Gezi Parkı direnişi ve Akil İnsanlar Heyeti toplantısı bugünkü köşe yazılarına yansıdı. Hürriyet'ten Mehmet Y. Yılmaz ve Sedat Ergin, Yeni Şafak'tan Ali Bayramoğlu, Zaman gazetesinden Ali Bulaç ve Mümtazer Türköne, Radikal'den Özgür Mumcu ve Tarhan Erdem, Taraf'tan Mustafa Paçal, Milliyet'ten Pelin Batu ve Fuat Keymen, Vatan'dan Okay Gönensin, Cumhuriyet'ten Emre Kongar'ın yazıları şöyle:
Mehmet Y. Yılmaz - Hürriyet
Bir provokasyonu dile dolamak
“CAMİDE bira içtiler” Başbakan’ın ağzında sakız hale geldi ve bu yolla inanmış insanlar kendileri gibi olmayanlara düşman hale getirilmeye çalışılıyor.
AB Bakanı Egemen Bağış, Gezi Parkı eylemcilerinin ne kadar kötü insanlar olduğunu ispat etmek için AB büyükelçilerine aynı şarkıyı çalmış. Ayakkabılığın üzerinde ezilmiş bira kutusundan başka bir şey gösterememiş ama!
Yazının tamamı için tıklayınız
Emre Kongar - Cumhuriyet
Üç Erdoğan
Doğan Akın, yönettiği t24 internet haber sitesinde, biri 18 Haziran, biri de 25 Haziran tarihli, çok önemli iki makale yazdı.
Bu makalelerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü eylem ve söylemlerini, Adalet ve Kalkınma Partisi programıyla ve muhalefetteki Recep Tayyip Erdoğan’ın kişiliğiyle karşılaştırıyordu.
Yazının tamamı için tıklayınız
Tarhan Erdem - Radikal
Başbakan'ın kanıtsız iddiaları
Başbakan, 'Yıpransın da ne olursa olsun' diyen zihniyet ile ilk kez mi karşılaştı? Başbakan, dört haftadır yaşananların bir oyunun, bir tuzağın parçası olduğunu söylemeye devam ediyor. Başbakan’ın bu görüşüne katılmadığımı yazmıştım.
Geçen haftaki konuşmalarında; dış finans güçlerinin, dışardaki açık ve gizli çalışan örgütlerin, iç ve dış bazı medya kuruluşlarının, Meclis’teki muhalefetin, Meclis dışındaki muhalefetin, olayları bazılarını birlikte bazıları ayrı ayrı planladığını, Gezi Parkı’ndan başlayarak 79 ilde, dün de devam eden gösterileri çıkardıklarını ve abartılı biçimde dünyaya yaydıklarını söylemişti.
Yazının tamamı için tıklayınız
Ali Bulaç - Zaman
Üçüncü hamle
Taksim-Gezi Parkı merkezli kalkışma provası sosyolojik temelini kaybedip belli odaklarla ilişkili örgütlerin alışageldiğimiz şiddet yüklü eylemlerine dönüştü.
Bu forma dönüşmesiyle “tehlike”nin de önemli ölçüde ortadan kalktığını söyleyebiliriz. Şimdi olayın çok yönlü boyutları üzerinde soğukkanlı düşünüp gerçekçi analizler yapmanın, doğru sonuçlar çıkarmanın zamanıdır. Kişisel değerlendirmeme göre olayın üç önemli boyutu var.
Yazının tamamı için tıklayınız
Özgür Mumcu - Radikal
Kubur fareleri
Başbakan küçük bir çevre protestosunu berbat bir yönetimle dev krize dönüştürdü. Herhalde bununla yüzleşemediği için suçlu arıyor. Sokaklarda insanlar yürüyor, parklarda insanlar buluşup tartışıyor. Başbakan ise yel değirmenleriyle savaşına devam ediyor. Don Kişot sevimli ama trajik bir roman kahramanıydı. Başbakan’ın mitinglerde söyledikleri ise sadece trajik.
Yazının tamamı için tıklayınız
Pelin Batu - Milliyet
Gurur tablosu
Yaz geldi, bikini haberleri penguen serinliğiyle verilirken on dört yaşındaki Berkin Elvan’ın hayati tehlikesi sürüyor. Uyandırmaya çalışıyorlar, uyanmıyor. Bilinci kapalı. Hastanede enfeksiyon kapmış. Figürler ne kadar güvenilmez olsa da 7959 kişinin yaralandığını, 59’unun durumunun ağır olduğu söyleniyor. 6’sının hayati tehlikesi bulunuyor. Sadece Gezi revirinde 1800 kişi ayaküstü tedavi edilmiş.
