Hiçbir sigorta güvencesi olmayan ve aylık geliri düşük olanlara ödenen 65 yaş aylığı almak için artık tüm ailenin gelirine değil ilgili kişi ile eşinin gelirine bakılacak. Bu aylığı alanların sayısında 100 binin üzerinde artış bekleniyor.
Milliyet'ten Cem Kılıç'ın haberine göre, Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz Ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, geçtiğimiz günlerde Meclis’e sevk edildi. Bu tasarı ile çalışma hayatını etkileyecek önemli değişiklikler getiriliyor. Tasarıda 65 yaş aylığıyla ilgili yeni düzenlemeler yer alıyor.
Tasarıda yer alan radikal bir değişiklik, 65 yaş aylığı alan ve yaşadığı hane içerisindeki kişi başına düşen gelir sınırın üzerinde olduğu için aylık alamayan kişilerle ilgili. Tasarının Meclis’e sunulan şekilde yasalaşması durumunda, halihazırda 65 yaş aylığı alamayan bazı kişiler de aylık almaya başlayacak.
65 yaş aylığı alabilmek için 3 temel şart var. Bu açıdan, ilk şart 65 yaşını doldurmuş olmak. İkinci olarak, 65 yaşını doldurmuş olan kişinin aylık alabilmesi için hiçbir sosyal güvencesi olmaması, yani emekli olmaması, Sosyal Güvenlik Kurumu’dan (SGK) dul veya yetim aylığı almaması ve herhangi bir işte çalışmaması gerekiyor. Bunun yanında, nafaka alan kişiler de 65 yaş aylığından yararlanamıyor.
65 Yaş aylığı alabilmek için üçüncü şart ise 65 yaşını doldurmuş olan kişinin yaşadığı hanenin gelirinin belirlenen sınırın altında kalması. Bu sınır, asgari ücretin net tutarının 3’te biri olarak belirlenmiş durumda.
2016 yılı itibarıyla 65 yaşını doldurmuş bir kişinin yaşadığı hanede kişi başına düşen ortalama aylık gelir 392 TL’nin altındaysa, söz konusu kişiye aylık bağlanabilir. Sayılan 3 şartın yerine getirilmemesi durumunda, kişi 65 yaş aylığı alamaz.
65 yaşını doldurmuş kişinin yaşadığı hanedeki toplam gelir, söz konusu hanede kaç kişi yaşıyorsa o sayıya bölünerek çıkan rakam üzerinden kişinin 65 yaş aylığı alıp alamayacağına karar veriliyor. Bu durumda, örneğin asgari ücretle çalışan oğlu, ev hanımı olan gelini ve öğrenci olan torunu ile yaşan 65 yaşını doldurmuş bir kişi, ailenin başka bir gelirinin de olmaması koşuluyla yoksa, aylık alabilir.
Ancak ne yazık ki, yukarıdaki hesaplama nedeniyle dramatik sonuçlar da ortaya çıkabiliyor. Bu anlamda, örneğin kızı, damadı ve torunlarıyla beraber yaşayan 65 yaş üstündeki kişiye bağlanan aylık, damadın terfi etmesi ve ücretinin artırılması veya torunun işe girmesi nedeniyle kesilebiliyor. Bu durumun temel sebebi, muhtaçlık sınırı tespit edilirken 65 yaş üstü kişinin yaşadığı hanenin gelirinin esas alınıyor olması.
Tasarı yasalaştığında, 65 yaş aylığı bağlanacak kişi için muhtaçlık testi için sadece kişinin kendisi ile eşinin geliri dikkate alınacak. Böylece, damadı terfi etti ya da torunu işe girdi diye büyükanne veya büyükbabanın aylığı kesilmeyecek ve konuya ilişkin mağduriyetler de önlenmiş olacak. Ayrıca, halihazırda 65 yaş aylığı alamayan bazı kişiler de aylık almaya başlayacak. 65 yaş aylığı kategorisine girecekler noktasında tahminler 100 bin kişinin üzerinde bir rakama işarete ediyor.
Sosyal güvencesi olmayan, yaşlılık, malullük veya dul veya yetim aylığı almayan bir kişiye 65 yaş aylığı bağlanırken, yaşadığı hanedeki gelirin dikkate alınması nedeniyle kızı, oğlu veya torunu ile birlikte yaşıyor diye aylık verilmemesi anlaşılır bir durum değildi.
Bu açıdan, 65 yaş aylığında muhtaçlık sınırı tespit edilirken yaşlının yaşadığı hanenin değil, sadece bireysel gelirinin dikkate alınması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verilerine göre, 2015 yılı itibarıyla 608 bin 513 kişiye 65 yaş aylığı ödenmiş. Yapılan ödemelerin ulaştığı toplam rakam, 1 milyar 275 milyon 183 bin 231 TL. Kanun tasarısında yer alan 65 yaş aylığı ile ilgili değişiklik yasalaşırsa, aylık alan kişi sayısı artacak.