirdi.
Başsavcılık tebliğnamede, gazetenin yöneticileri hakkındaki mahkumiyet hükmünün bozulması ve beraat kararı verilmesi gerektiğini, bu bozmadan 'Sirayet etkisi' nedeniyle halen Kocaeli F Tipi Kapalı Cezaevinde cezaları infaz edilmekte olan gazete yöneticilerinin de yararlanması gerekeceğini belirtmiştir.
Davayla ilgili yeni ve önemli bu gelişme, aynı dosyada, aynı suçtan yargılananlar arasında temyiz hakkı bakımından farklı uygulama yapılması nedeniyle, temyiz hakki olanların cezaevine girip girmeyeceği Yargıtay'ın kararına göre belli olacakken, aynı konumdaki bazılarının -üstelik daha az ceza almalarına karşın- cezalarının infazına devam edilmesi, kamu vicdanında rahatsızlık yaratmaktadır.
Nitekim, yaklaşık iki ay önce Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de, Adalet Bakanınca kamuoyuna yapılan açıklamada da, bu adaletsiz duruma değinilmiş, sorunun ilk yargı paketinde yer alacak bir yasal düzenlemeyle çözüleceği, bunun da TBMM tatile girmeden gerçekleştirileceği duyurulmuştu.
Ancak, bu yönde herhangi somut bir adım atılmadan, insanlarda yaratılan beklenti ve umut dikkate alınmaksızın, Meclis tatile girdi.
Yargıtay ilgili ceza dairesinin tebliğnamedeki görüş doğrultusunda bir bozma kararı vermesi halinde, cezası infaz edilmekte olan gazete yöneticilerinin uğramış olduğu ağır haksızlık ve mağduriyetin telafisi ne yazık ki mümkün olamayacaktır. Onlar, haksız yere yattıklarıyla kalacaktır. Bu nedenle, hiç olmazsa bugünden sonra, bir gün dahi gecikmeye fırsat verilmeden, bu kişiler hakkındaki cezanın infazının durdurulması, hukukun ve adaletin gereği, kamu vicdanının acil ve haklı beklentisidir.
Dava avukatlarının infazın durdurulmasına dair taleplerinin, -adli tatilin bitmesi beklenmeksizin- Yargıtay nöbetçi ceza dairesince bir an önce karara bağlanması, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevi bulunan baroların da beklentisidir.
Biz aşağıdaki baro başkanları,
Yargıtay’ı, kamuoyu vicdanını derinden yaralayan bu ağır haksızlık ve adaletsizliğe derhal müdahale etmeye davet ediyoruz.Saygılarımızla.
•Adana Barosu•Adıyaman Barosu•Afyonkarahisar Barosu•Ağrı Barosu•Aksaray Barosu•Amasya Barosu•Ankara Barosu•Antalya Barosu•Artvin Barosu•Aydın Barosu•Balıkesir Barosu•Bartın Barosu•Batman Barosu•Bilecik Barosu •Bingöl Barosu•Bolu Barosu•Burdur Barosu•Bursa Barosu•Çanakkale Barosu •Çorum Barosu•Denizli Barosu•Diyarbakır Barosu•Düzce Barosu•Elazığ Barosu•Eskişehir Barosu•Gaziantep Barosu•Giresun Barosu•Gümüşhane Barosu•Hakkari Barosu•Hatay Barosu•Iğdır Barosu•Isparta Barosu•İstanbul Barosu•İzmir Barosu•Kahramanmaraş Barosu•Kastamonu Barosu•Kayseri Barosu•Kırklareli Barosu•Kırşehir Barosu•Kocaeli Barosu•Konya Barosu•Malatya Barosu •Manisa Barosu•Mardin Barosu•Mersin Barosu•Muş Barosu•Niğde Barosu•Ordu Barosu•Rize Barosu•Sakarya Barosu •Siirt Barosu•Sinop Barosu•Şanlıurfa Barosu •Şırnak Barosu•Tekirdağ Barosu•Tokat Barosu•Trabzon Barosu•Tunceli Barosu•Uşak Barosu•Van Barosu•Yalova Barosu•Yozgat Barosu•Zonguldak Barosu