'80 TL'si olana aynı gün ultrason, olmayana 6 ay sonraya randevu!'

'80 TL'si olana aynı gün ultrason, olmayana 6 ay sonraya randevu!'

Hürriyet yazarı Yalçın Bayer’in köşesinde yer verdiği bir okuyucu mektubunda Ankara’da bir üniversite hastanesinde ultrason hizmetinde çifte standart yapıldığı iddia edildi. Ahmet Şükrü Gürhan imzalı mektuba göre, hastanede parası olmayanlara ultrason için 6 ay sonrasına randevu veriliyor. Ancak hastalar 80 TL’lik ödemeyi yaptığı takdirde, ultrason aynı gün içinde çekilebiliyor. Mektuba göre, hastaların durumunun ciddiyeti de uygulamaya engel olmuyor.

Yalçın Bayer’in Hürriyet gazetesinin bugünkü (7 Temmuz  2015) nüshasında, “İkramiye sözünü unutmayın” başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:

 

Ultrasona 6 ay sonraya randevu

 

Ankara'nın göbeğinde randevulu sistemle çalışan, binası bakımlı, temiz, hani inanın pek de kalabalık olmayan bir üniversite hastanesi, bu hastanede ultrason çekimi için 6 ay sonraya randevu veriliyor, hem de bu hasta kanser hastalığı geçirmiş ve karın fıtığı ile ilgili ameliyat olacak. Yani rasgele bir vaka değil. Bunlar yetmedi, asıl acınacak durumu söyleyeyim, 'para yatırılırsa ultrason çekimi aynı gün içinde oluyor',(80 TL civarında bir para). Yani 80 TL yatırarak insan oluyorsunuz. Bundan 20 yıl önce Kemal Kılıçdaroğlu dönemi SSK hastanelerini malzeme yapanlar, ekranlardan eksik olmayanlar şimdi, yani 20 yıl sonra bir gitsinler bakalım hastanelere (ama torpilsiz, ama korumasız) sabahın 6'sında başlayan kuyruklar, koridorlarda uyuyan hastalar, vatandaşa fırça atan memurlar, çaresiz doktorlar. Sağlığa iyi yatırım yapıldı arkadaşlar, evet süslü binalar, taşeron sistem güvenlik, taşeron sistem temiz mekânlar, ama vatandaş yine kuyrukta, yine çaresiz, üstelik de hasta ve bakıma muhtaç. Harcadığınız paralar insan refahına katkı sağlamazsa, onun yaşam düzeyini iyileştirmezse neden harcarsınız o paraları muhteremler. Şimdi yeni hükümet kurulacak ve yeni bir sağlık bakanımız olacak, süslü koltuk ve çerez parası makam arabası zaten mevcut, helal olsun ama bu sorunlara çare bulamadığımız sürece insanların 'çaresizlik düzeyi' artıyor. Bakınız bir başka konu, maalesef Manisa'da açık kamyonete binen insanlarımız trafik kazasında öldüler, 15 kişi... Kişi başına milli geliri kâğıt üstünde yükselten ey siyasilerimiz, dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde açık kamyonetle insan taşınır, bunların gelir düzeyi sizin açıkladığınız gibi olsa idi üç kuruş yevmiye ile tarlada çalışmaya giderken ölürler miydi, insaf insaf.   

Ahmet Şükrü Gürhan