AB Bakanı: Suriyeliler, Türkiye'de kalıcı değil

AB Bakanı: Suriyeliler, Türkiye'de kalıcı değil

Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin durumuna ilişkin olarak, "Suriye ile geri kabul anlaşmamız var ama şu an Suriye’deki şartlar nedeniyle geri gönderemiyoruz. Türkiye’de kaldıkları sürece, daha iyi koşullarda yaşamalarını sağlıyoruz. Çalışma hakkı tanıdık, eğitim veriyoruz. Ama bu demek değil ki sürekli olarak Türkiye’de kalacaklar. Suriye sorunu çözülürse birçoğu Suriye’ye geri dönecek" diye konuştu. Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Volkan Bozkır, "Göçmenler gönderilinceye kadar olan bölüm bizim değil, AB’nin problemi. Formaliteleri tamamlayıp, mültecileri geri gönderirlerse alacağız ve en iyi imkânlarla burada ağırlayacağız" dedi.

Kübra Par'ın Volkan Bozkır'la yaptığı söyleşinin bir kısmı şöyle:

AB ile anlaşma sağlandı sağlanmasına ama bu iyi bir şey mi oldu kötü bir şey mi? Kimileri “Avrupa bize birkaç kuruş para verdi, karşılığında mülteci derdini başımıza sardı” diye düşünüyor. Kimileri de çok iyi olduğunu söylüyor...

Bu tarihi bir uzlaşma oldu. Türkiye düzensiz göçmen merkezi haline gelmedi. Bir düzensiz göçmeni Türkiye’ye gönderdiklerinde karşılığında legal yollardan Türkiye’deki kamplardan bir kişiyi Avrupa’ya göndereceğiz.

Yani, Türkiye’deki göçmen sayısı artmayacak mı?

Artmayacak da azalmayacak da... Ama bunun karşılığında Avrupa Birliği ile olan mevcut ilişkimizi canlandırıyoruz. Vize kalkacak. Gümrük Birliği güncellemesiyle 150 milyar dolar olan ticaretimiz 300 milyar dolara çıkacak. Fasıllar açılacak. Türkiye’deki Suriyeliler için mevcut 3 milyar Euro’ya ilave 3 milyar Euro daha gelecek. İlave edilecek.

Kazan kazan durumu oldu yani...

“Kazan kazan” yerine “daha çok kazan, daha çok kazan” oldu!

Dış politikada yalnızlaştığımız bir süreçte Türkiye’nin kazancı daha çok psikolojik oldu diyebilir miyiz?

Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok. Ama bu önemli sorunları çözebilmek için Türkiye’nin kendini Avrupa Birliği ailesinden hissetmesi gerekiyor. Bunu hissettirirlerse ilerleme olur. Bu yüzden 11 senedir yapılmayan zirve toplantıları son 5 ayda 4 kez yapıldı. Ekonomi, enerji ve siyasi alanda çeşitli platformlar oluşturuldu. Kendimizi yeniden aile içinde hissediyoruz. Son 10 yılın en sıcak ilişkisini kurduk.

Yunanistan’dan Türkiye’ye dönmek istemeyen mültecilere ne yapılacak? Zorla, yaka paça mı gönderilecekler? BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) ve Uluslararası Af Örgütü’nün sözleşmeyle ilgili ciddi eleştirileri var...

Göçmenler gönderilinceye kadar olan bölüm bizim değil, AB’nin problemi. Formaliteleri tamamlayıp, mültecileri geri gönderirlerse alacağız ve en iyi imkânlarla burada ağırlayacağız. Aralarında başka ülkelere gönderilecekler varsa göndereceğiz. Gelen bir kişi karşılığında kamplarda yaşayan Suriyeli misafirlerimizden birini Avrupa’ya yollayacağız. 10 kişi gelirse 10 kişi gitmek zorunda... Avrupa’ya giden olmazsa sonrasında gelen kişileri almayacağız. Gayet net.

