AB'de "aşı kimliği" ile seyahat tartışması

AB'de "aşı kimliği" ile seyahat tartışması

Değer Akal

Avrupa'da, Covid-19 salgını ile mücadele amacıyla uygulanan kısıtlamaların kaldırılarak seyahat özgürlüğüne yeniden yeşil ışık yakılması beklentisi gün geçtikçe artıyor.

Bir yandan, olağanüstü kısıtlamalarla salgını kontrol altında tutmaya çalışan, diğer yandan da artan seyahat özgürlüğü taleplerine yanıt verebilmenin yollarını arayan Avrupa hükümetlerinin hareket alanı bir hayli sınırlı.

Salgınla mücadelede henüz istenen aşamaya gelinmemiş, aşılama hedeflerine ulaşılamamış olunması, ayrıca uzmanların mutasyona uğramış virüsün daha hızlı bulaşan varıyantlarının hızla yayıldığına işaret ederek üçüncü dalga uyarısı yapması, seyahat kısıtlamalarının kısa vadede hızlı adımlarla gevşetilmesi ihtimalini zora sokuyor.

Çalışmalarına hız verilen dijital aşı kimliği ile en azından AB içinde seyahat kısıtlamalarının kademeli olarak gevşetilmesi umut edilse de, bunun beklentilere ne ölçüde yanıt verebileceği ile ilgili belirsizlikler sürüyor.

AB'deki dijital aşı kimliği çalışmaları, hedeflenen öncelikler, üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları, gündeme getirilen itirazların yol açtığı soru işaretlerini, 6 başlıkta derledik:

1. AB'nin yeni kimlik kartı hangi ismi taşıyacak?

"Kovid pasaportu", "aşı pasaportu", "aşı seyahat belgesi" gibi pek çok farklı isim gündeme geldi, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen hafta başında yaptığı açıklamayla son noktayı koydu. Von der Leyen belgenin "Dijital Yeşil Kimlik" adını taşıyacağını, ilgili yasa teklifinin de bu ay içinde üye ülkelere sunulacağını duyurdu.

2. Dijital kimlik hangi bilgileri içerecek? Nüfus cüzdanı, pasaport gibi basılı bir belge mi olacak? Almak için ücret ödenecek mi?

AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, AB'nin 27 üye ülkesinde teknik altyapıların "önümüzdeki aylarda" dijital kimlik için hazır hale getirilmesinin hedeflendiğine dikkat çekerken, bu kimliklerde yer alması hedeflenen bilgileri, "kişinin Covid-19 aşısı olduğuna dair kanıt, henüz aşı olamamış kişilerde test sonuçları, Covid-19'u atlatmış olanların ise sağlık durumları hakkında bilgiler" olarak sıraladı. Düzenlemede, kişisel verilerin gizliliği ve veri güvenliğine önem verileceğinin altını çizen von der Leyen, "AB veri koruma standartlarına riayet edilecek" dedi.

Adı üstünde, "Dijital Yeşil Kimlik" bir nüfus cüzdanı ya da pasaport gibi değil, dijital olacak. Dijital kimliklerin, sahtesinin üretilmemesi ve tüm üye ülkelerde kolaylıkla okunabilecek nitelikte olması için düşünülen alternatiflerden birisi, uçak biniş kartı gibi, akıllı telefonda taşınabilecek ya da çıktısı alınabilecek, QR (karekod) içeren bir belge olması. Dijital kimliği almak için, ücret ödenip ödemeyeceği ise henüz bilinmiyor.

3. Dijital kimlikle aşı olanlara seyahat özgürlüğü mü tanınacak?

Hayır. Bu konuda AB'de genel geçer bir siyasi mutabakat sağlanmış değil. "Dijital Yeşil Kimlik Avrupalıların hayatlarını kolaylaştırmalı" diyen AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Avrupalıların, çalışmak ya da turizm amacıyla, AB içinde ve sınırları dışına, güvenli bir şekilde seyahat edebilmesini, kademeli olarak temin edebilmek istediklerini" söylemekle yetindi. Yani, kademeli bir şekilde kısıtlamaların kaldırılması yönündeki "temennisini" dile getirmekle yetinmiş oldu.

Almanya ve Fransa gibi üye ülkeler dijital aşı kimliği ile salgın nedeniyle uygulanan seyahat kısıtlamalarının gevşetilmesi konusunun ilişkilendirilmemesini istiyor. Oysa Avusturya, Yunanistan, İspanya, Portekiz ve Bulgaristan gibi turizmi canlandırmak isteyen ülkeler, aşı olmuş olanlara seyahat etme özgürlüğü tanınmasını istiyor, hatta tek taraflı olarak bu kişilere kolaylık tanıyan adımlar atıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron gibi diğer AB üyesi ülkelerin liderleri ise tek başına aşı olmuş olanlara seyahat kolaylığı sağlanmasına itiraz ediyor, bu yöndeki kararları frenliyor.

4. Hangi siyasi, hukuki ve tıbbi itirazlar, aşı olanlara ayrıcalık tanınmasına engel teşkil edebilir?

AB genelinde sadece çok küçük bir azınlık aşı olabildi. Oxford Üniversitesi verilerine göre bu oran AB'nin toplam nüfusunun sadece yaklaşık yüzde 7'sine tekabül ediyor. Örneğin Alman basınına yansıyan bilgilere göre başkent Berlin'de şimdiye kadar 80 yaş üstündekilerin sadece yüzde 42'sine aşı yapılabildi. Siyasiler ve uzmanlar, aşı olabilmiş küçük bir azınlığa seyahat etme ayrıcalığı tanınmasının, toplumdaki "adalet" anlayışına darbe indirebileceği uyarısında bulunuyor.

