"700 dolara aldığımız kağıt bin 500 dolara çıktı; matbaacıların yarısı işini terk etti"

"700 dolara aldığımız kağıt bin 500 dolara çıktı; matbaacıların yarısı işini terk etti"

İthal kâğıda ve elektriğe gelen zamların ardından, zaten krizde olan matbaa sektöründeki pek çok işyeri kepenk kapatmaya başladı. Ankara Matbaacılar Odası Başkanı Hüseyin Gürbüz, “700 dolara aldığımız kağıt bin 500 dolarlara kadar çıktı. 3 buçuk aylık zaman diliminde oldu. Türkiye’de satış politikalarının değiştiği, TL ile malın satılmadığı dönemleri yaşıyoruz” dedi. E-faturaya geçilmesiyle birlikte Maliye Bakanlığı ile anlaşmalı matbaaların yarısının kapandığını belirten Gürbüz, “Türkiye genelinde 3 bin tane anlaşmalı matbaa bulunmaktaydı. Bu anlaşmalı matbaaların yüzde 50’si işini terk etti” diye konuştu.

Ankara Matbaacılar Odası Başkanı Hüseyin Gürbüz, sektörde yaşanan sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Gürbüz, şunları söyledi:

"Yerli ürün yok"

Dünyada kağıt üretiminin azaldığı söyleniyor. Bizim tedarikçilerimiz ve ithalatçılarımız, ürünü Türkiye’ye getiremediklerini beyan ediyorlar. 700 dolara aldığımız kağıt bin 500 dolarlara kadar çıktı. 3 buçuk aylık zaman diliminde oldu. Türkiye’de satış politikalarının değiştiği, TL ile malın satılmadığı dönemleri yaşıyoruz. Herkes, tedarikçilerimiz dolar üzerinden satış yapmaya çalıştılar fakat bizim matbaa sektöründe hiçbir ürünümüz TL ile satılmadı bugüne kadar. Bütün ürünlerimizin tamamı dışarıdan ithal edilmekte, yerli ürün yok. Kağıttan tutun boyamız, makinalarımızın tamamı dışarıdan ithal edilmekte.

"TL'nin ortadan kalkma durumu var"

Eskiden kağıtlar yine dolar üzerinden satılıyordu ama o günkü kur üzerinden TL’ye çevriliyordu. Şimdi TL’nin ortadan kalkma gibi bir durumu var. Tedarik ediyoruz ama çok nadir. İstediğimiz ürünü bulamıyoruz. İstediğimiz ürünü alamıyoruz. Kalite gidiyor. Türkiye’de sadece birinci hamur kağıt üretiliyor. O da selülozu dışarıdan gelmek kaydıyla. Yıllık 5 milyon tonun 300 bin tonu bizim ülkemizde üretiliyor. Onun dışında kağıtlarımızın tamamı dışarıdan ithal ediliyor.

"Yüzde 15 kapasite ile çalışmaktayız"

Belli dönemlerde ders kitaplarının basımı var. Türkiye’de o ders kitaplarıyla ilgili 100 bin tona yakın kağıt kullanılıyor. O kağıdın ihaleye çıktığı dönemlerde bazen bulunamıyor. Üretim azaldı. Fiyatlar birden yükselince müşteri iş yaptırmadı. Bizim matbaalarımız yüzde 15 kapasitesiyle çalışmakta. Vardiya dediğimiz olay vardı, bir yıldır kalktı. 8 saati dolduracak iş bulamıyoruz. Zaten eleman da bulunmuyor. Eleman yetişmiyor artık. Bizim elemanlarımızın tamamı güvenlikçi oluyor şimdi. Usta çırak ilişkisiyle yetişen eleman yok. Dünyanın en pahalı yatırımları matbaa yatırımları, buna rağmen eleman bulmakta zorlanıyoruz.

"Matbaaların yüzde 50’si işini terk etti"

Maliye Bakanlığı’nın son yıllarda e-fatura kararlarıyla birlikte matbaacılarımız çok mağdur durumdalar. Onların işi tamamen gitti. 1 Mart’tan itibaren alt tabanı 5 milyon olan normal fatura kesim işlemi 3 milyon liraya düşürüldü. O bile matbaacıların elinden bir sürü işin gitmesi anlamına gelir. Türkiye genelinde 3 bin tane anlaşmalı matbaa bulunmaktaydı. Bu anlaşmalı matbaaların yüzde 50’si işini terk etti. Ya tek kişi çalışıyorlar ya da eleman çalıştırmıyorlar. Örneğin kamyoncu e-faturayı nasıl kesecek?

"Patron tek başına çalışıyor"

Bizim buraya bin 400 lira gelen elektrik faturası 2 bin 800 lira… Buranın kirası 2 bin küsur lira. Elektrik matbaacılığın temeli. Biz, küçük ölçekli bir matbaayız. 150 kişilik matbaaya 30 milyon geliyorsa şu an da 100 milyon civarında bedel ödeyecek. 10 kişilik matbaada patron tek başına çalışıyor.”

40 yıldır matbaalarda usta olarak çalışan Ahmet Uslu ise son üç ayda kağıt ve elektrik fiyatlarında büyük artış olduğunu belirtti. Gazete matbaasında çalışan Uslu, yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi:

"Her şeyimiz pahalı"

“Üç ay evvel tonunu 600-700 dolara aldığımız gazete kağıdının fiyatı şu an bin 100 dolar. Bir tane kalıbın bize maliyeti 16-17 lirayken şimdi 35 lira. Elektrik parası da aynı. 700-800 lira gelen yer, 3 bin liradan aşağı gelmiyor. Her şeyimiz pahalı. Boyamız, hammaddemiz…

"Mecbur eleman çıkaracak"

Çalıştığımız yerlerle sözleşmeyi bir yılık yapıyoruz. Bir yıllık yaptığımız için o zamanki şartlarda günlüğünü 150 liraya anlaştın, şimdi 300 lira. Eleman çıkarmamaya çalışıyor ama şimdi şu şartlarda mecbur çıkaracak. Üç kişinin yaptığı işi şu anda 2 kişi yapacak diye uğraşıyor yani.

"Zarar etmeyeyim diye uğraşıyorsun"

 Türkiye’de kağıt üretimi yok, hep dışarıdan ithal. Toptancılardan alıyoruz. Şu an çoğu ebatlar bulunmuyor. Çeşit yok şu an. Hollanda, Rusya, buralardan geliyor kağıt. Bizim SEKA vardı. Onlar kapandıktan sonra bu hale geldi. Dışarıya bağımlı oldu. Kar etmiyorsun ki zarar etmeyeyim diye uğraşıyorsun. Elimdeki müşteriyi kaçırmayayım diye uğraşıyorsun, bir de o var. Ben yıllık sözleşme yapıyorum. Şu an kiminin 6 ay sözleşmesine günü var. Ama ben 300 liraya anlaştığım yerle şu an 600 liraya anlaşmam lazım ki o işi çıkarabileyim. Sözleşmeyi de bekleyeceğim, şu anda günü kurtarmaya çalışıyoruz.

"Makineler hurdaya satılıyor"

Handa yedi tane matbaa iki ayın içerisinde kapandı. Şu an bir tanesinin makinası sökülüyor. Bu tesis 1 trilyon (milyon) tutar ama bunu sattığınız zaman, hurdaya 200 (bin) liraya vereceksiniz. Hayat pahalı. Böyle gidecek, yapacak bir şey yok.” (ANKA)