7 günlük evlilik 70 yıllık kinle bitti

7 günlük evlilik 70 yıllık kinle bitti
T24 - Geçtiğimiz günlerde gazetelerde yer alan sıradan gibi gözüken boşanma haberinin birisin ilginç bir hikaye çıktı.  Antalya’da bir çift, boşanırken birbirlerini bugüne kadar hiç duyulmamış şeylerle suçladılar. Erkek, kadını striptiz yapmakla, kadın da erkeği, cinsel organına karnabahar siğili bulaştırmakla...Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman, Z.İ. ile bu boşanma davasını konuştu. Arman'ın "7 günlük evlilik 70 yıllık kinle bitti" başlığıyla (16 Mart 2010) yayımlanan yazısı şöyle: Z.İ., 16 yaşındayken bir arkadaş toplantısında genç ve yakışıklı S.İ. ile tanışıyor, deli gibi platonik aşık oluyor.Sadece adını ve mesleğini bildiği bu erkeği yıllarca arıyor. “Hostes olursam, o da kabin görevlisi olduğu için izine ulaşabilirim” diye düşünüyor. Yanılmıyor.  Bingo! Günün birinde uçakta karşılaşıyorlar ve... Bugüne kadar hepimiz, bir sürü boşanma davası ve gerekçesi duyduk... Ama bu, öyle böyle değildi. Antalya’da bir çift, boşanırken birbirlerini bugüne kadar hiç duyulmamış şeylerle suçladılar. Erkek, kadını striptiz yapmakla, kadın da erkeği, cinsel organına karnabahar siğili bulaştırmakla... 7 günlük evlilik, 70 yıllık bir kine mi dönüşmüştü? Z.İ.’yi buldum, konuştum... Eski eşiniz S.İ. ile nasıl tanıştınız?16 yaşındaydım... Bir arkadaş toplantısında... İlk görüşte aşk... İnanılmaz Avrupai, inanılmaz yakışıklıydı... Ben sadece “Merhaba” diyebildim. O kadar. Sohbet etme imkânımız olmadı. Onu bir daha hiç görmedim. Fakat kafamda ona hep platonik bir aşk besledim... Şu yaşıma dek...Nasıl yani?6 yıl boyunca ne zaman gözümü kapatsam, onun yüzünü görüyordum. “Keşke onu bulabilsem” diyordum. Kafamda, ikimizle ilgili şeyler kurguluyordum. Tek bildiğim adı ve mesleğiydi, bayağı da bir araştırma yaptım ama bulamadım...Nesi bu kadar etkiledi?Bilmiyorum. İnsan yaşayacağı kaderi bir şekilde hissediyor galiba. O, benim kaderimdi. Sırf bu yüzden makyözlük yapmama rağmen, hostes olmaya karar verdim. O kabin memuruydu. Bu ona ulaşmak için bir yol olabilirdi...Oldu mu peki?Oldu. Hiç unutmuyorum Rusya’dan gelmiştik, uçağı yeni ekibe teslim ediyorduk ki, işte karşımda duruyor... 6 yıl sonra... Hâlâ aynı... Yakışıklı... Kalakaldım tabii. Gözlerimi gözlerinden alamadım. Ağzımdan, “Beni hatırladın mı?” kelimeleri çıktı. “Hatırladım” filan dedi ama hafif çapkın bir tavırla. Belli ki hatırlamıyor! Hiç hoşuma gitmedi. İçimden, “Keşke biraz daha ağır biri olsaydı” dedim. Ama sonra bir öğrendim ki, doğum günlerimiz de aynıymış! Dedim ki, “Kesinlikle bu adam benim kaderim! Ben bunu yaşamalıyım, 6 yıl sonra bulduysam vardır bir hikmeti...”Sizin bu 6 yıl içinde hiç mi sevgiliniz olmadı?Ciddi hiçbir şey olmadı, bakireydim hâlâ. Sonra bana mesaj attı, “Aramıza hoş geldin!” diye. Ve görüşmeye başladık. Bunca yıl ona platonik bir aşk beslemiş olmam, her yerde onu aramış olmam ve uçakta bulmam onu çok etkiledi. Biraz şaşkındı, “Hiçbir kadın bana böyle şeyler söylemedi” dedi.Niye anlattınız bunları ona? Etkilemek için mi?Yoo. Çok hoş bir adamdı, yaptığı iş de kabin memurluğu, bir sürü güzel kadın görüyor, bana sadık olabileceğini düşünmedim, o yüzden de anlatayım bari bitsin gitsin dedim. Ben