Buradan gönderilecek sığınmacılar hangi kriterlere göre seçilecek? UNHCR prensipleri uygulanacak. Her kategoriden insanların olduğu bir sepet sunacağız. Sadece doktor, mimar, mühendis seçemeyecekler. Gidenler içinde kanser hastası ya da yaşlı mülteciler de olacak. 20-25 bin kişilik bir liste hazırlıyoruz.

 

‘Türkiye'de kalıcı değiller’

 

Türkiye, Suriyelilere mülteci statüsü tanımıyor. Oysa savaş sonlansa dahi büyük bölümünün ülkesine dönmeyeceği düşünülüyor. Misafir demeyi bırakıp entegrasyon politikaları uygulamamız gerekmez mi?

Suriye ile geri kabul anlaşmamız var ama şu an Suriye’deki şartlar nedeniyle geri gönderemiyoruz. Türkiye’de kaldıkları sürece, daha iyi koşullarda yaşamalarını sağlıyoruz. Çalışma hakkı tanıdık, eğitim veriyoruz. Ama bu demek değil ki sürekli olarak Türkiye’de kalacaklar. Suriye sorunu çözülürse birçoğu Suriye’ye geri dönecek.

“Türkiye’nin Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi çekince ancak AB ile tam üyelik aşamasında kaldırılacak” diyordunuz. Bu anlaşma buna bir istisna getiriyor mu?

Hayır, çekincemiz hâlâ geçerli. Burada uygulanan Avrupa Birliği ile geri kabul anlaşması değil, Yunanistan ile aramızda özel bir anlaşma olacak. İkisi arasında fark var, bu anlaşmayla sadece Yunan adalarından geri alıyoruz, AB’nin tamamından değil. Türkiye’den karayoluyla Atina’ya gidenleri kapsamıyor, 20 Mart’tan sonra Yunanistan’ın 5 adasına deniz yolundan gidenleri kapsıyor. Coğrafi çekincemizin içine giren düzensiz göçmenleri de geri alıyoruz. Suriyelileri tutuyoruz, ancak bunlara coğrafi çekincemiz uyarınca mülteci statüsü vermiyoruz. Geri kabul anlaşması yaptığımız diğer ülke vatandaşlarını ise kendi ülkelerine gönderiyoruz. Örneğin Pakistan ile anlaşmamız var. Afganistan ve Fas ile anlaşmamız yok, ilk fırsatta imzalayacağız.

Önümüzdeki yaz tatile Avrupa’ya mı gideceğiz? Vizelerin kalkması sıradan vatandaş için ne ifade edecek?

Vize, 36 yıldır Türkiye vatandaşlarının hak etmediği bir uygulamaydı. 1980 darbesinin kötü bir mirasıydı. Bugüne kadar 400 milyon Euro harç ödendi. Hazirandan itibaren isteyen vatandaşımız, İrlanda ve İngiltere hariç Schengen alanına dahil ülkelere 90 günlüğüne vizesiz gidebilecek.

Ama uymamız gereken 72 kriter varmış. Zor olmayacak mı?

72 kriter içinde 6 kanun ve 5 uluslararası sözleşmenin onayı var. Bunları 30 Nisan’a kadar Meclis’ten geçireceğiz. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Meclis’ten geçti Diğer 5 kanun da arkasından geçecek. Muhalefet işbirliği yaparsa vizenin kalkması Meclis’in onuru olur. Köstek olmaya devam ederlerse vizenin kalkması AK Parti hükümetinin başarısı ve milletine hediyesi olur.

Ya vizeyi kaldırmazlarsa?

Geri kabul anlaşmasına bir madde koyduk. Eğer vize kalkmazsa bizim de geri kabul anlaşmasını feshetme hakkımız var.

Habertürk'te yayımlanan söyleşinin tamamını okumak için tıklayın