Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, OHAL kapsamında yayımlanan 696 sayılı KHK'da keyfi ihalenin de yer aldığını söyledi. KHK'daki 89. maddenin ihaleyi düzenlediğini aktaran Toker, "Piyasadaki söylenişiyle '21/b', açık olmayan, pazarlıklı ihale demek. 21/b’de firmalar eşit koşullarda yarışmıyor, şartname alamıyor. Çoğu kez kendi faaliyet alanıyla ilgili ihaleden haberi bile olmuyor" ifadesini kullandı.
KHK'nın 89. maddesinde şu ifadeler yer alıyor:
16/4/2003 tarihli ve 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 9- Bakanlık, bu Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (s) bendi kapsamında yapılacak yapım işlerine yönelik ihaleleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde, yılı yatırım programında yer alma ve ödeneği bulunma şartı aranmaksızın 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin tabi olduğu usule göre Yüksek Planlama Kurulunca alınan karar uyarınca yapmaya veya yaptırmaya yetkilidir.”
Toker'in "Bütçeyi talan kapısı da OHAL KHK’sinde" başlığıyla (9 Ocak 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
696 sayılı OHAL KHK’sinin 89. maddesini bir kenara not edin ve mümkünse sık sık hatırlayın.
Bu madde, “terör eylemlerini bastıran sivillere ceza muafiyeti” getirdiği gerekçesiyle çok tartışılan OHAL KHK’sinin, emeklerimizin nasıl çalınacağını tarif eden bir diğer maddesidir.
Bu madde bütçenin, Hazine’nin talanına zemin hazırlayan maddedir.
Sizin benim binbir güçlükle kazandığımız paralardan ödenen vergilerle yapılan bütçeden, AKP’nin yanında hizalanmış irili ufaklı firmalara, kuralsız daha çok, daha çok milyonlar aktarmanın önünü açan maddedir.
Bu madde, uygulama sonuçları itibarıyla, önümüzdeki iki yıl içinde yapılacak birbirinden önemli seçimlerde, AKP’nin Ankara’da ve yerelde iktidarını parayla tahkim maddesidir.
Neden bu kadar iddialı yazdığımı anlatacağım.
***
Bu köşenin sürekli okurları “davetli ihale” konusuna sık yer verdiğimi bilir. Türkiye’nin dört bir yanında yapılacak/ yapılan milyarlarca liralık duble yol, metro, cezaevi ve diğer kamu binalarıyla ilgili “davet” işlerini, bilgisi ve haberine ulaştıkça paylaşıyorum.
Bugüne dek yazdığım, onlarca “davetli” iş yazısından birine bile, “yok öyleolmadı” diye açıklama, tekzip gelmedi.
Ne ilgili genel müdürlüklerden ve bakanlıklardan, ne de bu ihalelerin “verildiği”firmalardan.
Önce hatırlatma:
Davetli ihale, yani piyasadaki söylenişiyle “21/b”, açık olmayan, pazarlıklı ihale demek.
21/b’de firmalar eşit koşullarda yarışmıyor, şartname alamıyor. Çoğu kez kendi faaliyet alanıyla ilgili ihaleden haberi bile olmuyor. Falanca kamu kuruluşu, kafasına yatan firmaları arayıp “Sen sen gel bakalım, al şu işi yap bitir” diyor ve hakedişleri de müteahhide ödüyor.
Peki, bu yol neden var?
Kanun bu yetkiyi, ihaleci kamu kuruluşuna afetlerde, can veya mal kayıplı büyük olaylarda zamandan kazanılsın diye vermiş.
Heyelan mı oldu, yol mu çöktü, kamu binası mı yandı, baraj mı hasar gördü...
Maksat kamu hizmeti aksamasın, halk, açık ihalenin takvim ve zaman gerektiren usul ve prosedürleriyle mağdur olmasın.
Fakat davet yöntemi son üç yıldır doğal afet vb. gerçekleşmediği halde uygulanıp yaygınlaşıyor. Karayolları’ndan sonra Adalet Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 21/b’ye sık başvurur oldu.
***
İşte yazının başında söz ettiğim 696 sayılı OHAL KHK’siyle getirilen düzenleme, bu yolun Türkiye’deki bütün il ve ilçelerde daha da keyfi kullanımının anahtarını veriyor. Bu da Kültür ve Turizm Bakanlığı kuruluş yasasına eklenen bir maddeyle yapıldı. 696 sayılı OHAL KHK’si, Kültür Bakanlığı’nın Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne dedi ki:
“Falanca il ya da filanca ilçe, bir kültür merkezinde onarım ya da yeni bir inşaat yaptırmak istiyorsan, açık ihaleyi bırak, uğraşma. Firmaları davet et, istediğini (istediğimizi) çağır, işi ona ver.”
Başka bir anlatımla, 4848 sayılı yasaya eklenen geçici madde ile artık, Türkiye’nin 81 ile ve 921 ilçesinde bu tip ihaleler keyfi biçimde istenen firmalara verilebilecek.
Bu madde, büyük yol yatırımları, baraj, konut, milyarlık cezaevleri, son olarak Yargıtay binasıyla yayılan “davetli ihale” kanserinin, ülkenin bütün kılcallarını sarması anlamına geliyor.
Sonuç olarak, güvenlik harcamaları artıyor diye kolalı içeceğe, otomobile torba kanunla vergi zammı yapan AKP, bizlerden toplayacağı bu ÖTV’leri, rejimi baki olsun diye partili müteahhitlere saçmakta beis görmüyor.
Küçük ama önemli bir detay: Bu madde yürürlüğe girdikten sonra iki yılı kapsıyor.
Küçük ama önemli bir hatırlatma:
Her OHAL KHK’si gibi bunun da altında Maliye Bakanı ile Hazine’den sorumlu başbakan yardımcısının imzaları var.