ona, kaderin bizi birleştirdiğini anlattım. “Sen benim kavuşamadığım hayalettin” dedim. Tabii o da vuruldu sonra bana. Müthiş bir ilişkiydi. Her şey rüya gibi. O benim ilk erkeğimdi. Bir erkekte olması gereken her şey onda fazlasıyla vardı, inanılmaz zarif, romantik ve düşünceli. Ayaklarımı öper, severdi. Bir gün ayrı kalmak bile ölüm gibiydi, uçuşlardan sonra birbirimize koşardık.Ne kadar sürdü bu peri masalı?8 ay. Sonra siğillerimi keşfettim! Önce etbeni sandım. Doktora gittim, “Yok bunlar çok ciddi” dedi. HPV imiş. Yani Human Papilloma Virus. Erkekler taşıyıcı. Bir kere olunca da hiç geçmiyor. Bağışıklık sistemin düşünce, o siğiller hep yeniden çıkıyor. Uçuk gibi. Koltuk altında çıkanı var, bacakta çıkanı var. Benimki genital bölgemdeydi. Tabii feci bir şey. Düşün, hayatımdaki ilk cinsel birlikteliğimde oluyor bu. E tabii sarsıldım. Ama eşimi asla bu konuda suçlamadım.‘İsterse ölüm gelsin senden’Tedavisi yok muymuş?Yok. Sadece rahim ağzı kanseri aşısı olabiliyorsun. Her strese girdiğinde yeniden tekrarlıyor. O zaman da yaktırıyorsun. Normal yolla çocuk da doğuramıyorsun. Ona da bulaşabilirmiş. Ben de aşırı çocuk seven biriyim. Acayip moralim bozuldu tabii. Kimseye de bir şey söyleyemiyorum.Onu suçladınız mı?Asla. Hatta, uçaklarda 200 kişinin kullandığı tuvaleti kullanıyorum, belki o tuvaletlerdendir diye düşünüyordum ama gittiğim her doktor, “Partnerinizden bulaşmıştır” dedi. O, “Benim yüzümden” diye kendini suçladı, ben elini tuttum, “Saçmalama bunu da aşarız” dedim, “İsterse ölüm gelsin senden, fark etmez benim için” dedim. Ama bütün bunların üzerine hamile olduğumu öğrenmem işleri bozdu. Çünkü biz evliliği aramızda konuşuyorduk ama ortada çocuk meselesi yoktu. Hamile olduğumu öğrenince işler değişti, babalık ona ağır geldi, çünkü hazır değildi. İç dünyasında gel gitler yaşamaya başladı.‘Sadece 7 gece benimle uyudu’Ama böyle hissetmesi normal değil mi?Olabilir. Ben de üzerinde baskı kurmadım zaten. Sadece, “İster yanımda ol, ister olma, ister bana soyadını ver, ister verme, ben bu çocuğu doğuracağım. Çünkü benim bu hastalık yüzünden bir daha anne olma şansım çok az” dedim. Gerçekten de lanet bir hastalık bu, sinirlenip, delirip “Tabii ki evleneceksin benimle!” demişimdir belki, inkâr edemem çünkü hamileydim ve evlenmek zorundaydım.Sonra?Kavgalarımız devam ederken, sade bir nikâhla, geçen sene 24 Nisan’da evlendik. Ama zannetmeyin ki her şey güllük gülistanlık. Rahatsızlıklarım bitmiyordu. Teşhisi konamayan haller oluyordu. Titreme, kusma... Bu hastalık yüzünden psikolojim çökmüştü. Evlilik, hastalık ve bebek beni mahvetti. Resmen serumu çıkardım, nikâha gittim..Ne kadar evli kaldınız?O da ayrı mesele. Eşim sadece 7 gece benimle o evde uyudu. Gözümün içine bakan eşim birden bire değişmiş, eve gelmez olmuştu. “26 yaşında baba oluyorum hayatım bitiyor” düşüncesi onu mahvetti. Oysa, ben her şeyi hazırlamıştım, evi tutmuştum, eşyaları yerleştirmiştim, ev hazır, kadın hazır, bebek hazır... Bazı adamlara rahat batıyor. Kimdir?Z.İ. 24 yaşında bir hostes. Antalya’da yaşıyor. Babası subay emeklisi. Görevi sona erince Antalya’ya yerleşiyorlar. Babasının maaşı, iki çocuğunu birden okutmaya yetmediği için üniversiteyi yarıda bırakıyor, Sinema Televizyon’dan terk.