Aşının seyahat özgürlüğü için bir "ön koşul" haline getirilemeyeceğine dikkat çeken Merkel ve Macron da herkesin aşı olabilme imkanına sahip olmadığına işaret ederek, toplumların "aşı olanlar" ve "olmayanlar" şeklinde ikiye bölünmemesi, aşı olanlardan "imtiyazlılar sınıfı" yaratılmaması gerektiğine vurgu yapıyor.

Ayrıca AB, aşılama hedeflerinde yol alamadı. AB'deki yetişkin nüfusun yüzde 70'i ancak en erken Eylül ayında, yani tatil sezonundan sonra aşılanmış olabilecek. Bu da aşı tedariğinde yeniden zorluklar yaşanmaması halinde mümkün olacak. Yine hamile kadınlar ve çocuklar da henüz aşılanmıyor.

Alman hükümetinin Turizm Sorumlusu Thomas Bareiß, ZDF televizyonuna yaptığı açıklamada, "Herkese aşı olma fırsatı tanınmasını beklemeliyiz" diyerek, ancak o zaman bu kıstas gözetilerek, herkes için güvenli seyahat imkanı sunulabileceğini söyledi.

Tıbbi ve bilimsel açıdan da çekinceler gündeme getiriliyor. Aşı olanların, virüsü üçüncü kişilere bulaştırıp bulaştırmadığı henüz tam olarak bilinmiyor. Ayrıca aşıların, kişileri ne kadar süreyle koruduğu da, henüz tam olarak bilimsel anlamda tespit edilebilmiş değil. Örneğin, Ocak ayında iki doz aşısını olmuş bir kişinin, Temmuz ayında halen virüse karşı korunup korunmadığı sorusunun henüz bilimsel, nihai bir yanıtı yok.

Öte yandan Alman hükümeti, kimsenin aşı olmaya zorlanmayacağını açıklamıştı. Şimdi sadece aşı olmuş olanların seyahat edebilmesine imkan sağlayacak bir düzenlemenin, dolaylı olarak aşı zorunluluğu anlamına geleceği, seyahat özgürlüğü kısıtlamasının da aşı olmayanlara "yaptırım" ya da "ceza" olarak yorumlanabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bu tür hamlelerin, komplo teorilerinin artmasına yol açabileceği, koronavirüs önlemleri ve aşı karşıtlarının da güçlenebileceği uyarısında bulunuyor. Alman Etik Kurulu da, devletlerin aşı olanlara ayrıcalık tanımaması gerektiğini savunuyor.

Almanya gibi pek çok üye ülke, salgının seyrine bağlı olarak, hem AB içinde hem Avrupa dışına seyahatlere uygulanan kısıtlamaların yaz sezonuna doğru gevşetilmesi halinde, Koronavirüs testlerinin önemli olmaya devam edeceğine, seyahat öncesi ve sonrasında testlerle güvenli seyahat imkanının sağlanabileceğine dikkat çekiyor.

5. AB'nin Dijital Yeşil Kimlik kartının, kimlere ne tür avantajlar sağlayacağına, üye ülkeler ve özel şirketler tek başlarına karar verebilir mi?

Evet. Dijital Yeşil Kimlik kartı ile kimlere, ne tür avantajlar sağlanacağına hem üye ülkeler tek başlarına, hem de özel şirketler, restoranlar, tiyatrolar ve sinemalar karar verebilecek. Halihazırda, aşı olmuş olanlara kolaylık tanıyan AB üye ülkeleri ve özel şirketler var.

Örneğin Yunanistan, AB üyesi Kıbrıs ve İsrail, aşı olmuş olanlara seyahat kolaylığı tanınması konusunda anlaştı. Yunanistan, İngiltere ile de benzer bir anlaşma için görüşmeler yürütüyor. Polonya, Romanya ve Estonya, aşı olduklarına dair belgeleri sunanlara, ülkeye serbestçe seyahat etme imkanı tanıyorlar. Polonya ayrıca yurtdışı seyahatlerinden dönenlere uygulanan karantina zorunluluğunu, aşı olmuş olanlar için kaldırdı. Diğer bazı üye ülkeler de benzer adımlar atıyor.

Aşıyı şart koşan özel turizm şirketleri de var. Örneğin Alltours, Ekim ayı itibariyle otellerinde ancak aşı olmuş olan kişileri konuk edeceğini duyurdu.

6. Yeni dijital kimlik için nasıl bir takvim öngörülüyor?

Görüş ayrılıkları ve tartışmalar süre dursun, Dijital Yeşil Kimlik için hedef Haziran ayı. AB Komisyonu tarafından hazırlanan yasa teklifinin, 17 Mart'ta Avrupa Parlamentosu'nun, 25 Mart'ta ise AB liderlerinin onayına sunulması bekleniyor.

Kabul edilmesi halinde, dijital kimlik uygulamasının hayata geçirilebilmesi için, 27 AB üyesi ülkenin, ilgili ulusal veri tabanı sistemlerinin birbiriyle uyumlandırılması gerekiyor. Güvenilir dijital platformlarda, öngörülen kriterlerle uyumlu bir şekilde bu verilerin toplanabilmesi için teknik altyapı düzenlemelerinin yapılması gerekecek. Komisyon, bunun için üç aylık bir süreye ihtiyaç duyulacağı görüşünde. Uzmanlar ise takvimin sarkabileceğine dikkat çekiyor.

Almanya, aşı kimliğini, elektronik sağlık kartı ile eşzamanlı olarak, Ocak 2022 için planlamıştı. Federal Sağlık Bakanlığı'nın son gelişmeler ışığında, teknik altyapı için şirketlerle görüşmelerine ve çalışmalarına hız verdiği belirtiliyor.