AA Genel Müdürü Öztürk'ten EANA'ya mektup ANKARA (A.A)

-AA Genel Müdürü Öztürk'ten EANA'ya mektup  ANKARA (A.A) - 29.10.2011 - Asya Pasifik Haber Ajansları Birliği (OANA) Dönem Başkanı, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, OANA üyelerinin ardından Avrupa Haber Ajansları Birliği (EANA) üyelerine de mektup gönderdi. Öztürk, EANA'nın gelecek yıl düzenlenecek bahar konferansında veya Genel Kurul Toplantısı'nda, Kaddafi'nin öldürülüşüne ilişkin görsellerin yayınlanış şeklinin ele alınarak tartışılmasını önerdi. Kemal Öztürk, Muammer Kaddafi'nin vurularak öldürülüşünü gösteren görsellerin dünya medyası tarafından filtre uygulanmadan geniş biçimde kullanılmasına ilişkin EANA üyelerine mektup gönderdi.  Mektubunda, ''Zalim ya da diktatör, her insanın, ölümünde kişisel mahremiyet hakkına sahip olduğuna'' dikkati çeken Öztürk, dünya çapında benimsenmiş medya etik ilkeleri, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi, Lahey Adalet Divanı, ABD 1994 Uluslararası Basın Etik Kuralları, Yugoslavya savaş suçları mahkemesi kararları, tüm dinler ve inançların da bir insana bu asgari saygıyı gösterilmesinin gerekliliğine işaret ettiğini ifade etti.  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ndeki ''Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez'' maddesini anımsatan Öztürk, şunları kaydetti: ''Savaşta bile herkese, kendisine yöneltilen suçlara karşı adil ve açık bir mahkemede savunma hakkı verilmiştir. Uluslararası birçok medya kuruluşunun yayın ilkelerinde kişilerin mahremiyetinin korunması ve ölülerin onuruna saygı öngörülmektedir. Medya kuruluşları, idam cezalarının infazını, insanların öldürülüşünü gösteren sahnelerin yayınlanmasını doğru bulmazken, 'yüzlerin, ağır yaraların ya da diğer şiddet izlerinin yakın çekimlerini göstermekten kesinlikle kaçınılmalı' demektedir.''  -''Görseller 'ölüm pornografisi' diye nitelendirilebilir''- Kemal Öztürk, mektubunda, Kaddafi'nin vurularak öldürülüşünü gösteren insanlık onurunu zedeleyen görsellerin dünya medyası tarafından filtre uygulanmadan geniş biçimde kullanılmasının, dağıtılmasının ve yayınlanmasının son derece rahatsız edici, medya ahlak kurallarını çiğneyen bir hareket olduğunu vurguladı.   Yıllar önce Kaddafi'nin Lockerbie faciasındaki kurbanlarının insanın kanını donduran fotoğraf ve görüntüleri medyanın ortak aklı ve insan mahremiyetine saygı ilkesinden hareketle kamuoyuna aktarılmadığını ve yayınlanmadığını hatırlatan Öztürk, şöyle devam etti: ''Ancak aynı kurallar şimdi Kaddafi'nin ölümünü gösteren görseller için uygulanmadı. Medya kuruluşlarının evrensel olduğunu iddia ettiği ilkelere ne oldu ve Kaddafi ile çocuklarının linç görüntüleri söz konusu olduğunda neden uygulanmadı? 'Ölüm pornografisi' diye nitelendirilebilecek görseller, dünya çapında birçok önde gelen gazetenin baş sayfalarında, televizyon kanallarında geniş biçimde yayınlandı. Maalesef uluslararası haber ajansları da rekabet yarışı içinde bu görsellerin dağıtım ve yayılmasına yardımcı oldu. Anadolu Ajansı olarak biz, bu fotoğraf ve görüntüleri yayınlamayı reddettik. Bizler, bu görselleri aşırı rahatsız edici, insan hakları ve medya ahlakına aykırı gördük.'' -''Görseller, kültürel yönden de duyarsız ve hakaret edici''- Görsel imajların insanlık tarihinin ortak hafızasının biçimlenmesinde önemli etken olduğunu vurgulayan Kemal Öztürk, mektubunda şu görüşlere yer verdi: ''Kan, vahşet ve insanlığa yakışmayan görüntüler, hem haberin odak noktasını değiştirmekte hem de insan yaşamını değersizleştirmektedir. Bu tür görseller insanları nefrete ve daha fazla şiddete yönlendirmektedir. Bu görselleri kültürel yönden de duyarsız ve hakaret edici bulmakta ve tüm dünyada Müslümanları gayri-medeni, vahşi ve barbar olarak göstermeye çalışan haksız ve yanlış anlayışı zihinlere pekiştirme gayreti olarak görmekteyiz.'' -Konuyu Avrupa Haber Ajansları Birliği üyelerininde tartışmasını öneriyorum - Öztürk, OANA Dönem Başkanı olarak tüm üye ajanslara bu tür sahnelerin haberleştirilmesi ve görüntülenmesine ilişkin yayın ilkelerini, yeniden gözden geçirme çağrısında bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: ''Avrupa Haber Ajansları Birliği üyelerine de ilk fırsatta, gelecek yıl düzenlenecek olan bahar konferansında veya Genel Kurul Toplantısı sırasında bu konunun EANA tarafından da ele alınmasını, tartışılmasını öneriyorum. Haber ajansları olarak son yıllarda tartışmalarımız hep yeni teknolojiler ve yeni medya platformları üzerinde yoğunlaştı. Ancak yeniden, asıl ana işimiz olan habercilik konusuna dönerek terör, şiddet, ayaklanmalar, farklı etnik ve dini gruplar arasında savaşlar ve doğal felaketler karşısındaki tavrımızı, habercilik anlayışımızı ele almamızın zamanı gelmiştir.''