AB Bakanı: PYD'nin DAEŞ'e karşı savaştığı yalanı da çöktü

AB Bakanı: PYD'nin DAEŞ'e karşı savaştığı yalanı da çöktü

Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik kara ve hava harekâtına ilişkin olarak, "Bu operasyon PYD'nin DAEŞ'e karşı savaştığı yalanını da ortaya çıkarmıştır. Türkiye, DAEŞ'e karşı mücadele ederken bir tek PYD'nin sesi yükseliyor. Bu bir taktik yaklaşımıdır, bu kadar rahatsız olması bir şeyi daha ortaya çıkarıyor. Tamamen Suriye'nin toprakları içinde oluşum oluşturmak için taktiksel bi yaklaşım içindedirler" görüşünü dile getirdi.

Bakan Çelik, "Vize serbestisi için net tarih yoksa anlaşma olmaz. Daha önce yaşadık, verilen sözlerin tutulmaması nedeniyle geri kabul anlaşması gibi uygulamaları kesinlikle hayata geçirmeyeceğiz" açıklaması yaptı.

Bakan Çelik, Alman mevkidaşı Michael Roth ile ortak basın açıklaması yaptı.

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Tabii ki Türkiye kendi değerlerine sahip çıkacak güce ve kapasiteye sahiptir. Bu ziyaretlerin sembolik bir anlamı olabilirdi, dünyanın krizden geçtiği dönemde Türkiye kendi demokrasisine bu kadar sahip çıkmışken tüm bölgeye güçlü mesajlar verilmesi söz konusu olabilirdi. Özellikle Ortadoğu'nun krizden geçtiği dönemde böyle mesajlar kıymetli olurdu. Bu darbe girişimiyle görülmüştür ki Türkiye birinci sınıf demokrasiye sahiptir. Türk halkı, tankların, F-16'lara karşı direnmiştir.

Yabancı basında, biz onlara haber diyemiyoruz, kara propaganda Cumhurbaşkanımız hakkında "diktatör" gibi ifadeler kullanılıyor. Dünyada insanlar diktatörlere karşı tankların arkasında dururken Türk halkı tanklara direnmiştir. Şehitlerimiz tanklara karşı, savaş uçaklarına karşı demokrasimizin arkasında durmuştur.

TBMM bombalanmıştır ancak milletvekilleri kendi parlamentolarına sahi çıkmıştır. Cumhurbaşkanı ölümü göze alarak tüm tehditlere rağmen İstanbul'a gelmiştir. Başbakanımız yine gerekli emirler vererek mücadeleyi yürütmüştür. Türk halkı, Türkiye'nin darbe tarihini temize çekmiştir. Biz tabii AB'deki pek çok siyasetçinin Türkiye'ye karşı olumsuz yaklaştığını biliyoruz.

Özellikle karşı karşıya olduğumuz göç krizi karşısında iş birliği yapmamız gerektiği açıktır. Suriye'de ciddi bir politika konulamamasının neticesinde ciddi bir kriz ortaya çıkmıştır. Türkiye insanlık yapmıştır ancak AB ülkeleri 200-300 kişiyi bünyelerinde barındırmak için referanduma gitmektedir. Sayın mERKEL'in de isabetle açıkladığı gibi Türkiye-Almanya iş birliği, tarihin en büyük krizinin aşılmasında büyük rol oynamıştır. Daha önce yaşadık, verilen sözlerin tutulmaması nedeniyle geri kabul anlaşması gibi uygulamaları kesinlikle hayata geçirmeyeceğiz. Üstüne bir de Türkiye eleştiriye tabi tutulmuştur. Almanya ile çok önemli ilişkilerimiz var, bu ilişkilerin ivme kazanması her bakımdan önemli olacaktır. BREXIT sonrası AB'nin nasıl şekilleneceğinin tartışıldığı döneme girmiş bulunuyoruz. Mevkidaşıma, bu kritik zamanda yaptığı ziyaretten dolayı teşekkür ediyorum.

Türkiye DAİŞ'e karşı ciddi bir mücadele içindedir. DAİŞ denen örgüt, insan hayatını, insan haklarını tehdit etmektedir, bu örgütün bertaraf edilmesi Türkiye'nin öncelikleri arasındadır. AB ülkelerinden bu mücadeleye destek gelmiştir. Bu, hiç kimsenin iç işlerine müdahale değildir, sınırımızın dışından bizim tarafımıza bomba düşmektedir, vatandaşlarımız hayatını kaybetmektedir. Türkiye egemen bir devlettir, bunu koruyabilecek güce sahip bir devlettir. Ayrıca son günler PYD'nin büyük bir yalanını da ortaya çıkarmıştır. Nedir o yalan? PYD'nin DAEŞ'e karşı savaştığı şeklinde bir yalan. Türkiye, DAEŞ'e karşı mücadele ederken bir tek PYD'nin sesi yükseliyor. Bu bir taktik yaklaşımıdır, bu kadar rahatsız olması bir şeyi daha ortaya çıkarıyor. Tamamen Suriye'nin toprakları içinde oluşum oluşturmak için taktiksel bi yaklaşım içindedirler. Terörle mücadele edeceğiz, AB'den en büyük isteğimiz, DAEŞ'le PKK'nın aynı olduğunu kabul etmelidir. Nasıl DAEŞ çadır açamıyorsa, dergi çıkaramıyorsa PKK'ya da ayrıcalık verilmemesi gerekiyor. Dostuk ve müttefiklik gereği bu hassasiyeti göstermelerini diliyorum.

Ayrıntılar geliyor...