AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, temaslarda bulunmak üzere geldiği Brüksel'de AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüştü. Görüşme sonrası basın açıklaması yapan Çelik, "Kıbrık ile son çözüm fırsatı kaçırıldı" dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, temaslarda bulunmak üzere Belçika'nın başkenti Brüksel'e geldi. Bakan Çelik, temasları kapsamında AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüştü. Görüşmede Türkiye'nin AB ile ilişkileri ele alındı.
Bakan Çelik, görüşme sonrasında basın açıklaması yaptı.
Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Türkiye o zaman destekledi. Türkiye’ye verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. Bazı şeyleri hatırlattım. Rum tarafının Anoses ile ilgili şeyleri getirmesi iyi olamadı. Güney Kıbrıs bir Avrupa devletidir. Türkiye de bir cemaat devletidir, şeklindeki bir anlayış kabul edilemez. Kıbrıs’ta son çözüm fırsatı kaçırıldı.
"Türk askeri orada insanların barış halinde yaşaması için bulunmaktadır. Pozitif sinyaller alınıyordu. Güney Kıbrıs’ta seçimlerin yaklaşmasıyla galiba sorunlar oluşturdu.
"İlk defa bir Avrupa platfomunda saygı duruşu oldu şehitlerimiz için. Basın konusunda eleştiri yapıyorlar. Ben de fasılları açın çözüm getirelim dedim. Hem fasılları açmayacaksınız hem de eleştiri yapacaksınız. Bu AB için bir çıkmazlıktır.
"FETÖ ve PKK ile ilgili mücadelemiz sürüyor. OHAL’in zorunlu olduğu tekrar vurgulandı. Biz AB’de PKK destekli bir şey görmek istemiyoruz. Sürekli DEAŞ gündeme getiriliyor. Onlara karşı etkili mücadeleyi biz veriyoruz.
Türkiye’ye gönderilecek mali destek konusunda çok zayıflık oldu. Türkiye’de çok sayıda mülteci var. İnsani yardım durumuna gerekli mekanizmaların üretilmesi gerekiyor. Bir zirve gerçekleşmesi için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. ABD ile Avrupa arasında bir takım ayrılıklar var. Körfez ülkelerinin yaptıkları karşısında güçlü bir yaklaşım gerekiyor.
"Türkiye ve AB’nin özü katılım müzakereleridir. Katılım müzakereleri olamazsa diğer konular söz konusu olmayacak.
"Türkiye’nin bütün dünyanın mali, ahlaki yükünü tek başına çeken ülke olarak diğer ülkelerin yardım etmesi gerekiyor. Bu insani dram konusunda yardım için kaçınmamaları gerekiyor. AB’nin büyük meselesi AB içindeki büyük ülkelerin iç çekişmesi oluyor. AB’nin ilk defa içe kapandığı dönemdir. Krizleri sadece erteleyerek çözüyor. Avrupa tek başına karar alamıyor ve birlikte hareket etme refleksin kaybediyor.
"AB’nin iç krizinin çözülmesi bazı reformalar ihtiyacı var. Göç meselesinde bazı şeyleri göremediler. AB, 19. yy’deki gibi davranmaya başladılar. Bir zaman vizyon sahibi olan AB siyasi liderliğini kaybediyor.
"Vize anlaşması, fasılların açılması hepsi bir paket. Fasılların açılması ve mali yardımları AB ihlal ediyor. Mali yardım konusunda ise gereğini yapmıyor.
"FETÖ bazı ülkelerle bağlantı içerisinde. Toplumun bir takım duyarlı alanlarına yanaşarak başka bir yüz altında iş yapıyorlar. Bunları geçmişte Türkiye’de de yaptılar. Bu örgütün üst düzey yöneticilerini himaye etmek DEAŞ yöneticisini himaye etmekten farkı yok. Siyaset dediğin şey konuşmak ve sorun çözmek için vardır.
"Türkiye bir Avrupa devleti. AB’nin diğer devletlerle arasındaki ilişki Türkiye ile aynı olamaz. Bazı ülkeler bunlara gelip Türkiye’ye karşı sert bir tutum alın diyorlar, bazıları da bize gelip ikili ilişkilerimizi geliştirelim diyorlar. Burada sürekli bir ikilem oluyor. Artık 19 .yy’de değiliz. Avrupa’nın tabi sınırı Türkiye sınırlarıdır. Göçü Türkiye olmadan yönetin. Türkiye olamadan bazı şeyleri yönetmeleri zor."