"9 maddede Adil Öksüz'ü kurtarma operasyonu..."

"9 maddede Adil Öksüz'ü kurtarma operasyonu..."

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin kilit isimlerinden, firari Adil Öksüz ile ilgili olarak "Adil Öksüz’ün sadece darbe planlarını götürmediği, darbeden önce eşi ve çocuklarını da ABD’ye yerleştirdiği ortaya çıktı. ABD’ye kaçmayı başardıysa ailesiyle mutlu ve mesut bir şekilde yaşıyor olabilir" dedi.

"Adil Öksüz’ün, darbeden sonra yakalandığı halde yargının elinden kaçırılması, esrarengiz olaylardan biri olma özelliğini koruyor" ifadesini kullanan Selvi, Ankara Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç’in konuya ilişkin olarak hazırladığı iddianameden bazı bölümleri "9 maddede Adil Öksüz'u kurtarma operasyonu" başlığı altında okurlarıyla paylaştı. 

Selvi, "Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler'in "Bu kadar yüksek bir eğitim ve uzun bir kariyerin sonucunda iyi polis-kötü polis taktiğinin iyi polis rolünü üstlenmiş" ifadesiyle andığı ve darbe girişimi sonrası tutuklanan eski Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) üyesi orgeneral Akın Öztürk ile ilgili olarak da "Akın Öztürk olayı çok baş ağrıtacak" görüşünü dile getirdi.

Abdulkadir Selvi'nin "15 Temmuz’un esrarengiz ilişkileri" başlığıyla yayımlanan (12 Temmuz 2017) yazısı şöyle:

ADİL Öksüz, 12 Temmuz günü 15 Temmuz’un darbe planlarını ABD’ye götürmüş, Gülen’in onayını aldıktan sonra 14 Temmuz günü Türkiye’ye dönmüştü.

Adil Öksüz’ün sadece darbe planlarını götürmediği, darbeden önce eşi ve çocuklarını da ABD’ye yerleştirdiği ortaya çıktı. ABD’ye kaçmayı başardıysa ailesiyle mutlu ve mesut bir şekilde yaşıyor olabilir.

Adil Öksüz, darbe girişiminin en kilit isimlerinden biriydi. 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde darbecilerle Gülen arasındaki köprüydü. Adil Öksüz’ün, darbeden sonra yakalandığı halde yargının elinden kaçırılması, esrarengiz olaylardan biri olma özelliğini koruyor. Ankara Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç’in hazırladığı iddianame ışığında madde madde Adil Öksüz olayı...

9 maddede kurtarma operasyonu

1- 15 Temmuz darbesi için 1 Kasım seçimlerinden sonra harekete geçiliyor. Adil Öksüz, 27 Aralık 2015 tarihinde Ankara’ya gelerek, darbeci askerlerle 12 toplantı yapıyor.

2-  Kemalettin Özdemir tarafından 2012 yılında, devlete FETÖ’nün asker imamı olarak ismi verilen Adil Öksüz’ün izlenmediği anlaşılıyor. Adil Öksüz, izlense darbe çözülürdü. Adil Öksüz elden kaçırılmasa darbenin arkasındaki ilişkiler ağına ulaşılırdı. Her ikisi de yapılmadı.

3- Adil Öksüz, 16 Temmuz günü yakalanıp getirildiği Akıncı Kışla Jandarma Karakolu’nda polis memuru Serter Koçak tarafından teşhis ediliyor. Emniyet istihbaratta görevli Bilge Kağan Köksal’a sorduğu Adil Öksüz’ün FETÖ’nün mahrem imamlarından olduğunu öğrenen Serter Koçak, herkesin duyacağı şekilde, mahrem imam olduğunu ilan ediyor.

4-  Serter Koçak, Adil Öksüz’ün FETÖ’nün mahrem imamı olduğu bilgisini Ankara Emniyeti’nde üst amiri olan Gökhan Yücel’e iletiyor. Gökhan Yücel ise bu bilgiyi Ankara Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Alp Arslan’a ulaştırıyor. Alp Arslan, bu bilgiyi Ankara Emniyet Müdürü ve vali ile paylaşmıyor. Ayrıca gereğini de yapmıyor. Ne oluyor?

5- Yeşilçam’a senaryo yazsanız ancak bu kadar olur. Adil Öksüz’le ilgili her şey ortaya çıkmış. Yetmemiş Adil Öksüz’ün tuvalette peçetelerin arasına sakladığı GPS cihazı Astsubay İsmail Uçar tarafından bulunuyor. Adil Öksüz bu cihazı ABD’ye gittiğinde aldığını söylüyor.

6- Ankara Emniyet’e götürülmek üzere polis aracına bindirilen Adil Öksüz, Erhan Cihangir isimli polis memuru tarafından araçtan indiriliyor.

7-  Akıncı Kışla Jandarma Karakolu’ndan bu kez Adil Öksüz’ün de aralarında yer aldığı 11 kişi İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürülecek oluyor. Bu kez Hakan Kutluaracın dolu olduğunu belirterek Adil Öksüz’ü almıyor.

8- Adil Öksüz’ü kurtarma operasyonu götürüldüğü Ankara Batı Adliyesi’nde de devam ediyor. Savcılığa teslim edilirken, üzerlerinden çıkan eşyalarla ilgili tutanak tutulmuyor. Ama adliye nezarethanesindeyken Kazan Kışla Jandarma Karakol Komutanı Osman Gök’ün talimatıyla, cep telefonu bulunarak Adil Öksüz’e veriliyor. Adil Öksüz o kadar rahat ki, “O telefon değil, öbürü” diyor. Bu kez ikinci telefonunu veriyorlar. Adliye nezaretinde telefonla ulaşması gereken yerlere ulaşması sağlanıyor.

9-  Savcılığa verilen listede Adil Öksüz’ün ismi askerler arasında yer alıyor. Jandarma karakolunda FETÖ’nün mahrem imamlarından olduğu ortaya çıkmasına rağmen, savcı ve hâkimliğe bildirilmiyor, üzerinden çıkanlarla ilgili tutanak teslim edilmiyor. Ama ne oluyor? Serbest bırakılınca üzerinde çıkanlar kendisine teslim ediliyor, “Bir eksiğin çıkarsa bizi ara” diyerek telefon numarası veriliyor. O da öylesine fütursuz ki, daha sonra arayıp Hava Kuvvetleri amblemi işlenmiş saatini soruyor.

Akın Öztürk olayı

Bir de Akın Öztürk olayı var. Jandarma Genel Komutanı Org. Yaşar Güler’in, “İyi polis rolünü üstlenmiş” dediği eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’e bir mim koyun derim. Akın Öztürk olayı çok baş ağrıtacak.

Hazırlığı 8 ay süren darbe girişiminde FETÖ’cüler, yola çıkarken kimlere umut bağlamışlardı? 15 Temmuz gecesi, “Tayyip mi, FETÖ mü başarılı olacak” diye bekleyenler kimlerdi? Gece 23.00-03.00 arasında izlemeyi tercih edip, “Erdoğan’ın kazandığını görünce” birliklerinin başına geçenler kimlerdi?

Hepsi ve tamamı bir gün yazılacak.