Avrupa Birliği, süt piyasasında uygulanan ‘plan ekonomisi’ kurallarını kaldırmak için kolları sıvadı. Tarım Bakanları çiftçilerine AB bütçesinden ödenen doğrudan yardımların kaldırılmasına karşı.
Avrupalı çiftçiler hafta başında Birlik merkezinin bulunduğu Brüksel’in yollarını traktörleriyle kapatıp trafiği felç etti. Protestocu üreticiler süte uygulanan taban alım fiyatının arttırılmasını talep ediyor. Süt kotasının süresi uzatılmayıp litre fiyatına zam yapılmadığı takdirde binlerce üreticinin çiftçiliği bırakmasından endişe ediliyor. Brüksel’de toplanan Tarım Bakanları Konseyi’nin üreticinin dertlerine kulak kabarttığını söylemek zor.
Avusturya Tarım Bakanı Nikolaus Berlakoviç yıllar önce 2015 yılında sone erecek olan alım garantisinin uzatılmasına çaba gösterdiklerini ancak tarım bakanlarından destek alamadıklarını söyledi.
“Gerçekleri görmek ve süt alımları için belli bir kota saptanmasının günümüzün problemlerini çözmeye yetmeyeceğini kabul etmek gerekir” diyen Berlakoviç, üretim kotasının güven kazandırmaya yetmediğini ve Avrupa süt piyasasını yeniden düzenleyip üreticinin konumunu sağlamlaştırmaya çalıştıklarını belirtti.
Almanya Tarım Bakanı Ilse Aigner de kota uygulamasına son verip süt fiyatının arz – talep mekanizmasına göre belirlenmesinden yana olduklarını söyledi. Aigner, süt piyasasındaki planlamacılığa son verme zamanının geldiğini ve üreticinin büyük şirketlerle birleşerek piyasadaki ağırlığını arttırması tavsiyesinde bulundu.
Aigner, kalitenin süt ürünleri piyasasını genişleteceğini şöyle dile getirdi: “Peynir ve yoğurt gibi süt ürünlerinin sağladığı katma değerin ürün kalitesiyle arttırılması gerekir. Sütün işlenmesine İtalya ya da Fransa kadar önem vermediğimiz için litre başına düşen katma değerimiz oldukça düşük. İhracatta başarılı olan büyük Alman mandıraları var. Bunlar, AB ülkeleri kadar Rusya ve Çin’e de ürün satıyor. Dünyada, kaliteli süt ürünlerine önem veren büyük bir piyasa potansiyeli var.”
Yedi yıllık Avrupa Birliği bütçesiyle ilgili müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması süt üreticisini de yakından ilgilendiriyor. Tarım sübvansiyonları birlik bütçesindeki en büyük kalem. Tarım bütçesi, üreticiye doğrudan yapılan ödemelerle, kırsal gelişmeyi teşvik fonundan oluşuyor. AB kırsal gelişmeyi, çevre sağlığının korunup, organik tarımcılığın yaygınlaştırılması amacıyla teşvik ediyor. Konsey Başkanı Herman Van Rompuy, bütçeyi aşırı kabarık bulan ülkelerin ısrarları doğrultusunda, Birlik Komisyonu’nun bu alana ayırmak istediği bütçenin azaltılmasını önermişti. Almanya Tarım Bakanı Ilse Aigner bütçe müzakerelerinde hükümetinin tasarruf rotasını izlemiş ancak tasarruf önlemlerinin sadece tarım bütçesi üzerinde yoğunlaştırılmasına karşı çıkmıştı. Çevreci gruplar üreticiye yapılan doğrudan ödemelerin sadece büyük süthanelerle tek tür ekim yapan üreticiye yaradığını öne sürerken tarım bakanı, üreticiyi piyasadaki fiyat dalgalanmalarından koruduğu gerekçesiyle doğrudan yardımların kaldırılmamasını istiyor.
İspanya Tarım Bakanı Miguel Arias Canete ise hem birlik hem de tarım bütçesinin arttırılmasını talep ediyor. İspanyol çiftçisi Brüksel’den gelen paralardan oldukça fazla yararlanıyor. Canete tarım reformuyla ilgili görüşmelerden ümitli.
Fransa ve bir ay sonra dönem başkanlığını devralacak olan İrlanda gibi tarım ülkeleri dayanışma gösterdiği için iyimserliğini koruduğunu söyleyen Canete, Avrupa Parlamentosu’ndan da destek aldıklarını ve ortak tarım politikasındaki köklü reformların parasız başarılamayacağını ifade etti.
Canete’nin Avusturyalı meslektaşı Berlakoviç ise kırsal gelişme teşviklerinin azaltılmasına karşı çıkarak, AB organik tarımcılığa teşvik edilirken Avusturya gibi başından beri organik tarımı savunan bir üyenin cezalandırılmasının kabul edilemeyeceğini, söyledi.
Tarımlık arazinin yüzde yirmisinde organik tarımcılık yapıldığını belirten Berlakoviç’e göre Avusturya bu alanda en ileri Avrupa ülkesi sayılıyor. İsveç Tarım Bakanı Eskil Erlandsson da İsveçli üreticiyi gelir kaybına uğratacağı gerekçesiyle konsey başkanının tasarruf önerilerine karşı çıktı.
Oysa İsveç birlik Avrupa’sının en tutumlu ülkeleri arasında yer alır. Görüldüğü gibi, kendi yetki alanı söz konusu olduğunda hiçbir bakan paranın azaltılmasına razı olmuyor. (Deutsche Welle Türkçe)