Yazının tamamı için tıklayınız
Sedat Ergin - Hürriyet
Bir Avrupalı dostundan Erdoğan’a mesajlar
AK Parti, 3 Kasım 2002 genel seçiminde sandıktan muzaffer çıkmıştı ama partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan siyasi yasaklı olduğu için milletvekili seçilip başbakan olma imkânından mahrum kalmıştı.
Erdoğan, o günlerde bu duruma içerlediği için kendisi ile dayanışma içinde olduğunu söylemek üzere Oslo’dan uçağa binip Ankara’ya gelen Norveçli parlamenter Thorbjorn Jagland’i hiç unutmamıştır.
Yazının tamamı için tıklayınız
Mustafa Paçal - Taraf
Avrupa’ya karşı oryantalist diklenme..
Başbakan’ın Avrupa Parlamentosu’nun (AP) gezi eylemleri nedeniyle vermiş olduğu “kınama” kararını “tanımıyoruz” açıklamasından sonra, AB Bakanı Egemen Bağış’ın “AB’nin bize ihtiyacı var, bizim yok, onlara bak git oğlum diyebiliriz” açıklaması, zaten fiilen donmuş olan Türkiye-AB ilişkilerinin iyice gerilmesine neden oldu. Başbakan’ın içteki gerginliği giderek artıran “kırıcı ve kışkırtıcı dili” ve davranışından, bu sefer de Avrupa nasibini almış oldu.
Yazının tamamı için tıklayınız
Ali Bayramoğlu - Yeni Şafak
Barış süreci: İkinci start…
Gezi Olayları barış sürecinin üzerini iyice örttü. Örtünün kalkmasının zamanı geldi. Nitekim Akiller Heyeti'nin Başbakan'la buluşması bunun startı oldu.
Marmara Bölgesi Akiller Heyeti'nde yer aldım, gezilere katıldım, temaslarda bulundum.
Yazının tamamı için tıklayınız
Mümtazer Türköne - Zaman
Anadilde eğitim: Sorunun nihaî çözümü
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin, Erbil’de yayımlanan Rudaw Gazetesi’ne verdiği mülakat, Kürt sorununun kökünden çözümü konusunda bir dönüm noktası olacak. Hocaefendi, herkesin uyması gereken temel prensibi bir pusula gibi önümüze koyuyor.
Temel haklar, pazarlık konusu yapılamaz. Allah’ın bahşettiğini, kul esirgeyemez. Bu prensipten, tam da bugün atmamız gereken çok ileri bir adım çıkıyor ve Hocaefendi bu adımı bizim adımıza cesaretle atıyor:
Yazının tamamı için tıklayınız
Okay Gönensin - Vatan
Bu aşamanın tek oyuncusu var
Barış sürecinde “ikinci aşama” adı verilen noktaya gelindi. Şimdi bulunduğumuz noktada bir tek oyuncu vardır, Hükümet ve sürecin “sahibi” Tayyip Erdoğan.
Gezi olaylarının bir “takıntı” alanına dönüşmesinin barış sürecinde el titremeleri yaratmasını, “ehem ile mühim”in karıştırılmasını isteyecek tek bir çevre vardır. O da seçimle iktidar olma ihtimalinin bulunmadığını bilen malum çevredir.
“İkinci aşama”nın tek oyuncusu olan Başbakan Erdoğan, Meclis’in yaz boyunca yapacağı çalışmalarla demokratik reformları ve zaten ne olduğu belli hukuki ayarları gerçekleştirmesini sağladığı takdirde üçüncü aşamaya gelinmiş olacak.
Yazının tamamı için tıklayınız
Fuat Keyman - Milliyet
Çözüm sürecinde hâlâ birinci aşamadayız
Başbakan, kapanış bölümünde yaptığı konuşmada, çözüm sürecinin ilk aşamasının hâlâ bitmediğini vurguladı. Hâlâ çözüm sürecinde ilk aşamadayız ve bu ekim ayına kadar sürecek gibi. Önümüzde zorlu bir yaz var gibi...
Yazının tamamı için tıklayınız