İspanya'ya bağlı Katalonya Özerk Bölgesi, Madrid yönetiminin engellemelerine rağmen 1 Ekim Pazar günü referanduma gitmeye hazırlanıyor. Madrid'in uyguladığı yöntemler özellikle özerk bölgenin başkenti Barcelona'da protesto ediliyor. İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un referandumun önüne geçmek için aldığı kararlar ülkenin "diktatörlük dönemi" uygulamalarına benzetilirken ülke son yılların en büyük siyasi kriziyle karşı karşıya.
Katalonya Özerk Bölgesi Başkanı Carles Puigdemont referandum öncesi Avrupa Birliği'ni (AB) eleştirdi. Puigdemont, AB'nin, İspanya hükümetinin Katalan halkının temel haklarını ihlal etmesi karşısında sessiz kaldığını söyledi. Puigdemont, "Avrupa Birliği (Katalan halkının serbestçe toplanma ve ifade özgürlüğü haklarının kısıtlanması konusunda) hiçbir şey söylemedi. Ancak Türkiye ve dünyanın diğer bölgelerinde bu haklar kısıtlandığında çok cesurlar" ifadesni kullandı.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani ise Perşembe günü yaptığı açıklamada Katalonya'daki referandumun yasa dışı olduğunu söylemiş ancak soruna siyasi çözüm bulunması için çalıştığını belirtmişti.
Katalonya'da düzenlenmesi planlanan referandumla ilgili bilinmesi gerekenleri 8 soruda inceledik.
1) Katalonya neden bağımsızlık referandumu düzenlemek istiyor? 2) Katalonya'nın ekonomik anlamda 'İspanya'yı sırtladığı' iddiası doğru mu? 3) Yargısal açıdan referandumun önünde engel var mı? 4) İspanya hükümeti referandumu engellemek için neler yapıyor? 5) Katalanlar İspanya hükümetinin önlemlerine nasıl yanıt veriyor? 6) Avrupa Birliği Katalonya'nın referandum talebine ne diyor? 7) Referandumdan nasıl bir sonuç çıkması bekleniyor? 8) Referandumdan sonra ne olması bekleniyor?
Katalanlar, İspanya'nın farklı özerk bölgelerinde de olduğu gibi kendine özgü bir dile, tarihe ve kültüre sahip.
Bölgenin ulusal günü olarak kutlanan 11 Eylül, Barcelona'nın 1714 yılında Kral 5. Felipe tarafından ele geçirilmesini ve bağımsızlığın kaybedilmesini anmak üzere düzenleniyor.
Barcelona'nın daha fazla siyasi bağımsızlık için bastırması 1930'lu yıllarda yaşanan İç Savaş'ın da önemli nedenlerinden biriydi.
İç Savaş, General Franco'nun diktatörlüğüyle sona ermişti.
Franco'nun 1975 yılında hayatını kaybetmesinin ardından İspanya demokrasiye geçiş yapmış, Katalonya da dili tanınan özerk bölgelerden biri haline gelmişti.
Ancak Katalonya siyasi açıdan daha çok bağımsız olmak talebinde.
Özellikle 2008 yılında bütün dünyayı etkisi altına alan finansal krizin İspanya ekonomisini de sarsması, ülkenin ekonomik açıdan güçlü bölgelerinden biri olan Katalonya'nın bağımsızlık talebini daha güçlü bir şekilde dile getirmesine yol açtı.
Bölgede Kasım 2014'de düzenlenen ve resmi olmayan referanduma göre 5,4 milyon seçmenden 2,2 milyonu sandığa gitti, oy kullananların yüzde 80'i bağımsızlıktan yana tavır aldı.
2015 yılında düzenlenen yerel seçimlerde ise Katalan parlamentosuna ağırlığını koyan ayrılıktan yana partiler, 18 ay içinde referandum düzenleneceğini açıkladı.
Eylül ayının başında yapılan oylamada, Katalan parlamentosu 1 Ekim'de bağımsızlık referandumu düzenleme kararı aldı.
İspanya'nın en zengin bölgelerinden biri olan Katalonya, ülke nüfusunun yüzde 16'sını, gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) ise yüzde 19'unu oluşturuyor.
Genel kanı merkezi hükümetin bölgeye aldığından daha azını verdiği yönünde.
2014 yılının verilerine göre Katalonya'nın İspanya ekonomisine vergilerle yaptığı katkı, yatırımlarla aldığından 9,89 milyar euro daha fazla.
Katalonya'ya İspanya devletinin yaptığı devlet katkısı ise 2003 yılında bütçenin yüzde 16'sı iken bu rakam 2015'te yüzde 9,5'e düştü.
İspanya Anayasası, ülkenin bölünemez olduğunu ortaya koyuyor.
Başbakan Mariano Rajoy'un Katalonya Parlamentosun'un referandum kararına karşı çıkması üzerine İspanya Anayasa Mahkemesi, bağımsızlık referandumunu askıya almıştı.
Anayasa Mahkemesi, aynı zamanda geçtiğimiz günlerde referandum için çalışma yürüten yerel yöneticilere günlük 12 bin euroya (yaklaşık 50 bin TL) kadar ceza verilmesine hükmetti.
Katalan hükümeti binalarına gerçekleşen baskınlarda ise 10'dan fazla siyasetçi gözaltına alındı.
İspanya'da savcılar, referandumu destekleyen 700'den fazla yerel yönetici hakkında soruşturma başlatmış durumda.
Yüksek Mahkeme ise ulusal ve bölgesel güvenlik güçlerine Pazar günü oy verme işlemiyle ilişkili herhangi bir etkinliği engelleme yetkisi verdi.
Madrid yönetimi, referandumun düzenlenemeyeceğine yönelik mahkeme kararını tanımayan Katalan liderlerin yasaları çiğnediğini savunuyor.
İspanya Başbakanı Rajoy, referandumun yasaya ve demokrasiye aykırı olduğunu savunarak kararı "kabul edilemez bir itaatsizlik eylemi" olarak nitelendiriyor.
Referandumun engellenmesi için Katalan yetkililer gözaltına alındı, oy pusulalarına el konuldu, bölgesel yönetim binalarına baskınlar yapıldı.
İspanya bölgeye gemilerle en az 6 bin polis gönderdi.
10 milyon oy pusulasına el konurken Katalan bağımsızlığı ile ilgili yayın yapan internet siteleri yasaklandı.
Katalan polis gücü olan Mossos d'Esquadra'ya referandum hazırlıklarının engellenmesi emri verildi.
İspanya merkezi hükümeti, Katalan yönetiminin finansal kaynaklarına referanduma bütçe ayrılmaması için el koydu.
Katalan hükümetinin başkanı olan Carles Puigdemont, referandum düzenlemenin bir suç olmadığını açıkladı.
Puigdemont, Katalanların akıllı telefonlarındaki uygulamalardan oy kullanması için Twitter'dan duyuru yaptı.
Vols saber on has d'anar a votar? Baixa't l'app #1Oct (per Android) i actualitza-la cada dia per rebre novetats https://t.co/LK3lTyXduZ pic.twitter.com/zWgZuMlveX
— Carles Puigdemont (@KRLS) 27 Eylül 2017
Özellikle Barcelona sokaklarında eylemler düzenlenirken referandum yanlısı Katalanlar yazıcılarla oy pusulaları hazırladı.
Pazar günü okulların açık kalması ve sandıkların kurulması için ise bağımsızlık yanlısı Katalanlar organize oluyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, hem İspanya Anayasa Mahkemesi'nin kararına hem de referandumdan çıkacak bağımsızlık yanlısı karara saygı duyacaklarını söyledi.
Juncker, bağımsız bir Katalonya'nın ise AB'ye tekrar başvuruda bulunması gerektiğini aktardı.
Podemos'tan seçilen Barcelona Belediye Başkanı Ada Colau ise AB'ye yazdığı açık mektupta Madrid ve Barcelona arasındaki anayasal krize arabuluculuk etmesi çağrısında bulunmuştu.
Katalonya'da bağımsızlık referandumuna yönelik yapılan anketlerin sayısı fazla olmasa da Katalan hükümeti tarafından Temmuz ayında yapılan bir anket, seçmenlerin yüzde 41'inin bağımsızlığı desteklediğini, yüzde 49'unun ise buna karşı çıktığını ortaya koymuştu.
Bölgede Kasım 2014'de düzenlenen ve resmi olmayan referanduma göre 5,4 milyon seçmenden 2,2 milyonu sandığa gitti, oy kullananların yüzde 80'i bağımsızlıktan yana tavır aldı.
İspanya'nın önde gelen iki partisi Halk Partisi (PP) ve İspanyol Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) her ne kadar referanduma karşı çıksa da merkezi hükümetin uyguladığı baskı, sokaklara referandumun düzenlenmesi talebinin yansımasına yol açtı.
[Katalonya Başkanı Carles Puigdemont] Telif hakkıREUTERS Image captionKatalonya Başkanı Carles Puigdemont
Katalonya Parlamentosu'nun geçirdiği yasaya göre, referandum sonuçları bağlayıcı olacak.
Eğer sandıktan bağımsızlık kararı çıkarsa, sonuçların açıklanmasından iki gün sonra Katalan parlamentosunun bir araya gelip bağımsızlık kararını açıklaması gerekiyor.
Katalan hükümetinin başında olan Puigdemont, sandıktan bağımsızlık çıksa bile tek başına bu kararın açıklanmayacağını belirterek Madrid'i bu konuda masaya oturmaya davet etti.
İspanya Ekonomi Bakanı Luis de Guindos ise referandumun gerçekleşmeyeceğini, Madrid'in daha fazla para ve finansal özerklik sunmayı kabul edeceği anayasal değişikliklerin yapılabileceğini söyledi.
Ancak Pazar günü güvenlik güçlerinin oy kullanılmasının önüne geçmesi halinde özellikle Barcelona sokaklarının karışmasından endişe ediliyor.